PazarKendileri amatör tiyatro aşkları gerçek

Kendileri amatör tiyatro aşkları gerçek

23.03.2025 - 02:01 | Son Güncellenme:

Kumbaracı50’de farklı yaşlardan ve mesleklerden insanların tiyatro aşkı “Hayalet Kumpanya” ile sahneye taşındı. Biz de 27 Mart Dünya Tiyatro Günü öncesi ekip üyeleriyle bir araya geldik ve sahne deneyimlerini konuştuk.

Kendileri amatör tiyatro aşkları gerçek

Seyhan Akıncı - Beyoğlu Kumbaracı Yokuşu’nu indiğinizde 50 numarada sizi hayal kuran insanlar karşılar. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bir araya gelerek tiyatroya başlayan Altıdan Sonra Tiyatro grubu üyelerinin kurdukları hayal 1999’da çalışan tiyatrosuna evrildi ve Kumbaracı50’de kimlikleşti. Ardından farklı mesleklerde çalışan insanların sahnede olmaları ve birlikte oyun oynamaları için ‘ondokuzotuz’ zaman diliminde kurslar açıldı. Ve şimdi aynı hayali paylaşan insanlar K50 Amatör’ü kurarak ilk oyunlarıyla perde açtılar bile... Gülhan Kadim’in yönettiği “Hayalet Kumpanya”da; Afşar Yegin, Aslı Karagözoğlu Çelik, Berfe Gündüz Kurt, Cansu Etli, Ebru Akkan, Esra Kudde, Gözde Emre, Hakan Söyler, Hasret Güneş, Lütfiye Kösten, Mine Tan, Sıla Yazman, Yağmur Ergün, İklil Şanal sahneyi paylaşıyor.

Haberin Devamı

Esra Kudde: “20 yaş gençleşmişim gibi hissediyorum” 

İlk tiyatro oyununu 5 yaşında, şu anki Semavar Kumpanya’nın yerinde izledim. Önce Nejat Uygur, sonra Altan Erbulak Çevre Tiyatrosu’ydu orası. Oyunun adı “Cinli Canlı Çok Heyecanlı”ydı. Oyundaki genç kız yağ satarım bal satarımdaki gibi oyuncuların başına gidiyor onlara dokunduğunda onlar da tipten tipe giriyorlardı. 5 yaşımda o oyunu izlerken kendimi ilk kez sahnede hayal etmiş olabilirim. Mimarım, restorasyon konusunda uzmanlaştım. Mesleğimi çok seviyorum. Tiyatro benim için bir hobi değil. Üniversite zamanında amatör olarak deneyimlediğim ve sonra ara verdiğim bir şeye tekrar Kumbaracı50’de geri dönmüş olmak benim için nefes alma alanı. Ama özellikle amatör olması önemli. Sahne için üretilecek herhangi bir şey benim için çok kıymetli. O yüzden adımızın içindeki amatörü çok seviyorum. Üniversite tiyatrosuna başladığımda 18 bile değildim. Şu an 20 yaş gençleşmişim ve tekrar o enerjime geri dönmüşüm gibi hissediyorum. Tiyatro beni yükselten, hafifleten, bir şeyleri daha tahammül edilebilir kılan bir yerde.

Haberin Devamı

Aslı Karagözoğlu Çelik: “Provaya koşa koşa geliyorum” 

Sanırım 5 ya da 6 yaşındaydım ilkokuldan önce, babamla ilk kez AKM’de “Bremen Mızıkacıları”na gitmiştik. Ama babam son anda salonları karıştırmış ve biz önce bir klasik müzik konserine girmiştik. Ben de oyunun adı “Bremen Mızıkacıları” herhalde böyle bir şey diye hayal ederek izlediğimi hatırlıyorum. Sonra yarısında salon değişti. “Bremen Mızıkacıları”na girdik. Tiyatrodan ilk etkilendiğim an oyunun ikinci yarısıydı. Sonra ilkokuldan beri hep kendimi sahnede var etmeye çalıştım. Hep bir tiyatroya geri dönme çabam vardı. Asıl çıkış noktam ve kendimi bulduğum yer Kumbaracı50’nin ondokuzotuz iş çıkışı tiyatro kursu oldu. Bir yandan mesleğimizi yaparken bir yandan da tiyatro hayatımızı var edebiliyoruz. Ben de yoğun çalışıyorum ama o gün prova varsa koşa koşa geliyorum. Kızım oyunumuzu izledi çok etkilendi o da tiyatro ile ilgilenmeye başladı şimdi kendi tiyatro kulübünde sahneye çıkıyor. Şunu görmesi güzel; bir mesleği olabilir ama çok sevdiği başka bir şey varsa ondan vazgeçmek zorunda değil.

