30.01.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
Özlem Ülkü - Binlerce çocuğun dolduğu bir alan. Heyecan, koşturma, uğultu hepsi bir yerde. Birden eğlenceli bir bandonun gelmesiyle o heyecan daha da tavan yapıyor ve uğultular cıvıltılara dönüyor. Burası bir eğlence merkezi ya da oyun parkı değil Türkiye’nin en büyük spor organizasyonlarından biri olan Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası turnuvası...
Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) tarafından 2005 yılından bu yana Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda düzenlenen Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası, Antalya’nın Serik ilçesinde 23-29 Ocak arasında gerçekleşti. Devlet okullarında bugüne kadar 30 bin satranç sınıfı açıldı. Toplam 76 ilden katılım olan turnuvaya 7-12 yaş aralığında 1410, 13-18 yaş aralığında 624 olmak üzere, toplam 2 bin 34 sporcu mücadele etti. Açılışı Antalya Valisi Ersin Yazıcı ve TSF Başkanı Gülkız Tulay yaptı. Ülkenin dört bir yanında yüreği satranç ile çarpan minikleri buluşturan, 2011 yılından itibaren Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası olarak iki farklı kategoride gerçekleşen turnuvada her yaş kategorisinde ilk 3’e giren sporcular, Milli Takım havuzuna alınıp, kasım ayında Türkiye’de düzenlenmesi planlanan Avrupa Yaş Grupları Satranç Şampiyonası’nda davet edilecek.
Açılış gününe tanık olduğumuz turnuva, yüzyıllardır akıl dolu strateji oyunu satrancın çocuk yaşta öğrenilmesinin kişiliğin gelişiminde, farkındalıklarının artmasında ne kadar büyük bir yeri olduğunu gözlemlemek açısından büyük bir olanak oldu. Tarihin en eski strateji ve zeka oyunlarından biri olan satranç; ülkemizde de çok uzun yıllardır ilgi görüyor. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde asırlardır kuşaktan kuşağa aktarılan, gencinden yaşlısına herkesin büyük tutkusu olan bir zeka oyunu. Öyle ki Van’ın Bahçesaray ilçesi kahvehanelerde satranç oynanmasıyla meşhur. Bölgenin bir başka ili, Hakkari’de yer alan Şemdinli ilçesinin de bu alandaki geleneğini de turnuva aracılığıyla öğrendik. İran sınırında yer alan Alan köyünde büyüyen, 17 yaşındaki Nimet Akbaş da turnuvanın yıldızlarındandı.
“Her evde satranç takımı vardır”
Aynı şehirden dokuz arkadaşıyla turnuvaya katılan Nimet Akbaş’ın hikayesi evinde, dedesini babasını satranç oynarken görmesiyle başlamış. Antrenörü ve il temsilcisi Mustafa Özdemir, “Satranç, bizim bölgede atalarımızın mirasıdır. Satranç kültürü Pers İmparatorluğu zamanına dayanıyor. İran’dan gelmiş bize. Köylerimizde her evde bir satranç takımı vardır. Evin en özel köşesinde illa ki görürsünüz” cümleleriyle satrancın hayatlarındaki yerinden bahsediyor. Kış koşullarının çok çetin geçtiği bölgede insanların özellikle kışları birbirlerinin evlerine satranç oynamak için gittiklerini, erkeklerin özellikle yaşlıların satranca tutkulu olduklarını söylüyor. Ortalama 200-300 haneli olan köylerde çoğunlukla hayvancılıkla geçimlerini sürdüren insanların, zorlu hayat koşullarına karşı daha sabırlı olmalarında da satrancın büyük etkisi olduğunu ifade eden Özdemir, çouklarında da büyükleri izleyerek kendilerini geliştirdiklerini, sonrasında ise eğitimlere katıldıklarını anlatıyor. Nimet de bu çocuklardan biri. Babasından gördüğü ilk hamlelerin ardından ilkokul öğretmeni aracılığıyla halk eğitim merkezinin kursuna gidiyor. Beş kez Türkiye çapında turnuvalara gitmeye hak kazanan genç oyuncu, 2021 Arzum Kadınlar Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye onuncusu olmuş.
Antalya’daki turnuvada Yıldızlar kategorisinde yer alan Nimet, 10 yıldır kendisine yol arkadaşlığı yapan satranç sayesinde ufkunun açıldığını söylüyor: “Beni satranç geliştirdi, değiştirdi. Derslerime de olumlu yönde çok etkisi oldu. Şampiyonalar sayesinde başka illere giderek belki hiç göremeyeceğim yerleri ziyaret ettim, arkadaşlıklar kurdum. Hem hayallerimizdeki hem hayatımızdaki sınırları kaldırdı. Bizim köyde doğup da satranca ilgi duymamak mümkün değil zaten. Gidişatın ilk kurallarını babamdan öğrendim. Kendimi çok şanslı hissediyorum, böyle bir ailem olduğu için. Biz okulda da öğle aralarında veya herhangi bir boşluğumuzda zeka oyunları odamıza gider, satranç oynarız. Satranç eşittir hayat demek benim için. Sabırlı olmayı, yaşadığımız olaylara olumlu yönde yorum katmayı da bu şekilde öğrendim.” Antalya’daki turnuvaya katılmak için yarım metreden fazla karın olduğu evinden çıkarak zorlu bir yolculuk geçiren Akbaş’ın hayali, satrançla milli sporcu olmak ve bu alanda birgün hakem unvanı alabilmek.”
