09.01.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
Caretta Tuba, yaklaşık 3 yıl önce Dalyan sahillerine yuvalamaya gelen onlarca kaplumbağadan biri. Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) üyeleri, muhtemel bir bot çarpmasına bağlı olarak kabuğunda oluşan kırık ve yarayı tespit etti, yuvaladıktan sonra onu tedaviye aldı ve yeniden denizlere salmadan önce de doğaya ne kadar uyum sağlayacağını izlemek üzere bir uydu takip cihazı taktı. O günden beri izlemeye alınan Tuba, İztuzu’ndan yola çıkıp Hırvatistan açıklarına ulaşarak 16 bin kilometre yol kat etmekle kalmadı, en uzun süre izlenen kaplumbağa olarak literatüre de girdi. Tuba’nın rekora koşan yolculuğunun, Türkiye’deki iki deniz kaplumbağası türünden biri olan Caretta caretta’ların yaşam döngüsüne dair neler öğrettiğini DEKAMER Başkanı Prof. Dr. Yakup Kaska’ya sorduk.
Tuba’yı izlemeye nasıl karar verdiniz?
Tuba, 2019 yazında yuvalayan kaplumbağalarımızdan biriydi. Yaralı olduğunu görüp merkezimizde tedavisini tamamladıktan sonra doğaya ne kadar uyum sağlayacağını görmek istedik. İzleme cihazı ve bu süreçteki masraflar için farklı sivil toplum kuruluşlardan destek istiyoruz, Tuba’ya Tui Care Vakfı sponsor oldu ve onların isminden esinlenerek adını Tuba koyduk. 28 Ağustos’ta denize açıldı. Yaklaşık bir ay Marmaris açıklarında kaldı. Yaz sonunda Yunanistan açıklarından Malta’ya doğru ilerledi. Orada baya dolaştı, nereye gideceğine karar veremezcesine daireler çizdi, bir süre İtalya sahillerinde gezdikten sonra kuzeye doğru çıkmaya başladı. Arnavutluk, Karadağ derken Adriyatik Denizi’nde Hırvatistan açıklarına kadar ulaştı. Normalde bu izleme cihazlarıyla bir kaplumbağayı bir yıl civarı takip edebiliyoruz; çünkü pil bitiyor. Ama Tuba pili çok ekonomik kullandı ve izlemede 3 yıla yaklaştık. Bunun Akdeniz’de başka bir örneği yok. Dünyada iki yılı geçen var ama üç yıl yine yok. O nedenle Tuba’yla dünya rekoru kırmaya doğru gidiyoruz.
Tuba’nın pili ekonomik kullanması tesadüf mü?
Kaplumbağa her nefes almak için suyun yüzeyine çıktığında pil aktif duruma geçiyor ve uyduya sinyal gönderiyor. Kaplumbağa suyun içindeyken pil otomatik olarak kapanıyor ve böylece tasarruf sağlıyor. Normalde bir kaplumbağa nefes almak için 7-10 dk su yüzeyine çıkabilir ama bu süre 2-3 saati de bulabilir. Tuba ise iyi bir dalgıç, nefesini çok iyi kullanıyor ve su yüzeyine daha az çıkıyor, bu yüzden de pili ekonomik kullandı.
Kaplumbağaları bu şekilde izleme faaliyetleri sayesinde neler öğreniyoruz?
Şu ana kadar izlediğimiz çoğu kaplumbağa Tunus, Mısır gibi Akdeniz’in güneyini tercih ediyordu, bazıları da Türkiye’de kalıyordu. İlk defa bir kaplumbağanın Adriyatik’e çıktığını tespit ettik. Bu, bireysel farklılık olarak da açıklanabilir, iklim değişikliğine bağlı olarak Akdeniz’in kuzeyinin de kaplumbağaların yaşamına elverişli hale geldiğini de düşündürebilir. Bizim takip amacımız da bu: Evet kaplumbağaların nerede yuva yaptığını biliyoruz ama kumsalda geçen kaplumbağanın ömrünün yüzde biri. Denizlerde nerede kışlıyor, bunu bilmek kumsallar kadar önemli; çünkü o zaman başta balıkçılık uygulamaları olmak üzere kaplumbağaların yaşamını tehdit eden faaliyetlerin düzenlenmesi için çalışabiliyoruz.
Ne gibi örneğin?