Haberin Devamı

Kendileri amatör tiyatro aşkları gerçek
K50 Amatör’ün kurucu üyeleri Afşar Yegin, Aslı Karagözoğlu Çelik, Berfe Gündüz Kurt, Cansu Etli, Ebru Akkan, Esra Kudde, Gözde Emre, Hakan Söyler, Hasret Güneş, Lütfiye Kösten, Mine Tan Dehmen, Salih Demirtaş, Sıla Yazman, Yağmur Ergün, İklil Şanal.

İklil Şanal: “Açtığı alanın kıymeti inanılmaz” 

Ben kantocu olacaktım. 5 yaşında Nurhan Damcıoğlu’nun inanılmaz bir hastasıydım. Babaannemin evinde bir ayna vardı. Onun karşısında elimde tarakla tangoculuk oynuyordum. Sonra ortaokulda abiler geldi. Tiyatro okuluna girmek istemez misiniz dediler. Aa tamam dedim. Yani aslında hayal etmekten ziyade direkt attılar sahneye. Bir kere adım atınca hep içinde kalıyor zaten. Avukatlık yapıyorum. Hepimizin beyaz yakalı olarak yaşadığı şeyler. Onun için buraya geldiğimde güzel oluyor. Tiyatro alan meselesi. Yani tiyatro diğer bütün sanatlardan farklı olarak tek başına yapabileceğimiz bir şey değil. Bu yüzden Kumbaracı50’nin açtığı alanın kıymeti inanılmaz. Oyuna gelen arkadaşlarımdan bir tanesi, ben seni hiç bu kadar mutlu görmedim dedi. Beni 30 yıldır tanıyor. 

Cansu Etli: “Birbirimizin gözünde o ışığı görüyoruz” 

Bir sene Yalova’da yazlık tutmuştuk. Orada küçük piyesler, skeçlerden bir şeyler yapalım, bağış toplayalım diye düşündük. Birkaç hafta skeçleri çalıştık. Bilet sattık ve sitenin kafesinde sahneledik. Ben onu çok sevdim. İstanbul’a dönünce sınıftaki arkadaşlarıma kast dağıtıp, onları çalıştırıp aynı oyunu okulda çıkardım. Bazı şeyler değişmiyor. Ondan sonra da fırsat buldukça kendimi sahneye attım. İletişimciyim. Bu hayali çok erken kurmuş ama gerçekleştirme cesaretini sonradan bulmuş birisiyim. Çok farklı yerlerde eğitimler aldım. Cesaretimi kıran ve beni üzen yerler de oldu. Buraya ondokuzotuz’la geldikten sonra Kumbaracı50’nin herkese kucak açan hâli bizi büyütüp bu hayali kurmamızı sağladı. Çok fazla insandan başka hiçbir yerde bu kadar parladığını ve mutlu olduğunu görmediğim sözlerini duydum. Sahnede birbirimizin gözünde o ışığı gördüğümüzde oynamak bizi başka bir yerden motive ediyor. 

Haberin Devamı

Mine Tan Dehmen: “Buraya geleceğini hayal bile edemezdim” 

Daha önce oyun izledim ama kendimi sahnede hayal ettiğimi hatırlamıyorum. Ortaokulda bir Türkçe öğretmenimiz vardı. Onun dersleri daha büyülü geçerdi. Derste doğaçlama bir şey yaptırmıştı. Kendimce iyi kıvırdığımı ve çok keyif aldığımı fark etmiştim. Sınıfın sahnesinde olmak çok keyif verici bir şeydi. Ortaokulun son senesinde yine iyi bir rehberlik öğretmenimiz vardı. Hocamızla bir oyun sahnelemeyi hedeflemiştik. Çalışmalarda şunu hissetmiştim. Tiyatro bir şekilde hayatımda var olacak. Ki öyle de oldu. Hukukçuyum, akademisyenim aynı zamanda. Üniversitede tiyatro yaparken evlenip hamile kalınca bırakmak zorunda kaldım. Biraz içimi sızlatan bir şeydi. Ondokuzotuz tiyatro kurulduktan sonra katıldım. Buraya geleceğini hayal bile edemezdim. Benim için yarım kalmış şeye böyle bir yol açıldığı için inanılmaz mutluyum. Hepimiz bambaşka yerlerden gelen farklı insanlarız. Hepimizin bir şekilde hayali, geçmişinden beri onu takip etmiş. Tiyatro hayaletleri bir şekilde bir araya geldi.