Irmak Somyürek (8)
“Büyüyünce doktor ve satranç öğretmeni olmak istiyorum”
Denizli’de dünyaya gelen Irmak Somyürek, ilkokul 2. sınıf öğrencisi. 5 yaşında babasından ilgi duyarak satranç oynamaya başlayan Irmak, hemen akabinde kursa gidiyor. Üç yıl gibi kısa sürede il birinciliklerinden 7 ve 8 yaş şampiyonluğuna çok sayıda başarıya imza atan minik oyuncu, son olarak 2022 Küçükler Denizli Satranç İl Birinciliği unvanını aldı. “Babamı görünce ben de istedim. O da benimle oynamaya başladı. Sonra beni satranç kulübüne yazdırdı. İlk 6.5 yaşındayken Denizli’de turnuvaya gittim” diyen oyuncu, satrancın derslerinde başarılı olmasına katkı sağladığını da söylüyor. Günde üç saatini ayırdığı satrançta idolü şimdilerde antrenörü Alper Hoca olsa da hedeflerini yüksek tuttuğunu da şu sözleriyle anlatıyor: “Satranç oyuncularında bence en iyi benim Alper Hocam. Hedefim, turnuvaları kazanmak, kadın oyunculardaki en iyi unvanları almak ve başka ülkelere gidip, oralarda derece yapmak. Büyüyünce de doktor ve satranç öğretmeni olmak istiyorum. Şimdi günde en fazla üç saat çalışıyorum. Derslerimi bitirip satranç oynuyorum. Oyunlarda da hep düşünüyorum, hamlelerin hepsini hesap etmeye çalışıyorum. Rakiplerimin önceki maçlarına bakıp, onun nasıl oynadığını bulmaya çalışıp ona göre çalışıyorum. Böylece yenebiliyorum. Düşünmeyi çok seviyorum. Rakibimi yendiğim zaman çok seviniyorum, yuppi diyorum.”
Miraç Melih Topuz (14)
“Satrançla kendimi daha iyi ifade eder oldum”
Turnuvaya Elazığ’dan katılan Miraç Melih Topuz’un satrançla tanışması, büyüdüğü Sevgi Evleri’ne dayanıyor. 2018 yılından bu yana çok sayıda turnuvaya katılan Topuz, 2020 yılında Küçükler ve Yıldızlar Türkiye şampiyonasını 35. sırada bitiriyor. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 27 Ekim 2020’de online yaptığı satranç turnuvasında Türkiye şampiyonu olduktan sonra Haziran 2021’de Türkiye Satranç Federasyonu Elazığ İl Temsilciliği tarafından düzenlenen turnuvada Elazığ Şampiyonu unvanını alıyor. Satrancın hayatına etkileri içinse şunları söylüyor: “Sevgi Evleri’nde öğretmenlerimiz sayesinde satrançla tanıştım. Altı senedir neredeyse hiç ara vermeden çalışıyorum. Satrancın derslerimize çok katkısı oluyor ve yine onun sayesinde daha çok arkadaşım oldu, kimseyle sorun yaşamıyorum. Kendimi daha iyi ifade edebiliyorum. Kişiliğimizi de iyi anlamda çok etkiledi. Bu alandaki en büyük hedefim Türkiye derecesi yapıp, Milli Takım’a girmek. Bu şekilde Avrupa Şampiyonası’na gitmek. Bunun için çalışıyorum. “
Onur Çelik (17)
“Aile sıcaklığını takımlarda buldum”
Elazığ Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğü’nde koruma ve bakım altına alınan Onur Çelik, 2014 yılından bu yana satranç oynuyor. İl genelinde onlarca turnuvaya katılan Çelik, birçok defa Elazığ birincisi oldu. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2017 yılında Mardin’de TSF ile düzenlediği şampiyonada Türkiye birincisi oldu. Öğrenim hayatına devam eden Çelik, hayata bakışının satrançla değiştiğini söylüyor: “Artık attığımız her adımı düşünüyoruz. Daha çok düşünmenizi, kavramanızı sağlıyor. Derslere özellikle matematiğe çok faydası oluyor. Bir diğer güzel nokta da ortamın çok samimi olması. Hiç kötü bir dostum yok. Hepsi aile gibi. Hasret olduğum o sıcaklığı da satranç takımlarında buldum. Hayalim Avrupa’da Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek.”
Arya Aydoğan (10):
“İdolüm Karpov, Kasparov ve Carlsen”
Turnuvaya Bursa’dan katılan Arya Aydoğan, 6 yaşındayken satranç kursuna gidiyor. Annesinin yüzme, jimnastik vb. kurslara yolladıktan sonra satranca olan ilgisini fark etmesiyle küçük yaşta yolculuğuna başlayan Aydoğan, ilk defa katıldığı 2020 Türkiye Küçükler Satranç Şampiyonası 9 Yaş Kızlar Kategorisi’nde Türkiye ikincisi oluyor. İlk Türkiye şampiyonluğunu ve uluslararası derecesini de 2021 yılında alan Aydoğan, 10 yaşında, Avrupa Okullar Satranç Şampiyonu oluyor. Satranç sayesinde planlı çalışmayı hayatının merkezine aldığını söyleyen Arya, “Satrancın derslerimde de başarılı olmama çok katkısı oldu. İlk başta sadece oyun gibi geldi, değişik ve eğlenceli dedim, mutlu oldum ve sürekli oynamak istedim. Şimdi satrançla ilgili başarılı kişilerin kitaplarını da okudum. Anatoli Karpov, Garri Kasparov ve Magnus Carlsen idolüm diyebilirim. Onların hakkında hep okumalar yapıyorum. Turnuvalar sayesinde çok güzel arkadaşlarımız oluyor. Bu da çok mutlu ediyor beni. Türkiye şampiyonu olmayı hedefliyorum. Büyüdüğümde doktor olmak istiyorum ama satranç da hep benimle olsun istiyorum. Çünkü zamanı doğru ve güzel kullanmamı satranç öğretti bana” diyor.