Yeme bozuklukları en genel olarak bozulmuş beslenme ve yeme davranışları olarak tanımlanır. Bu, yemeğin tüketiminin veya sindiriminin bozulması yüzünden ciddi fiziksel veya psikososyal zararların ortaya çıkması anlamına gelmektedir.
Bir yeme bozukluğu olan Bulimia Nervoza’nın üç temel göstergesi vardır:
1.Tıkınırcasına yemeepizodları
2.Kilo alımını önlemek adına yapılan uygunsuz telafi edici davranışlar
3.Beden şekline ve kiloyaaşırı önem verme, kendini bunlar üzerinden değerlendirme
1. Tıkınırcasına yeme epizodları:
· Bir tıkınırcasına yeme epizodu; belirli bir zaman içerisinde (genellikle 2 saatten az sürede), çoğu insanın o zaman ve koşullar içinde yiyeceğinden somut şekilde çok daha fazla miktarda yemeği, adeta kontrol edilemez şekilde yemek anlamına gelmektedir. Bu epizod en az haftada bir ortaya çıkmaktadır.
· Tıkınırcasına yeme epizodunda, yenilen yemekler çeşitlilik göstermektedir. Bunu, insanın canının bir şeyi çok çekmesinden ayıran şey, yenen yemeğin miktarının aşırılığıdır. Bununla beraber, genellikle tıkınırcasına yerken, başka zamanlarda kaçınılan yemeklerin yenildiği görülmektedir.
· Tıkınırcasına yeme sırasında, kişinin kontrolü kaybetmiş hissine kapıldığı görülmektedir. Bu, tıkınırcasına yememek için kendini tutamamak anlamına gelebildiği gibi, bir kere yemeye başladıktan sonra duramamak anlamına da gelebilir.
· Tıkınırcasına yeme, sıkı diyet kurallarına rağmen ortaya çıkmaktadır. Sıklığı, haftada 1-2 kereden günde birkaç kereye kadar değişebilir. Tıkınırcasına yeme, çoğunlukla kişi kendini rahatsız edici ya da acı verici derece tok hissettiğinde durur.
· Pek çok kişi için tıkınırcasına yeme oldukça rahatsız edici ve streslidir. Bazı kişiler de, tıkınırcasına yemenin duygudurumlarını düzenlemeye yardımcı olduğunu belirtirler. Tıkınırcasına yeme, kısa vadede bu duyguları azaltabilse de, uzun vadede olumsuz kendini değerlendirmeye ve daha uzun olumsuz duygulanıma sebep olmaktadır.
· Tıkınırcasına yemenin tetikleyicileri arasında arasında, kişilerarası ilişkilerdeki stres, kısıtlayıcı diyet, beden şekli ve kiloyla ilgili olumsuz duygular ve düşünceler yer almaktadır.
2. Telafi edici davranışlar:
· Bunlar, kilo almayı önlemek adına, uygunsuz şekilde telafi etmeye yönelik sürekli davranışlardır. Kendini kusturma, uygunsuz laksatik, diüretik ya da farklı ilaçların kullanımı, kendini aç bırakma, aşırı egzersiz yapma gibi davranışlar buna örnek verilebilir. Çoğu kişi, tıkınırcasına yemeyi telafi etmek ya da genel olarak kilo almayı önlemek için bunlardan birkaçına başvurur. Bu yöntemler, tekrarlı şekilde kullanılır ve uygunsuz şekilde telafi etme amacı güder.
· En sık görülen telafi edici davranış kendini kusturmaktır. Kendini kusturmak için parmaklar ya da başka araçlar kullanılmaktadır; ancak sıklıkla kişiler alışkanlık kazanmakta ve bir araca gerek duymaksızın da kusabilmektedirler. Kusma, anlık olarak fiziksel rahatsızlığı önlemekte ve kilo alma korkusunu azaltmaktadır. Çoğu zaman bu anlık etkiler, bu yönteme tekrar tekrar başvurulmasına neden olmaktadır.
· Laksatif ve diüretik kullanımı sık başvurulan bir başka telafi edici yöntemdir. Kilo almayı uygunsuz şekilde önlemeyi amaçlayan her türlü ilaç, hormon, destek alımı ve kötüye kullanımı da bu kapsama girmektedir.
· Telafi etme amacıyla yapılan aşırı ve uygunsuz egzersizler de telafi edici davranışlar kapsamına girmektedir. Burada, kilo almayı önleme amacıyla yapılan egzersizler, başka önemli aktivitelerin önüne geçmekte, uygunsuz yer ve zamanlarda yapılmakta, yaralanma, ağrı ve acıya rağmen devam etmektedir.
