Hayatın içinde mutsuzluk, kaygı, yetersizlik, öfke, hayal kırıklığı, değersizlik, utanç, suçluluk ve daha birçok olumsuz duyguyu deneyimleriz. Olumlu duygularımızı fark edip kabullenmek ne kadar kolaysa, olumsuz duygularla kalabilmek de bir o kadar zordur. Bizi mutsuz gören tanıdıklarımızın teselli cümleleri genellikle, üzülme, ağlama, boşver, düşünmemeye çalış olur. Birçok kişisel gelişim kitabı, olumsuz duygularımızı nasıl ortadan kaldıracağımızı, nasıl daha pozitif ve mutlu olacağımızı anlatır. Mutluluk, sevinç heyecan gibi olumlu duygularımız gibi iç dünyamızın parçası olan olumsuz duyguları hayatımızdan çıkarmaya çalışmanın bedeli nedir acaba?
Bu duyguları kabullenmek demek, onların içinde boğulmak ve içlerinden çıkamamak değildir. Aksine, onları görmezden gelmek, bastırmak için çaba harcamak, daha güçlü bir şekilde hissedilmelerine ve hayatımızı yönetmelerine olanak tanır. Bazen sadece o anda, o duyguda kalabilmek gerekir. Aynı bedenimizdeki bir yara gibi görülmeye, bakım almaya ihtiyaç duyar iç dünyamız. Yaramızı ne kadar koparıp ortadan kaldırmaya çalışırsak, o kadar kanar, o kadar geç iyileşir.
Aslında olumsuz duygular da iç dünyamızın sinyalleridir. Neye ihtiyaç duyduğumuzu, nelerin bize iyi gelmediğini hatırlatır. Kötü hissettiğimiz bir zamanı düşünelim. Tam olarak ne oldu? Aklımızdan geçenler nelerdi? Ne hissettik? Öfkelendik mi mesela? Öfkelenmemize neden olan, arkadaki duygumuz neydi? Önce kendimize dönüp o anki duygumuzu bulmak bile iyileştirici olur bazen.
Belki de en zoru, kendimize ve duygularımıza şefkat duyabilmektir. Mesela çok güvendiğimiz biri, bizim güvenimizi kıracak bir davranışta bulunduysa, hayal kırıklığı hissetmemiz, üzülmemiz, öfkelenmemiz son derece doğaldır. Hissettiğimiz acıyı reddetmek, bu acı nedeniyle kendimizi eleştirmek, kendimize ve duygularımıza acımasız davranmak olacaktır.
Acı, insan doğasının bir parçasıdır. Olumsuz duygular hissettiğimiz anlarda durup kendimizi anlamak, yaşadığımız durumun zor oluşunu kabul etmek, bu duyguları yalnızca kendimizin hissetmediğini bilmek ve kendimizi iyi edebilmek için neye ihtiyacımız olduğuna odaklanmak, kendimizi sakinleştirmemizi sağlayacaktır. İyi ve kötü tüm duyguların bize ait olduğunu kabul etmek, başka bir kendilik halinde yaşamadan, kendimiz olabilmeyi de sağlayacaktır.