28.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Ermenistan tiyatrosunun klasik eserleri arasında yer alan oyunun yazarı gibi, eseri Türkçeye çeviren de İstanbul doğumlu bir Ermeni. Yönetmeni de Erivanlı olan oyunun tüm oyuncuları ise Türk.Trabzon Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenen "Bağdasar Kardeş"in takviminde İstanbul, Gürcistan ve Ermenistan turnesi de var.Trabzon Sanat Tiyatrosu'nun kurucusu, yöneticisi ve "Bağdasar Kardeş"in genel sanat yönetmeni Necati Zengin, oyunun İstanbul'da sahnelenmesi konusunda kendisine yardımcı olan arkadaşı Hrant Dink'in öldürülmesiyle gündemlerinde değişiklik yapacaklarını söyledi.Ermeni tiyatrosunun bir klasiği olan "Bağdasar Kardeş"in Trabzon'da sahnelenmesini sağlayan Zengin ile bu süreci ve bundan sonra yapacaklarını konuştuk. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i öldüren Ogün Samast ve arkadaşlarının yaşadığı kent olan Trabzon'da aylardır bir Ermeni tiyatro oyunu sahneleniyor. Trabzon Sanat Tiyatrosu 14 yıllık bir tiyatro. Kurucusu ve yöneticisi benim. Bugüne kadar 16 oyun sahneledik. Tiyatroyu kurarken birtakım ölçütlerle yola çıktık. Bunlardan biri de Türkiye'de oynanmamış özgün, farklı kültürlerin oyunlarını oynamak, tabii ki bu arada Türk tiyatrosunun seçkin yazarlarının oyunlarını sahnelemek. Yani bir yerli, bir yabancı oyun sergilemek. Bugüne kadar da böyle geldi. İki yıl önce Doğu Konferansı grubuyla Ermenistan'a gittim. Hrant Dink, Etyen Mahçupyan, Can Dündar, Nebil Özgentürk ve Nuray Mert'in de bulunduğu 20-25 kişilik aydınlar grubuyla... Orada halen Agos gazetesinin yazarlarından olan ve Agos'un Erivan temsilcisi Diran Lokmagözyan'la tanıştım. Trabzon'da yedi yıldır yapılan Karadeniz'e Kıyısı Bulunan Ülkeler Tiyatro Festivali'ne son dört yıldır Ermenistan da katılıyor. Oradan önemli gruplar gelip Ermenistan tiyatrosunu tanıtıyor. Erivan'da olduğum günlerde Diran'la o tiyatrolardan birine gittik. Festival için geliş gidişlerin haricinde bir Türk oyunu Ermenistan'da, bir Ermeni yazarın oyunu da Türkiye'de oynansın diye bir teklifte bulundum. Türk-Ermeni ilişkilerini politikacılardan ayrıştıralım istedim ve "Bana hemen bir Ermeni oyunu söyleyin" dedim. "Bağdasar Kardeş"ten bahsettiler.Oyunun yazarı Hagop Baronyan 1891'de İstanbul'da ölmüş, dönemin Osmanlı tiyatrosu kurucularından, önemli bir yazar. "Bağdasar Kardeş" 1888'de İstanbul'da sahnelendi Ermenice olarak. Bir daha da sahnelenmedi Türkiye'de. Diran'dan bu oyunu çevirmesini istedim. Oyun Rusya'da, Gürcistan'da sahnelendi. Ermenistan'da bir klasik zaten... Tiyatrolar mutlaka her yıl bu oyunu oynuyor. Trabzon'da bir Ermeni oyununu sahneleme fikri nasıl doğdu? "Tiyatroda dilin pek önemi yok" Ben de yönetebilirdim ama bir Ermeninin yönetmesinin daha anlamlı olacağını, iki ülke arasındaki kültür alışverişine daha fazla katkı sağlayacağını düşününce Hrant Hakobyan gündeme geldi. Hrant Hakobyan önemli bir sinema yönetmeni. Teklifimizi kabul etti. 40 günlük bir prova sürecinden sonra 24 Kasım 2006'da Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi'nde "Bağdasar Kardeş"in prömiyerini yaptık. O günden bugüne de belli aralıklarla oyunumuz