· Bazen, telafi edici davranışlar, spesifik olarak tıkınırcasına yemeyi telafi etmeyi amaçlamasa da kilo almayı önlemeyi amaçlar. Böyle durumlarda, telafi edici yöntemler, tıkınırcasına yemenin hemen ardından ortaya çıkmaz; daha çok rutin haline gelir ve diyet yapmak gibi gündelik yaşamın bir parçası olur.
3. Kilo ve bedene aşırı önem verme:
· Kendini algılama ve değerlendirmede kilo ve bedene aşırı önem yüklenmektedir. Bu, kilo ve bedenle ilgili olumsuz düşünce ve duyguların, özgüveni ciddi şekilde olumsuz etkilemesi anlamına gelmektedir. Kendine güvendeki yetersizlik, kilo ve beden ile ilgili olumsuz algılara dayanmaktadır. Kişi kendini değerlendirirken, bütüncül bir değerlendirme yapamaz. Kilosu ve bedeni ile ilgili algılar, diğer herşeyin önüne geçmektedir. Bunlarla ilgili olumsuz fikirler, kişinin kendisiyle ilgili de olumsuz bir algı ve inanç geliştirmesine neden olmaktadır.
Kısıtlayıcı diyetin kritik rolü:
Bulimia Nervoza’da çoğunlukla bu üç göstergenin ve kısıtlayıcı diyet davranışının birbiriyle etkileşim içerisinde olduğu görülmektedir. Kısıtlayıcı diyet, beslenmenin kısıtlanmış hale gelmesi demektir. Bazı besinler beslenme rutininden tamamen çıkarılır ya da tüm gün bir şey yemeyerek besin miktarı aşırı kısıtlanır veya uygulaması neredeyse imkansız kurallar benimsenir. Çoğu zaman kilo ve bedenle ilgili olumsuz algılar kısıtlayıcı diyete başvurmayı doğurur. Kısıtlayıcı diyet, gerekli besini kısıtladığı için tıkınırcasına yemeyi tetikler. Tıkınırcasına yeme sonrasında telafi etme amacıyla uygunsuz yöntemlere başvurulur. Böylece yeme ve beslenme, sağlıklı, besleyici ve doğal olmaktan çıkıp; katı, kısıtlayıcı ve stresli bir hale bürünür.
Bulimia Nervoza’nın fiziksel zararları:
§ Kendini kusturma: el ve parmaklarda kalıcı yara ve izlere, dişlerde kalıcı mine kaybına,
§ Kusma ve laksatif benzeri ilaç kullanımı: mide ve yemek borusu tahribatlarına, mide hastalıklarına , bağırsak problemlerine,
§ Kısıtlayıcı diyet ile sağlıksız beslenme: kalp ve kemik hastalıklarına, menstrasyon duraklaması ve neticesinde osteoporoza (kemik erimesi) yol açmaktadır.
Bulimia Nervoza’nın sosyal ve psikolojik zararları:
· Bozulmuş yeme düzeni stres yaratır, duygusal dalgalanmalara neden olur,
· Tıkınırcasına yeme ve telafi etme davranışları çoğunlukla utanç ve suçluluk hisettirir,
· Kişi genellikle saklanma ve gizlenmeye başvurur, giderek izole olur, farklı yaşam aktivitelerinden uzaklaşır
· Kendini değerlendirme giderek olumsuzlaşır, özgüven azalır
Başlangıcı:
Genellikle ergenlik çağında görülmektedir. Çoğunlukla, kilo verme amaçlı bir diyetten sonra tıkınırcasına yeme davranışının ortaya çıkmasıyla döngü başlar. Genellikle, birden çok stresli yaşam olayının tetikleyici olduğu görülmektedir. Stresli yaşam olayları kendilik algısını olumsuz etkilemekte, bu da kilo ve beden ile ilgili algılar yoluyla diyeti ya da tıkınırcasına yemeyi tetikleyebilmektedir.
Tedavisi:
Bulimia Nervoza’da erken tanı ve tedavi, kronikleşmeyi önlemek, fiziksel zararları olabildiğince erken durdurmak ve gidişatı iyiye döndürmek bakımından çok önemlidir. Tedavi; yeme ve beslenme davranışının düzenlenlenmesini, sağlıklı beslenme ile ilgili psikoeğitimi, gerekli durumlarda ilaç tedavisini, stresle baş etmeyi ve mutlaka kendilik algısı ve özgüvenle ilgili çalışmaları kapsamaktadır.