
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Sizleri hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Ekranları başında ve radyoda bizleri takip eden vatandaşlarımıza selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Tüm dava arkadaşlarıma AK Parti'nin11 milyonu aşan üyelerine, aziz milletimin her bir ferdine buradan en samimi saygılarımı iletiyorum.
HEPİMİZİN BİR AİLE OLDUĞUNU HATIRLATTIK
Aileleriniz ve sevdiklerinizle birlikte huzurla idrak ettiğinize inandığım Ramazan Bayramı'nızı tekrar tebrik ediyorum. AK Parti teşkilatları Ramazan boyunca olağanüstü bir çaba içinde oldu. 81 ilimizde bir kardeşlik ve dayanışma rüzgarı estirdik. 85 milyon olarak hepimizin bir aile olduğunu hatırlattık. Sadece kadın kollarımız 4.5 milyon insanımıza ulaştı. Milletin evinde halkımızın farklı kesimlerini ağırladık. Kimseyi ayırmadan, dışlamadan rahmet ayının hakkını vermek için samimiyetle gayret gösterdik.
ŞİDDETLİ KASIRGA YAKLAŞIYOR
Kökleşen küresel sistem açıkçası temelden çatırdıyor. Korumacı bir yapının yükseldiğini görüyoruz. Hemen her yerde devletler toplumu ve ekonomiyi güçlendirmeyi amaçlayan politikalar üretiyor. Yeni mücadele dönemine hazırlık yapılıyor. Uluslararası siyasetin tüm aktörleri yeni arayışlara girdi. Ticaret savaşlarının bir etki uyandıracağı anlaşılıyor. Büyük, küçük demeden herkesi etkileyecek şiddetli bir kasırganın geldiğini söylemek abartı olmayacaktır.
SÜRECİ EN İYİ OKUYAN ÜLKEYİZ
Son aylarda üst üste gelen haberleri yeni dönemin doğum sancıları olarak görmemiz gerekiyor. Bu süreci en iyi okuyan, en iyi yöneten, en güçlü konumda bulunan ülkelerden birisi Türkiye'dir. Türkiye şimal yıldızı gibi parlıyor. Geçmişte farklı sebeplerle minder dışına itilen ülkemiz, yeni dönemin kurucu aktörlerin birisi olacaktır.
TÜRKİYESİZ DENKLEM KURULAMAZ
Türkiye'nin ismi her platformda daha sık ifade ediliyor. Türkiyesiz bir denklem kurulamayacağı kabulleniliyor. Türkiye 23 yıldır temelini tuğla tuğla ördüğü alt yapısıyla yeni döneme damgasını vurmaktadır.
TÜRKİYE'NİN NASIL BİR PARADİGMA YAŞADIĞINI ANLAYAMADILAR
Yeni Türkiye, güçlü Türkiye'dir, muteber ve muvaffak bir ülkedir ama ülkemizde ana muhalefet meseleyi idrak edememiştir. Türkiye'nin level atladığını, farklı ligde top koşturduğunu halen kavrayamadılar. Özellikle Batı ile münasebetler konusunda son 23 yılda nasıl bir paradigma değişikliği yaşandığını halen anlayamadılar.
TİCARET SAVAŞLARI YENİ BİR BOYUTA EVRİLDİ
Son bir haftada uluslararası ticaret savaşları yeni bir boyuta evrildi. Tarife kavgaları daha da kızıştı. Sermaye piyasalarında depremin artçı sarsıntıları henüz oturmadı. Birincisi ticaret hacmindeki daralma ve küresel tedarik zincirlerinde aksamayla enflasyonist baskıların artması, ikincisi derinleşen belirsizliğin piyasalarda güven kaybına yol açması, üçüncüsü emtia fiyatlarında dalgalanma sonuçları ortaya çıkabilir. Büyük ekonomilerin durgunluğa girmesi kuvvetle muhtemeldir.
İŞ DÜNYAMIZ MÜSTERİH OLSUN, VATANDAŞLARIMIZ GÖNÜLLERİNİ FERAH TUTSUN
Peki, Türkiye olarak biz nerede duruyoruz? Türkiye'nin yolunu aydınlatan güçlü bir ekonomi programı var. İş dünyamız müsterih olsun, vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun. Türkiye'nin daha az etkilenmesini, daha güçlü büyüme sergilemesini öngörüyoruz. İhracatımızın yüzde 62'sini serbest ticaret anlaşması olan ülkelerle gerçekleştiriyoruz. Güçlü altyapımız, imalat sanayimiz ve hizmetler sektöründeki yüksek potansiyelimizle pozitif ayrışıyoruz. Her bakımdan umut veren, güven veren bir hikayeye sahibiz.
ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞ SÜRECEKTİR
Dezenflasyon süreci devam ediyor. Yıllık enflasyon 10 aydır geriliyor. Para politikasının gecikmeli etkisi, kamu maliyesinin daha güçlü desteği ve arz yönlü reformlarla enflasyondaki düşüş sürecektir. Maliye politikasında disiplinli duruşumuzu muhafaza ediyoruz. Harcama disiplini ve tasarruf tedbirleri bu yıl da devam edecek. Dış dengede güçlü bir iyileşme var.
CHP TÜM CEPHELERDE BOZGUNA UĞRADI
Milletimiz, sırf yolsuzluklarını gözlerden kaçırmak için ülkesine ve milletine kast eden kifayetsiz muhterislerin boykot çağrılarına prim vermedi. Boykotçular bizzat vatandaşımızdan boykot yedi. Oyunu yazan onlar İstanbul'da Escobar düzeni kuran onlar, şikayeti yapan onlar, savcıların kapısında ihbar sırasına giren onlar ama zeytinyağı gibi üste çıkan yine onlar. Kusura bakmayın sizin iç hesaplaşmanız bizi zerre kadar ilgilendirmez. Başınıza ne geldiyse sizin kavuk sevdanız, sizin kibriniz yüzünden geldi. Kendiniz ettiniz, kendiniz bulduğunuz. CHP'yi bu mafya düzeninin içine siz soktunuz. Kendi içinizdeki meseleyi örtmek için sokakları ateşe veren sizsiniz. Gençleri polisle çatıştıran sizsiniz. O gençlerin hayatı karardıysa, sebebi sizsiniz. Onların kavgasından, akan kanından kendinize rant devirdiniz. Onları bozuk para gibi harcayarak kariyer basamaklarını harcadınız. Bu ülkenin çocuklarını feda ettiniz. Sonra da başkalarını suçladınız. Deniz Gezmiş'i sahaya süren siz değil misiniz? İdamını onaylayan siz değil misiniz? İşinize geldiğinizde onu kullanan siz değil misiniz? Bu ülkenin gençlerini size yedirtmeyeceğiz, kullandırtmayacağız. Gençleri yolsuzluklarınıza paravan yapmanıza müsaade etmeyeceğiz. Millet CHP'nin bu senaryolarına prim vermiyor. Güvendiğiniz dağlara da çoktan karlar yağdı. Batılı aktörler sizi terk edeli çok oldu. Aradığınız numaralar ya kapalı, ya da sizi engelledi. Kimse sizi umursamıyor. Çok büyük bir çaresizlik içindeler. Rezil rüsva oldular. Boykot çağrıları deseniz, CHP yönetimini vurdu. Tüm cephelerde bozguna uğradılar.
ÇARESİZLİK İÇİNDELER
Çok büyük bir çaresizlik içindeler. Bizi cuntacılıkla itham ediyor. Buraya özellikle sizin için dikkat çekiyorum. CHP'nin ikinci genel başkanı malum, İsmet İnönü, koltuğu çok severdi. Koltuğunu 1972 yılında kaybedince bıraktı. Mecburiyeti sanki lütufmuş gibi milletin yüzüne vuruyorlar. 1950'de ilk şeffaf seçimle CHP iktidardan uzaklaştırıldı.
DARBECİLERİN SIRTINI SIVAZLADILAR
CHP iktidara gelemeyince ne yaptı? 27 Mayıs cuntasının taşlarını döşedi. CHP ülkenin ayarlarını öyle bozdu ki; 1961,62,63,69,71 yıllarında cunta girişimleri oldu. 12 Mart Muhtırası'nı alkışladılar. 12 Eylül cuntasına giden yolu açtılar. 28 Şubat darbesine alenen alkış tuttular. 27 Nisan bildirisinin arkasında durdular. Ordu göreve diye gösteriler yaptılar. 17-25 Aralık darbe girişiminin, gezi kalkışmasını aktörü oldular. Darbecilerin sırtını sıvazladılar.
CHP DEMEK CUNTA DEMEKTİR
CHP genel başkanına kendi partisinin tarihini iyi okumasını tavsiye ediyorum. Kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum. Siz yatın kalkın yargıya dua edinki sizi kendi içinizden çıkan cuntadan onlar kurtardı. CHP demek cunta demektir. CHP bu ülkede darbeciliğin de kitabını yazmıştır. O hakaret ettikleri bağımsız yargı olmasaydı CHP kendi içinden çıkan cunta yönetiminin esiri olacaktı. Yatın kalkın yargıya dua edin ki kendi içinizden çıkan cuntadan sizi onlar kurtardı.
YARIN DEM HEYETİNİ KABUL EDECEĞİZ
Yarın DEM heyetini kabul ederek, kendileri ile görüşeceğiz. Terör Türkiye hedefi irademizi teyit edeğiz.