Kaplumbağalara ağırlıklı olarak üç tip ağ zarar veriyor. En önemlisi trol dediğimiz, dipten küreyerek ne varsa torbaya dolduran avcılık. Bu torbaya kaplumbağa da giriyor yunus da giriyor. Bu trol ağlarına Kaplumbağa Dışlama Cihazı (TED) dediğimiz bir ızgara taktığımızda, kaplumbağa kurtulabiliyor ama balık tutmaya bir etkisi yok. Yine uzatma ağ denilen ve kaplumbağanın ağa takılınca boğulup ölmesine neden olan bir ağ var. Burada da ağın bir bölgesine yeşil LED ışık takıyorsunuz ve kaplumbağa onu görüp kaçıyor. Üçüncüsü de J olta yerine C olta kullanımı. J oltaya kaplumbağa takılabiliyor ama C olta, balığı yine yakalıyor ama kaplumbağaya takılmıyor. Dolayısıyla bu araçların özellikle balıkçılara tanıtılması ve yaygınlaştırılması için çalışıyoruz. Akdeniz’in tamamında bir yılda 130 binin üzerinde kaplumbağanın ağlara takıldığını, 30-40 bininin öldüğünü biliyoruz. O yüzden balıkçılık faaliyetlerinde kaplumbağa etkileşimini azaltmak çok önemli. Kaplumbağaların denizlerde nerede kışladığını, hangi rotaları kullandığını ne kadar iyi bilirsek bu çalışmaları o kadar yaygınlaştırabilir ve böylece kaplumbağalara etkili bir koruma sağlayabiliriz. Bunun için uluslararası iş birliği yaptığımız birçok proje de var.
Tuba’nın Türkiye’ye dönmesini bekliyor musunuz, o arada cihazın pili biterse ne olacak?
Cihazın pili bitse bile, kaplumbağalara köpeklerdeki küpe misali metalden bir numara veriyoruz. O yüzden döndüğünde, ki önümüzdeki yaz çok yüksek ihtimalle Dalyan’a döneceğini düşünüyoruz, o numaradan tanıyabileceğiz. Numaranın yanı sıra kaplumbağanın DEKAMER tarafından izlendiği bilgisi de var, o yüzden dünyanın neresinde kumsala çıksa ya da istenmeyen şekilde karaya vursa bizimle irtibata geçiliyor.
DEKAMER, uydu cihazına sponsor olan veya yaralı ihbarında bulunan kişi veya kurumlara o kaplumbağaya ismi verme hakkı tanıyor.
Uydu takip cihazına sponsor olmak için
Uydu takip cihazı, lityum pil ve sensörlerden oluşuyor. Deniz tuzuna dayanıklı bir özel bir maddeyle kaplumbağanın kabuğuna yapıştırıyoruz, herhangi bir zararı yok. Yurtdışından temin ettiğimiz için fiyatı 2500 euro civarı. Vergileri, uydu takip masrafları, yapıştırma malzemesiyle birlikte bir yıllık ortalama 5000 euro masrafı var.
İklim değişikliği cinsiyetlerini etkiliyor
Kaplumbağalar yumurtalarını 50-60 cm derinliğinde kuma gömüyor. Embriyonun sağlıklı gelişimi için kum sıcaklığının 26-32 derece arasında olması gerekiyor. Küresel ısınmayla birlikte bu sıcaklığın artması embriyoların ölümü demek. Bir başka nokta şu: Yavrular bu sıcaklığa göre cinsiyet değiştiriyor. 26 derece civarı erkek bireyler, 32 derecede dişi bireyler çıkıyor. Şu an istatistiksel çalışmalar bize şunu gösteriyor: Kumsallarımızdan yüzde 80 civarı dişi bireyler çıkıyor. Bu da yine küresel ısınma etkisiyle gelecekte kaplumbağaların hepsinin dişi olarak çıkabileceğinin işareti. Bunun için daha kuzeyde, Ege sahillerindeki kumsalların özelliklerini takip ediyoruz, hatta kısa süre önce Çanakkale’de bir yuvamız çıktı. Buradaki bireylerin genetik özelliklerine bakıyoruz, türün geleceği için hem erkek hem dişi bireyleri korumamız gerekiyor.
Yaralı kaplumbağayı ihbar edebilirsiniz
DEKAMER’in yaralı veya sağlık durumu şüpheli kaplumbağaları ihbar etmek için oluşturduğu 7/24 ulaşılabilir bir ihbar hattı var. Ayrıca en az bir ay süreyle olmak üzere, özellikle kaplumbağaların yumurtlama dönemi olan mayıs-eylül sezonunda merkezde gönüllü olmak mümkün. Detaylı bilgi için dekamer.org.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
Tuba’nın ve DEKAMER tarafından takip edilen diğer kaplumbağaların rotasını dekamer.org.tr adresinden görüntülemek mümkün.