Haberin Devamı

Afşar Yegin: “Mış gibi yapmak bana çok güzel geldi” 

Akademisyenim. Kendimi hiç sahnede hayal ettiğim bir nokta hatırlamıyorum. Olay benim için daha erken başladı. İlkokul öncesi annemleri salondan gönderirdim “Siz gidin ben burada oyun oynayacağım,”...  diye ama oyundan kastım yerde oturup evcilik oynamak değildi. Kendi kendime konuşur, karakterler yazardım. İnsan büyüyüp hayat daha çetrefilli hâle gelince, daha az hayal kurmaya başlıyorsun. Arabayı senin kullanman gerektiğinde, arka koltukta gözlerini kapayıp yeni senaryolar yazamıyorken insan uzaklaşıyor. O uzaklaşmanın en net ve iyice uzadığı yerlerden biriydi. Şu an aramızda olmayan  arkadaşımız, “Hadi Afşar tiyatro kursuna gidelim, sen de seviyorsun” dedi. Ben öyle Kumbaracı50’yi buldum. Arabanın arka koltuğunda küçük bir kız çocuğuyken yaptığım hayal etme, annemleri salondan atarak oynamayı şimdi kendi yaşında aynı hayali paylaşan insanlarla beraber yaşıyorum. O oynama hissiyatı, yani mış gibi yapmak bana çok güzel geldi.

Ebru Akkan: “Birbirimizi sevmeden bu iş yapılmaz” 

25 sene bankacılık yaptım. Bizim meslek insana temas etmiyor. Emekli olunca öykü yazmaya, tiyatrolara daha sık gelmeye başladım. Kumbaracı50’yi biliyordum. Beraber dördüncü senemiz. Biz bu işi daha ciddi öğrenelim derken ekibi de bulmuşken başladık. Birbirimizi de sevmeden aslında bu iş yapılmaz.

Hasret Güneş: “En özel alanım” 

20’lerimin sonunda bir kariyer değiştirme dönemim oldu. Üniversitede turizm işletmeciliği eğitimi aldım. Hep büyük otellerde çalışmıştım. Ve bunu sürdüremeyeceğime karar vermiştim. Kendimi arama, işte böyle belki gecikmiş bir boşluk yılı alıp bakılma dönemimde hemen ilk dönmek istediğim şeylerden biri oldu tiyatro. O zamandan beri de aralıksız sürdürüyorum. Bir dönem kesinti oldu. O zaman çeviri yaparak bir parçası kalmaya çalıştım. O da aslında beni Kumbaracı50’ye getiren şey oldu. Buradaki atölye hocalarımızdan İsmail Sağır benim çevirisini yaptığım bir oyunla çalıştığı için tanışmış oldum. Buradaki atölyelere katıldım. Şimdi de oyun ve diğer heyecanlı şeylerin içerisindeyim. Hep en özel odam, alanım.

Salih Demirtaş: “Bizimkisi torun sevmek gibi” 

Teknoloji girişimcisiyim. Hayatımın hiçbir aşamasında sahnede olmak gibi bir hayalim olmadı. Ta ki Kumbaracı50’ye kadar. Bir arkadaşım ondokuzotuz kurslarına devam ediyordu. Onun bir paylaşımını görüp kaydoldum. 35 yaşındaydım ve hayatımda hiç tiyatro yapmamıştım. Sadece oyunlara gittim. İzledim çıktım. Kursa kaydolup bu hayali kurmaya başladığımdan bu yana 4 senedir devam ediyorum. Bahçeşehir’den gelip gidiyorum. Geriye dönüp baktığımda ben de kendime şaşıyorum. 3 oğlum var. Küçük oğlum birinci sınıfa gidiyor. Drama dersinde sahneye çıkacaklarmış. “Baba ben bunu bunu söyleyeceğim” diyor. Böyle inceden bir gurur duydum. Çocuğumun bunu benimle paylaşıyor olmasından. Aslında benim bu işe ne kadar emek verdiğimi görmesiyle de alakalı. Hatta bunu görmese belki de utanacaktı, çekinecekti. Orada rol almayacaktı. Bireysel olarak daha fazlasını da hayal edemiyorum açıkçası. Bizimki biraz torun sevmek gibi. 

KEŞFETYENİ
Usta sanatçı hayata gözlerini yumdu! Oğlundan ilk paylaşım
Usta sanatçı hayata gözlerini yumdu! Oğlundan ilk paylaşım

Cadde | 22.03.2025 - 17:11

Yeşilçam'ın efsane isimlerinden usta oyuncu Filiz Akın 82 yaşında yaşama gözlerini yumdu

Yazarlar