05.06.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
Pandemiyle birlikte hayatımızın her alanına nüfuz eden sosyal medya uygulamalarından flört dünyası da nasibini aldı. Günümüz aşkları sanal mecralarda yazışarak başlıyor ve birçoğu yüz yüze tanışma faslına dahi geçmeksizin yazışarak, bir bakıma kişinin hayal dünyasında devam ediyor. Öyle ki, aylarca sadece yazışma üzerinden devam edip evlilik teklifi edenler dahi var. Tanıştıktan sonra ise hayalgücünün yanılsamasıyla yüzleşip hüsrana uğrayanların sayısı da azımsanmayacak boyutta.
İlişki koçu Adil Yıldırım, Karakarga Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “50 Maddede Sosyal Medya Aşkları”nda tam da bu fenomeni ele alıyor ve sanal alemde gerçek bir ilişki kurmak adına gereken ipuçlarını sıralıyor. Kitaptan yola çıkarak Yıldırım’la sosyal medya aşklarının “50 tonunu” mercek altına alıyoruz.
Sosyal medya aşkı nedir?
İlk adımında hiçbir insani temas yani görsel, dokunsal ya da işitsel faktör olmadan, tamamen hayal gücünü devreye sokarak başlayan ve genelde aynı şekilde ilerleyen flört modeline sosyal medya aşkı diyoruz. Bunlara ilişki diyemeyiz, iletişimde olan insanlar diyelim çünkü aslında yüz yüze tanışmıyorlar oysa çok sayıda insan aslında sadece mesajlaşmakta olduğu kişiyi gerçekten tanıdığı yanılgısına düşüyor ve bir türlü bu yanılgıdan çıkamıyor. Kısa süreli diye genelleme yapamayız çünkü bazen hiç tanışmayan bu insanların aralarındaki mesajlaşmanın aylarca sürdüğünü söyleyebiliriz. “Ben hiç tanımadığım bir adamla iki senedir yazışıyorum ve evlilik planlıyoruz” diye sorular bana her gün ulaşıyor.
Ortak özellikleri
İlk olarak hayal kırıklığı diyelim çünkü mesajlaşma sonrasında tanışma aşamasında hayal gücünün yanılsaması ile karşılaşan insanların sayısı az değildir. Bir diğer nokta ise görmezden gelme faktörü diyebiliriz yani tanışınca o insandan hoşlanmıyor ama bunu görmezden gelerek iletişimde ısrarcı olanlar var. Bunu sürdürmeye çalışıyor çünkü örneğin uzun zamandır çok yalnız veya etrafında herkesin ilişkisi var diye kendini bu konuda eksik hissediyor; dolayısıyla iletişime devam ederek hiç sevmediği bir insanla inatla evlenenler bile var. Bunlar şaka değil; gerçekten böyle vakalar var.
Yazılmayan kuralları
İlk kural; kesinlikle yüz yüze tanışma süreci hızlı olmalıdır. Yani mesajlaşma ne kadar uzarsa ve karşınızdaki insan görüşme sürecini ne kadar erteliyorsa o kadar güvenilmez birisi demektir. Bunun sebebi genelde görüşmeden kaçan insanların hayatında başkaları oluyor ve hatta evli olanlar bile var, öncelikle mesajla kendine bağlamaya çalışıp sonra görüşmek isteyenlerin sayısı az değildir. Benim önerim kesinlikle bir duygu geliştirmeden önce tanışın, belki de hayal gücünüzde yarattığınız insan ile karşınızdaki insan aynı kişi olmayabilir. Mesajlaşırken aşık olmayınız!
En sık yapılan hatalar
Sosyal medyada çok yoğun zaman geçiren ve sürekli flört eden bazı erkeklere YouTube kanalımda sırtlan lakabını taktım çünkü aynı anda çok sayıda kadına mesaj gönderenler var. Buna erkek dünyasında “oltalama yöntemi” deniyor, en azından birisi mesajıma döner diye düşünerek yüzlerce kadına DM’den mesaj atan veya emoji gönderen erkeklerin sayısı az değildir. Kadınların en büyük hatası, hiç tanımadığı bir adamdan “Senden hoşlandım” veya “Daha önce böyle hissetmedim” gibi cümleleri duyduktan sonra yükselmesi ve bir duygu üretmeye başlamalarıdır. Bazı erkeklerin böyle cümleleri yazarken gerçekten ciddi olduğunu sanan ve hatta tanışmadan evlenme teklifi alarak bunu ciddi ciddi düşünen kadınlar var. Bunun sebebi, duygusal boşluk ve yalnızlık.
Nelere dikkat etmeli?
Bağımlı olmadığı sürece bir insan buradan sosyalleşmekten keyif alıyorsa hiçbir sorun yok, dengeli yürütmesi gerekir. Diyelim ki oradan birisiyle mesajlaşma süreci başladı, en fazla bir hafta sonra tanışmalarını öneririm. Eğer şehir dışından biriyle mesajlaşıyorsa o zaman da en fazla bir ay içerisinde tanışması iyi olacaktır. Tanışma sonrası işler yolunda gitmedi diyelim, hemen uygulamadan yeni birileriyle yazışmak ve sürekli yeni denemeler yapmak bazı insanları depresyona kadar sürüklüyor; çünkü bir süre sonra başarısızlık hissine giriyorlar, “Arkadaşım yaptı ben neden yapamıyorum?” diye sorgulamaya başladığı anda aslında kendine zarar veriyor, kıyaslama yapmadan sosyal medyanın herkes için aynı dinamikleri üretmediğini kabul etmek gerekir.
“50 Maddede Sosyal Medya Aşkları” Karakarga Yayınları’ndan çıktı.
“Asıl problem mutluluk pozlarına inanmakta”
İnternet ortamında geçmişten bugüne farklı uygulamalar etrafında flört etkileşimleri yaşanıyor. Icq’dan Instagram’a, flört uygulamalarına gelen süreci düşündüğümüzde, sosyal medya üzerinden gelişen ilişkilerin doğası değişti mi, nasıl?
“50 Maddede Sosyal Medya Aşkları”nda tüm bu uygulamaların yıllar içerisinde yaşadığı evrimi detaylı olarak anlattım. İlginç olan nokta ise kesinlikle çok hızlı bir ilerleme süreci yaşandı ve daha da hızlanacak gibi görünüyor. Her geçen gün insanların sosyal medyaya bağımlılık oranları artıyor ve artık her ihtiyaçlarını oradan gidermeye çalışıyorlar. 90’lı yıllarda ICQ veya MIRC ortamları vardı, internetle ilk tanıştığımız dönemlerdi ve mesajlaşırken bir profil oluşturmak mümkün değildi, sadece bir “nick name” bulduktan sonra biriyle mesajlaşmak mümkündü. Oysa sonra profil sayfası oluşturma süreçleri başladı ve zamanla işin içine filtreler girdi, gerçekten var olmayan mutluluk pozları verilmeye başlandı. İnsanlar sosyal medyada gördükleri her paylaşıma inanıyorlar, asıl problem burada.