Hayır diyebilmek, kendi sınırlarımızı, haklarımızı ve tercihlerimizi koruyabilmek adına oldukça önemli bir beceridir. Bu becerinin eksikliği ya da yetersizliği de, kendimizi zor durumlarda bulmak, fazlaca enerji ve zaman harcamak, yorulup tükenmek ve hatta suistimal edilmek gibi pek çok olumsuz sonuca yol açabilir.
Hayır diyebilmenin önünde çoğunlukla şöyle engeller karşımıza çıkar:
1. ‘Buna hakkım yok’ ‘Böyle yapılmaz’ ‘Olmaz’ ‘Yanlış olur’ ‘Ayıp olur’ gibi toplumsal ve ailesel öğrenmeler
2. ‘Hayır dersem kırılır’ ‘İstemediğimi söylersem üzülür’ gibi başkalarını incitme korkusu ve suçluluk duygusu
3. ‘Hayır dersem beceremeyeceğimi düşünür’ ‘Beni aptal bulur’ gibi eleştirilme korkusu
Hayır diyemediğimiz zaman karşılaşabileceğimiz olası olumsuz sonuçlar şöyledir:
· Kendine güvende azalma
· İnisiyatif alamama, karar verememe, kendini savunamama, hep memnun etmeye çalışma, başkalarına bağımlı hale gelme
· Öfke ve kızgınlık duyguları ile saldırgan ifade ve davranışlar
· Kendini ve düşüncelerini açıkça ifade edememe, tartışmadan kaçınma
· Üzüntü, hayalkırıklığı
Evet demek, çoğunlukla hayır demekten daha kolay görünmektedir. Ancak, evet demenin bedellerine ve sonuçlarına baktığımız zaman, yerinde ve zamanında bir ‘hayır’ çok daha kolay ve etkindir. Önemli olan, zorunlu ve kaçınılmaz evetlerden, kişiliğinizi daha iyi ifade eden hayırlara geçiş yapabilmektir.
Bunun için hayır denmesi gereken durumları ayırt etmek önemlidir:
· Bizden tam olarak ne beklendiği açık olmayan, belirsiz ve zorlu durumlar,
· Bizi zor duruma düşüren, suistimal eden veya sindiren durumlar,
· Memnun olmadığımız ve rahatsızlık veren durumlar,
· Sınırlarımızı, yetkilerimizi, becerilerimizi, isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı aşan durumlar,
· Özveride bulunduğumuz ama bunun takdir edilmediği durumlar,
· Edilgen, kendi istek ve ihtiyaçlarımıza aykırı davranmak durumunda kaldığımız olaylar karşısında hayır diyebilmek gereklidir.
Kişiliğinizi ifade eden, yerinde ve etkin hayırlar içinşunları deneyebilirsiniz:
· Suçlayıcı sen ifadeleri yerine açıklayıcı ben ifadeleri kullanın.
· Kendinizi açıklayan ve saldırganlaşmayan ifadeler kullanarak öfkenizi, kırgınlığınızı, üzüntünüzü ve memnuniyetsizliğinizi ifade edin.
· Karşınızdakini dikkate alan ama sizi de ortaya koyup savunan ifadeler kullanın.
· Israrcı durumlar karşısında tutumunuzu belli eden kararlı ifadeler kullanın ve bunları ısrarla tekrarlayın, adeta bir bozuk plak gibi.
· Kendinizi anlatmak, son zamanlarda yaşadıklarınız ya da duygularınız, düşünceleriniz hakkında bilgi vermek samimiyet, açıklık ve yakınlık kazandırır. Bu da hem hayır diyebilmeniz için işleri kolaylaştırır hem de karşınızdakinin sizi daha iyi anlamasına yardımcı olur.
· Her iki taraf için de kabul edilebilir bir teklifte bulunmak gerginliği azaltır ve her iki tarafın da kazanmasını sağlar.
· Kendinize, haklarınızın, isteklerinizin ve ihtiyaçlarınızın herkesinki kadar önemli ve değerli olduğunu sıklıkla hatırlatın.
