31.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
eberkoz@milliyet.com.tr Fiziksel benzerlikleri nedeniyle çoğu kişi tarafından ayırt edilemeyen Ankara ve Van kedileri son günlerde tekrar gündeme geldi. Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Marquez son romanı "Benim Hüzünlü Orospularım"ın bir bölümünde Ankara kedisini anlattı. Türkiye'den ayrılmadan önce Van kedisi sahibi olmak isteyen Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Michael Christidis ise Van Kedisi Araştırma Merkezi'nden olumlu yanıt alamadı. Merkezin müdürü Prof. Dr. Zahit Ağaoğlu sadece en iyi ırkın elde edilmesi ve araştırma amaçlı kedi üretimi yapıldığını söyleyerek büyükelçinin teklifini reddetti. Bu iki kedi cinsiyle ilgili haberler soğumamışken biz de uzmanlarla görüştük. Her iki türün de soyunun tehlikede olduğunu söyleyen uzmanlara karşı çıkan Mustafa Kemal Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğretim görevlisi Prof Dr. Fuat Odabaşıoğlu Van kedisinin sayısının bundan sonra azalmasının güç olduğu düşüncesinde. Van Kedisi Araştırma Merkezi'nin durumuna bir yazısında değinen gazeteci Yazgülü Aldoğan ise bu merkezdeki kedilerin uyduruk hayvan barınaklarından daha beter halde olduğunu söylüyor. "Ankara kedisinin ırkı tehlikede" Ankara kedileri biraz agresif olur. Özellikle de erkekler özgürlüklerine çok düşkünler. Van kedisi gibi suyu pek sevmezler. Bu kediler ülkemizin karakteristik hayvan ırklarından birini oluşturuyor. Aynı Sivas Kangal köpeği gibi korunmalı. Ankara kedisinin doğal alanlarının nereyse hiç kalmadığı bir gerçek. Bu yüzden tehlikedeler. "İran kedileriyle de çiftleştiriliyorlar" Ankara kedilerinin sayısı giderek azalıyor. Ankara kedileri burnu daha basık ve mizacı daha yumuşak olsun diye İran kedileriyle ya da özellikleri benzediği için Van kedileriyle çiftleştiriliyor. Böylece ırk özellikleri köreliyor. Ankara kedisi hareketli ve oyuncu bir kediyken Van kedisi asabi. Bunun nedeni genetik bozukluktan ötürü yüzde 30'unun sağır olması. Ankara ve Van kedilerinin çiftleştirilmesiyle ortaya çıkan melez kedilerde de sağırlığa rastlıyoruz. "Ankara kedisi Van kedisinden daha kötü durumda" Genelde mavi gözlere ve beyaz tüye sahip olan bu kedi uzun ve bol tüylüdür. Ankara kedisi yok olmak üzere. Van Kedisi Araştırma Merkezi Müdürlüğü gibi bir merkezin Ankara kedisi için kurulması gerekiyor. Van kedisinin sayısındaki düşüş Ankara kedisindeki kadar kötü durumda değil. Yabancılar özellikli hayvanlarımızı götürüp ülkelerinde sahip çıktılar, kulüplerini kurdular. Biz 30-40 yıl sonra uyanıp tepki gösteriyor, yasaklar koyuyoruz. Daha önce sahip çıksaydık soylarının tükenmesiyle karşıya karşıya kalmazdık. "Van'daki merkezde uyduruk hayvan barınaklarından daha beter halde yaşıyorlar" Van Kedisi Araştırma Merkezi'ne gittiğimde hava sıcak olduğu için kediler dışarıda, kafesteydi. Koloni halinde bir yere tıkılıp yaşamaları kedilerin karakteristiğine aykırı. Oysa 30 kadarı bir aradaydı. Bu yüzden dövüşmüşler. Hepsinin gözü akmış. Bir de evleri var. Ancak yerler beton, hiçbir şey yok. Bomboş. Bu kediler evcilleştirilmiş olduğu için koltuk, halı gibi şeyler arıyorlar. Sadece bir koltuk vardı ve hepsi onun üzerindeydi. En çok sinirlendiğim ise veteriner fakültesinin denetiminde olan bir merkezde hayvanlarda hastalık olması. Çoğunda tüy hastalığı vardı. Kuyrukları sararmıştı. Kulakları egzamalıydı. Başlarında sadece bir bakıcı vardı. Tuvaletleri çok pisti. Kedi iki defa kullandığı tuvaleti bir daha kullanmak istemez. Belli ki o yüzden de rahatsızlar. Zavallılılar orada uyduruk hayvan barınaklarından daha beter haldeler. Benim kedim Lokum'un annesi Ankara, babası Van kedisi. "Van dışında üremelerinde tehlike var" lafı tamamen bir hikaye. Kedimden biliyorum, bal gibi ürüyorlar. "Van kedisinin yüzmeyi sevdiğine ve sağır olduğuna dair bir araştırma ve yeterli kanıt yok" Van Kedisi Araştırma Merkezi'nin yapım aşamasında görev almıştım. Orada şu an işi çok fazla bilen kişi yok. Dahiliye konusunda uzmanlar sadece. Bu yüzden tepki alıyor olabilirler. Van kedisinin yurtdışına çıkarılması yasağının kaldırılmasının zamanı geldi. Bu kedinin yaşaması için halkın onu sahiplenmesi lazım. Halk veya yetiştirici dediğimiz kişiler severek, isteyerek ve ondan para kazanarak yetiştirmeli kediyi. Yetiştirdiği kediyi halka intikal ettirmediği ve bu işten para kazanamadığı sürece bu merkez kapalı bir kutu gibi kalır. Van kedisi dünyanın her tarafında var. Merkezdeki çalışmalar sayesinde soyu zor tükenir. Tarım Bakanlığı'nın tescili için bir çalışması oldu. Van kedisinin standartlarını bileceğiz artık. Mesela diğer türlerden farklı olarak çiftleşme sırasında dişiler erkeği seçer. Van kedisi üzerine yaptığımız araştırmada Van kedisinin yüzmeyi sevip sevmediği konusunda tereddütlüyüm. Suya bırakınca yüzüyor ama özellikle suya girmek gibi bir isteği yok. Van kedilerinin bir kısmının sağır olduğu söyleniyor ama bununla ilgili ele gelir bir kanıt yok. Sağırlık olabilir ama diğer kedilerdeki oranı bilen yok. Bu sağırlığın nedenini, hepsinde olup olmadığını bilmiyoruz. Bunları araştıran olmamış şu ana kadar.