10.10.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:
Sudi Etuz’un yaratıcısı Şansım Adalı, beş yıldır her sezon Fashion Week Istanbul’da yer alan moda tasarımcılarından. Bu yıl 12-15 Ekim tarihleri arasında, geçen yıl olduğu gibi dijital olarak gerçekleşecek etkinlikte koleksiyonu SS22’yi memleketi Adana’dan yükselen Anavarza Efsanesi’nden ilhamla hazırlanan bir kısa filmle tanıtacak. Adalı’yla 35 parçadan oluşan yeni koleksiyonu etrafında modanın görsel sanatlarla buluşmasının etkisini ve pandemi sonrası moda dünyasında yaşanan dönüşümü konuştuk.
Anavarza Efsanesi sizin için neyi temsil ediyor, koleksiyonla arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?
Anavarza, Adana Çukurova’nın yakın geçmişteki arkeolojik keşiflerinin dünyaya çok önemli bir mirası. Arkeolog arkadaşlarımdan bu mirasın keşif çalışmalarının ilerlediğini duyduğum anda müthiş bir heyecanla tarihini araştırmaya başladım. Bir Adanalı olarak, bu dokuyu kendi çalışmalarımla buluşturup en çağdaş tanıtımını gerçekleştirmek yeni koleksiyonumun hedefi oldu. Lokali globalde kreatif şekilde tanıtmak moda performanslarımın hep odak noktasındaydı. Çiçek Pasajı, Unkapanı Plakçılar Çarşısı, Şarkhan’ın ardından Anavarza ile taçlanan sunumlarımız benim için çok özel. Hikâyemiz, efsanenin geçtiği Anavarza Kalesi’ni günümüz Adana’sında görerek, geçmişle bugün, gerçekle simülasyon arasında bir panorama sunuyor. Arka plandaki tarihsel mekanlar ve Adana urban hayatına göndermelerle bir tür füzyon yaratılan filmin hikâyesinde, aşk ile çatışma unsurları epik bir formda işleniyor.
Koleksiyonu kısa filmle sunacak olmanın tasarım sürecinizi etkileyen bir yanı var mı?
Dijital dönüşümde koleksiyonlar artık nasıl sunulduğuyla kurgulanıyor. Bu da tasarımın aşamasının daha en başında kumaş kadar önemli bir yere koyuyor film kurgusunu. Dolayısıyla koleksiyonun hangi senaryoda, nasıl bir prodüksiyonda sunulacağı kumaş, kalıp, renk kadar önemli bir konu haline geldi. Anavarza ile başlayan yeni koleksiyon serüvenimiz tamamen bu miras üzerine şekillendi. Taşların üzerine vuran ışıkların renkleri, mikro üstler ve tüller, şeffaf aksesuarlar tamamen Anavarza kültür mirasının yansımaları olarak karşımıza çıktı.
Son yıllarda sanal modellerin moda dünyasında hızla yükseldiğini görüyoruz. Koleksiyon filminizde de bir cast söz konusu ancak başrolde bir avatar var. Siz dijital karakterlerin yükselişini nasıl yorumluyorsunuz?
Dijital karakterlerin dünyası bizi alıp götüreli iki yıl oluyor. Dijital insanımız Sui-D’yi ilk lanse etmemizin üzerine başarılı bir astrolog olarak kullanıcılarıyla buluşması bizi çok mutlu ediyor. Şu an karakterimizin mobil uygulamasını sonuçlandırdığımız bu dönemde dijital insanların sosyal hayattaki temsilcilerinden biri olmak marka olarak en gurur duyduğumuz özelliklerimizden biri. Yine koleksiyon filmimizde de geçtiğimiz sezonun devam filmi olarak insan modelimizin avatar halini filmimize entegre ettik. Filmimiz bir bilgisayar oyunu içerisinde geçiyor, gerçekle sanalın bir aradalığını yaptığımız her işte yansıtmak en büyük hedeflerimizden.
“Hiçbir koleksiyon pandemi öncesi gibi değil”
İçinde bulunduğumuz pandemi dönemi her şey gibi moda dünyasını da dönüşüme zorladı. Modanın çevresel ve sosyal etkilerini daha çok tartışılıyor, sürdürülebilirliğe daha çok vurgu yapılıyor. Siz moda endüstrisinde gerçekçi anlamda bir dönüşüm gözlemliyor ya da bekliyor musunuz?
Çoktan değiştiğini düşünüyorum. Artık hiçbir üretim, hiçbir koleksiyon pandemi öncesi gibi değil. Moda ve hazır giyim, dünyadaki değişimlerin en büyük yansımalarını en hızlı şekilde gösteren önemli sektörlerden. Butik ve tasarımcı üretimler çoktan akıllı tasarım odağında uzun yıllar kullanılacak şekilde üretilmeye başlandı ve hızla ilerliyor. Tedarik zincirleri ve perakende devleri de kaynakların tükenme hızını yavaşlatmak için büyük çalışmalarda bulunuyorlar. Ancak tüm bunların alıcılar tarafından uygulanması ve hayat amacı haline gelmesi gerek. Bu noktada devletlerin, medyanın iş birliği çok önemli.
Sürdürülebilirlik kavramı sizin tasarımlarınızda nasıl karşılık buluyor, bu anlamda nelere dikkat ediyorsunuz?
Son üç sezondur tüm tasarımlarımız önce 3D olarak yapılıyor ve tasarımlar nihai sonuç ve kalıba bilgisayar üzerinden ulaşıyor. Bu kumaş sarfiyatı ve kalıp ziyanını sıfıra indiriyor. Bilgisayar üzerinden gerçeğe yüzde 100 uygun şekilde onaylanan tasarımlar en minimum kumaşla fiziksele dönüşüyor. Kullanılan kumaşlarımızın denim ve koton özellikli olanları tamamen geri dönüştürülmüş ve sürdürülebilir olarak tedarik ediliyor. Karbon ayak izi ve sürdürülebilirlik kavramı, bizim dijital üretime dönüşle hızlandırdığımız şekilde her daim gündemimizde, iş birliklerimizdeki üretim adet ve materyallerde ve projelerimizde yer alıyor.
Fashion Week Istanbul’da kimler var?
Bu yıl 12-15 Ekim tarihlerinde moda severlerle buluşacak Fashion Week Istanbul kapsamında 27 tasarımcı ve 11 New Gen by İMA ve KARMA by İMA genç tasarımcısı, 29 şov ve 27 solo defile ile karşımıza çıkacak. ARZU KAPROL, DB Berdan, CEREN OCAK, ÇİĞDEM AKIN, DILEK HANIF, DICE KAYEK, Emre Erdemoğlu, T.A.G.G, GOKHANYAVAS, LUG VON SIGA, KARMA by İMA, MEHMET EMİROGLU, MEHTAP ELAIDI, Mert Erkan, murat aytulum, NEDO by Nedret Taciroglu, nej, NEW GEN by İMA, NİHAN PEKER, NIYAZI ERDOGAN, OZGUR MASUR İstanbul, özlem erkan, Özlem Kaya, RED BEARD by Tanju Babacan, SELEN AKYUZ, sudietuz, SBNM, TUĞBA ATASOY ve Y PLUS by Yakup Biçer kısa filmlerle koleksiyonlarını sergileyecek.