Vegan modanın deri açılımı

Sürdürülebilir modanın yükselişi, yalnızca geri dönüşüm, kıyafet kiralama ya da ikinci el sektörünü değil, hayvansal içerik kullanılmayan alternatif malzemelere ilgiyi de artırdı. Bunların başında da hayvansal kaynaklı olmayan deri geliyor. Mantar, ananas, kaktüs ya da üzüm kabuğu gibi doğal malzemelerin kullanıldığı bitkisel bazlı deriler, Hermes, Stella McCartney gibi lüks moda markalarının radarına çoktan girdi. Yükselen alternatif deri sektörünün son dönemde parlayan yıldızı ise laboratuvarda yetiştirilen deriler. Hollywood’un hayvan refahı ve çevre konusunda en aktivist isimlerinden oyuncu Leonardo DiCaprio’nun laboratuvarda yetiştirme deri üretimini amaçlayan girişim VitroLabs’e yaptığı son yatırım da bunun en güncel örneklerinden biri.

Kaliforniya merkezli biyoteknoloji girişimi VitroLabs, geçtiğimiz hafta DiCaprio’nun yanı sıra Gucci, Saint Laurent ve Balenciaga gibi markaları barındıran lüks grup Kering’in ana katılımıyla 46 milyon dolarlık yatırım aldığını duyurdu. Kök hücre yöntemiyle laboratuvarda yetiştirme deri üretimine odaklanan girişim, gelişmiş doku mühendisliği teknikleri kullanarak geleneksel derinin görünümü, hissi ve performansına ulaşan bir malzeme bileşimi yaratmayı amaçlıyor.

Bitki bazlı deriler sektörde

Son yıllarda, bitki kaynaklı malzemeler kullanarak geleneksel hayvan derisine sürdürülebilir ve etik alternatifler üretme amacıyla bir dizi şirket ortaya çıktı. 2019’da Meksikalı girişimcilerin bir tür kaktüsten üreterek hayata geçirdiği ilk organik deri girişimi Desserto, esnekliği, nefes alabilirliği ve en az 10 yıl dayanıklılığı sayesinde hızla büyüdü ve Fossil, Karl Legerfeld ve H&M gibi büyük markalar tarafından kullanılmaya başlandı. Piñatex isimli Londra merkezli şirket ise ananas hasadından kalan yapraklardan üretilen vegan derisiyle Hugo Boss ve H&M’in koleksiyonlarının yanı sıra Hilton Hotels’in Londra’daki ilk tamamen vegan süitinde kullanıldı.

Oyuncu Leonardo DiCaprio bugüne dek, bitkisel bazlı et üreticisi Beyond Meat, vegan süt markası Califia Farms ve nohut aperatif şirketi HIPPEAS dahil birçok vegan şirkete yatırımda bulundu.

İlk vegan yemek yarışması

Tüm dünyada büyük ilgi gören televizyon şovlarının başında yemek yarışmaları geliyor. Farklı konseptlere sahip olsalar da bu yarışmaların ortak özelliği hayvansal ürün kullanmaları. ABD’de yayına hazırlanan yeni yemek yarışması Peeled ise ilk bitkisel bazlı yemek program olarak bu geleneği kırmaya hazırlanıyor. Masterchef gibi ünlü realite yemek programlarının formatını izleyecek yarışmanın çekimleri, Las Vegas’taki ilk yüzde yüz vegan yemek okulu olan Vegas Vegan Aşçılık Okulu ve Restoranı’nda yapılacak. Bu yaz yayınlanması planlanan, kendi türünde bir ilk olacak programda hepsi vegan olan jüri üyeleri önünde şefler yarışacak. Finalde ise kazanana, seçtikleri bir hayır kurumuna bağışlamak üzere 1000 dolar para ödülü sunulacak. Program ayrıca vegan markaların ürünlerini sergilemeleri ve markalarını yeni kitlelere tanıtmaları için bir platform görevi görecek.

Araştırma: Kan şekerini düşürüyor

Danimarka’da yapılan bir araştırma, vegan beslenmenin kilo vermeye ve Tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri seviyelerini düşürmesine yardımcı olduğunu ortaya koydu. Kopenhag’taki Steno Diyabet Merkezi’nde yürütülen araştırma, vücut kitle endeksi 25’in üzerinde olan fazla kilolu ya da Tip 2 diyabeti olan 796 kişi arasında yapıldı. Buna göre, üç ay vegan beslenmek normal beslenmeye kıyasla ortalama 4,1 kilo verilmesini sağlamanın yanında kan şekeri seviyelerini de düşürüyor.

Kansere karşı koruyucu

Kısa süre önce Oxford Üniversitesi bünyesinde yürütülen bir araştırma ise vejeteryan veya vegan bir diyetin, balık dahil herhangi bir et ürünü içeren beslenme tarzına kıyasla yüzde 14 daha düşük olduğunu ortaya koydu. 2006 ve 2010 yılları arasında UK Biobank’tan toplanan 472 binden fazla İngiliz yetişkinden alınan verilerin analiz edildiği araştırma sonuçlarına göre:

Düzenli bir şekilde et tüketenlere (haftada 5 kereden fazla) kıyasla, az et tüketenlerin bağırsak kanserine yakalanma riski yüzde 9 daha düşük.

Vejetaryen kadınların, düzenli olarak et tüketenlere kıyasla menopoz sonrası meme kanseri geliştirme olasılığı yüzde 18 daha düşük.

Vejetaryen erkeklerin prostat kanserine yakalanma riski, düzenli et tüketenlere kıyasla yüzde 31 daha düşük.

Pesketaryen erkeklerin prostat kanserine yakalanma riski ise düzenli et tüketenlere kıyasla yüzde 20 daha düşük.