Kaçınılmaz evet’lerden, yerinde hayır’lara geçiş egzersizleri:
Açık ve net ifadeler kullanmak:Yanlış anlaşılmaları ve istismarları önlemek için muğlak ve yuvarlak ifadelerden kaçınıp; açık, net ve kısa ifadeler kullanın. Karşınızdakinin sizi anladığını doğrulayarak duruma netlik kazandırın. Zayıf, kararsız, güvensiz, emin olmayan bir hayır; muhalefet, baskı ve ısrarla karşılanabilir.
Yedek çözümler kullanmak:Uzun ve kısır tartışmalardan kaçının, çıkarlarınızı koruyabilecek farklı opsiyonları değerlendirin. Bu durumda yedek çözümünüz ‘Hayır, ama...’ demek olabilir: ‘Hayır bu akşam olmaz, ama istersen Çarşamba günü yapabiliriz.’ Böylece hayırınız netliğini korur ama şiddeti azalır. Seçenek sunarak samimi ve iletişimi açan bir diyalog kurabilirsiniz.
Zaman istemek:Zayıf ve kararsız hayırları önlemek amacıyla; istemediğiniz, kabul edemeyeceğiniz ya da size ters düşen şeyleri rahat bir şekilde tanımlayabilene dek zaman isteyin. Tereddütlüyseniz, durum sizin için netleşene kadar bekleyin.
Duygularınızı yazmak, defter tutmak:Duyguları yazarak not etmek, onları somut bir şekilde görmeye ve incelemeye yardım eder. Böylece öznel durumlara nesnel bir şekilde bakabilmemizi sağlar. Düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız arasında bağlantıları görmemize yardımcı olur. Bu da hayır denmesi gereken durumu anlamayı kolaylaştırır.
Fiziksel mesafenizi ayarlamak: Fiziksel yaşam alanlarımız özel, kişisel, toplumsal ve kamusal alan olarak giderek genişler. Hangisinde kendinizi daha rahat hissediyorsanız, karşınızdakiyle mesafenizi buna göre ayarlayabilirsiniz. Uzak mesafe, kişiselliği ve yakınlığı azaltır, daha bağımsız ve objektif kılar. Yakın mesafe, yanıtın sertliğini azaltır, iletişimi yumuşatır.
Karşınızdakini değerlendirmek: Mesafeyi arttırarak daha objektif bir değerlendirme yapabilirsiniz: karşınızdakinin dostça ya da saldırgan, yumuşak ya da ısrarcı olup olmadığına karar vererek uygun yanıtınızı belirleyebilirsiniz. Karşınızdakine tam olarak ne istediğini sorarak bilgi toplayabilir, zaman kazanabilir ve uygun yanıtı belirlemek için zemin hazırlayabilirsiniz.
Aşama aşama gitmek:Daha kolay, duygusal yükü fazla olmayan hayırlardan başlayarak kendinizi aşama aşama hazırlayabilirsiniz. Bu, başarı olasılığınızı artırır, böylece kendinizi iyi hissetmenizi ve sonrası için motive olmanızı sağlar. Aynı zamanda benzer hayırları tekrarlamak gerekir. Bunları pratik ederek alışkanlık haline getirebilmeyi hedeflemek önemlidir.
Kendi değerinizi fark etmek:Herkes gibi sizin de göz önüne almanız gereken istek ve ihtiyaçlarınız vardır. Başkalarının istek ve ihtiyaçlarının sizinkilerden gerçekten daha önemli ve gerekli olup olmadığına koşulları gerçekçi değerlendirerek karar verebilirsiniz. Kendinize şunları hatırlatın:
· Benim haklarım, isteklerim ve ihtiyaçlarım da herkesinki kadar önemli ve değerli.
· Kendi hak, istek ve ihtiyaçlarımla uymayan şeylere hayır deme hakkım var.
· Başkalarıyla her zaman aynı fikirde olmak ya da hep onların istediklerini yapmak zorunda değilim.
· Sürekli olarak değerimi kanıtlamak zorunda değilim.
· Saygıyı hak ediyorum.
· Haklarımı bilirim ve savunabilirim.