sürüyor. Yönetmenliğini neden siz ya da başkası değil de Hrant Hakobyan yaptı? Gazeteciler başta olmak üzere vali yardımcıları, emmiyet teşkilatımızdan birçok kişi izledi, çok beğendiler. Çok iyi bir başlangıç yaptık. Yerel basında bizden çok bahsedildi. Ulusal basına maalesef taşıyamadık olayı... Daha doğrusu ulusal basın duyarsız kaldı böyle önemli bir adıma. Şimdi gündeme geliyor. Bugüne kadar oynadık ve turne programımız da var. Rejisör arkadaşımız Hrant ve ben mayıs ayında Ermenistan'a yapacağımız turne için uğraşıyoruz. Ermenistan'ın dört büyük şehrinde bu oyunu oynatmaya çalışacağız. Gala ve sonrasında Trabzon'daki tepkiler nasıldı? Tabii ki... Oyun Ermeniler tarafından çok iyi biliniyor. Bizde mesela "Keşanlı Ali Destanı" klasik bir oyundur. Bu da öyle bir klasik oyun Ermenistan'da. Zaten tiyatroda dilin pek önemi yok. Evrensel bir sanat olduğu için beden diliyle de gayet iyi anlatabiliyorsunuz. İstanbul turnesi söz konusuydu. Buradaki gibi Ermenistan'da da oyunu Türkçe mi oynayacaksınız? "Bedenimden bir parça kopmuş gibi" Hrant Dink'le son yıllarda görüşüyordum. İstanbul turnesini yapalım demiştim ona. Hrant da "Olur" demişti. 9 Ocak'ta gazeteci arkadaşım Haydar Karsan'la Tahran'a gittik. Uluslararası Tiyatro Festivali'nin resmi davetlisi olarak. Bir hafta kaldık ve dönüşte de yine İstanbul yolu üzerinden geldik. 15 Ocak Pazartesi günü havaalanına indikten sonra akşam Trabzon uçağına daha zaman vardı. Haydar'a "Agos'a gidelim, Hrant'la İstanbul turnesini konuşalım" dedim. Agos'a uğradık, yaklaşık üç saat kaldık. Bir saat Hrant'la sohbet ettik. İran'la ilgili konuştuktan sonra oyunun İstanbul turnesine geldi laf. "Nasıl yapacağız, nasıl edeceğiz?" dedi. "Bir salon ayarlayacaksın, ben de sana bilet, afiş her şeyi göndereceğim ve salon dolacak" dedim. Hrant "Sen burada bu oyunu Ermeni cemaatine mi oynamak istiyorsun?" dedi. "Hayır" dedim. "Türk tiyatroseverlere, İstanbullu eleştirmenlere, yazarlara ve tiyatro dünyası içinde yer alan insanlara ve tabii ki Ermeni vatandaşlara oynamak istiyorum." "Tamam, çok iyi olur. Benden ne istiyorsun? Hadi Çaman yakın arkadaşım. Onu arayıp salonunun durumunu soracağım. Buraya ne zaman gelmek istersin?" dedi. Şubat ayında bir hafta sonu olursa iyi olacağını, marta da sarkabileceğini belirttim. Çünkü nisan, mayısta Gürcistan turnemiz, mayısta yine Ermenistan söz konusu. "Tamam, benden bu konuda haber bekle" dedi. Hatta oradaki arkadaşlarına "Ben unutabilirim, mutlaka bana hatırlatın, Hadi'yi arayacağım" dedi.Yemek yedik, çay içtik, sohbet ettik. Kapıya kadar bizi uğurladı. Üç gün sonra da böyle bir cinayete kurban gidişi beni çok sarstı. Hakikaten kardeşimi kaybetmiş gibiyim. Bedenimden bir parça kopmuş gibi hissediyorum. Çok üzgünüm. Turnenin İstanbul ayağı için Hrant Dink mi yardım ediyordu? "Oyunu MİT'ten arkadaşlar da izledi" Kesinlikle olumsuz şeyler olmadı. Ben bu oyunu seçerken çevremdekilerden böyle bir tepki olabileceğine ilişkin telkinlerde bulunanlar oldu. Açık söyleyeyim, ben de kaygı yaşadım. Rejisör Hrant Hakobyan buraya geldikten iki gün sonra eski (A.E.) emniyet müdürümüz Reşat Altay beyden randevu aldım ve görüşmeye gittik. Rejisörümü