Gündelik yaşamda bizi en çok zorlayan konulardan birisi, istemediğimiz talepler karşısında sınır koyabilmek yani hayır diyebilmektir. Hayır diyemediğimiz için birçok kez kendimizi istemediğimiz durumların, yapmak istemediğimiz işlerin içinde bulabiliriz. Peki hayır dememizi bu kadar zorlaştıran nedir?
Hayır dediğimizde karşımızdaki kişiyi reddetmiş olacağımızı, bu nedenle onu inciteceğimizi düşünebiliriz. Hayır demeyi bir bencillik göstergesi olarak algılayıp, diğer insanlarla ilişkilerimizi iyi tutmak adına kendi isteklerimizden ödün verebiliriz. Hayır dediğimizde, karşımızdaki kişiyle olan ilişkimizin yara alacağını, hatta sonlanacağını düşünebiliriz.
Bu ve benzeri kaygılar nedeniyle hayır diyemediğimiz durumlar zamanla biriktiğinde, kendimizi tükenmiş ve yorgun hissederiz. Hayır diyemediğimiz talepler nedeniyle zamanımızı iyi yönetemez, gitgide daha fazla sıkışırız. Hayır diyemediğimiz kişilere karşı öfke beslemeye başlarız. Bu öfke biriktikçe, uygun olmayan durum ve zamanlarda, aşırı tepkiler verip, ilişkilerimizi zedeleriz. Ayrıca hayatımızda sınır koyamadığımızı görmek, kendimize olan güvenimize de zarar vermeye başlar.
Öncelikle, hayır demenin bir bencillik göstergesi olmadığını kabul etmek gerekmektedir. Hayır dediğimizde karşımızdaki kişiyi reddetmek ya da incitmek zorunda değiliz. Gerçek ve yakın ilişkiler geliştirdiğimiz kişiler, onlara sınır koyduğumuz için bizi yargılamayacaklardır. Hayır diyebilmek, hayatımızın kontrolünü elimizde tutabilmenin de yoludur. Yorgun olduğumuz halde hayır diyemeyerek kabul ettiğimiz bir buluşma, hem keyifsiz vakit geçirmemize hem de bizi davet eden kişilere içten içe öfke duymamıza neden olacaktır. Ayrıca hayır diyemediğimiz için özsaygımız da yara alacaktır.
Nasıl hayır diyebiliriz? Öncelikle bize bir taleple gelindiğinde, bu talebi iyice değerlendirmeli, bunu yapıp yapamayacağımıza karar vermeli ve bu kararı verirken kendi istek ve ihtiyaçlarımızı gözardı etmemeliyiz. Karşımızdaki kişiyi incitmeden hayır diyebilmenin yolu 'ben dili' kullanımından geçmektedir. Ben dili kullanırken, karşımızdaki kişiyi yargılamak yerine kendi duygu ve düşüncelerimizi ifade ederiz. Böylece onu reddetmeden, isteğini neden gerçekleştiremeyeceğimizi sebepleriyle açıklamış oluruz. Örneğin yorgunken bizi dışarıya davet eden arkadaşlarımıza; onlarla olmayı istediğimizi ancak bir gece önceden uykusuz kaldığımız için yorgun olduğumuzu, eğer bu akşam da dışarı çıkarsak dinlenemeyeceğimizi ve yarın işe konsantre olamayacağımızı söylemek, buna iyi bir örnek olacaktır.
Unutmamalıyız ki hayır diyebilmek, hayatımızı kontrol edebilmemizin, hayattan keyif alabilmemizin, istek ve ihtiyaçlarımıza öncelik verebilmemizin, sağlıklı ilişkiler geliştirebilmemizin en önemli anahtarıdır.