tanıştırdım. "Böyle bir projem var. Bunu size aktarmaya geldim, sizi de oyunumuzun prömiyerine davet edeceğim" dedim.Emniyet müdürü bizi çok iyi karşıladı. "Kutlarım, iki ülkenin ortak kültürleri var. Böyle bir emeği, böyle bir çalışmayı çok iyi karşılıyorum. Ama her ilde oluyor, Trabzon'da da olabiliyor. Birtakım fanatikler çıkıp rahatsız edebilir. Bu konuda ne düşünüyorsun?" dedi. Ben de "Buraya geliş amacım bu. Siz koruyacaksınız. Sizin göreviniz bu" dedim. Güldü, "Tabii, hocam bizim görevimiz bu, yapacağız ama yine de olabilir" dedi. "Prova günlerim belli, oynayacağımız günleri de liste olarak size bildireceğim" dedim. O da "Zaten Rus Konsolosluğu'nun orada kulübemiz de var. Elimizden geleni yapacağız ama bir şey olacağını sanmıyorum" diye konuştu. "Ben de olacağını sanmıyorum" dedim. Sonuçta biz tiyatro yapıyoruz. Oyunun içeriğini anlattım birkaç cümleyle. "Bir akşam rejisörümüzle oturup yemek yiyelim, sohbet edelim" dedi Reşat bey. Sergileme aşamasına geldiğimizde davetiyeyi kendi ellerimle sekreterine bıraktım. Fakat emniyet müdürümüz gelemedi, başka arkadaşlar geldi. Sadece emniyetten değil, MİT'ten de arkadaşlar geldi, izledi oyunu. Sonunda hem rejisörümüzü hem beni tebrik ettiler. Çok güzel bir gece yaşadık. Hatta oyundan sonra bir arkadaşımız kemençe çaldı, birlikte horon teptik. O tedirginlik başta oldu ama şu ana kadar iki aylık bir süreç içerisinde hiçbir olumsuz tepki görmedik. Oyun da bayağı ilgi gördü. Mayıs sonuna kadar devam ettireceğiz. Esas hedefimiz Ermenistan'a gitmek. Bu Türkiye'den Ermenistan'a giden ilk tiyatro olacak. Bunu başarabilirsek çok sevineceğiz. Sizinle görüşmemizin sebebi Trabzon'da bu oyunu sergilemeniz. Hrant Dink'in cinayet zanlısı kişi ya da kişiler de Trabzonlu. Böyle bir kentte böyle bir oyunu şu ana kadar sürdürdünüz. Neler yaşadınız? Başta bu oyunu sahnelerken hangi duyguları taşıyorsam bugün de aynı duyguları taşıyorum. Hiçbir çekincem yok. Sonuçta tiyatro yapıyoruz. Gelen insanlar da hangi kesimden olursa olsun oyunumuzu beğendiler. Onun getirdiği bir güven var. Neden çekincem olsun ki? Sonuçta sanat yapmaya çalışıyoruz. Bu olaydan sonra Trabzon'da sahneleme konusunda çekinceniz artıyor mu? Necati Zengin "Bağdasar Kardeş"in bir kadının zengin kocasını aldatmasını anlattığını belirtiyor: "Koca mahkemeye başvurunca Osmanlı dönemi hukuk sistemine atıflar yapılıyor. Bizim zaten repertuvar anlayışımızda da boş, içeriksiz oyunlar olmadı. Toplumsal bir kaygı taşıyoruz. Bu anlamda, bu çizgide oyunlar yaptık. İçi boş figürler sergilemedik. Siyasi değil. Günümüz televole kültürünü her gün magazinlerde görüyoruz. Filan manken filancayı aldattı. Bunlara bir gönderme var oyunda. Televole kültürü bizdeki kadar had safhada olmasa da Ermenistan'da da var artık." Oyun neyi anlatıyor? Hagop Baronyan'ın yazıp Diran Lokmagözyan'ın Türkçeye çevirdiği oyunun yönetmeni Hrant Hakobyan. Bağdasar Kardeş'i İbrahim Gürsoy, Anuş'u Filiz Aydın, Kibar'ı Tarık Semerci, Oksen'i Süleyman Sırtkaya, Paylag'ı Münir Altuntaş, Yergat'ı Cengiz Aydoğdu, Sur'u Mehmet Fukul, Soğome'yi Gönül Aydın, Takuhi'yi Songül Nadir Kamber ve Marta'yı Meltem Faiz oynuyor. İki perdelik komedi