06.04.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN
DUYGU ERDOĞAN- Türkiye'nin önde gelen tasarımcılarından Dilek Hanif, şehirlerin kaybolmaya yüz tutan el sanatlarını yaşatan ustalarla edindiği dokuma - işleme yöntemlerini koleksiyonuna aktardı. 'Halkın Sanatı' Koleksiyonu Atatürk Kültür Merkezi'nde sergilenirken, ardından ise bu yolculuk kitap haline getirildi. Yerelin tasarım gücünü globale taşıyan Hanif, koleksiyonunu yakın zamanda Paris Moda Haftası'nda sergiledi. Dilek Hanif, ünlü bir tasarımcı olarak adeta Türk kültürünün gönüllü elçiliğini yapıyor. Osmanlı ve Türk etkilerinden esinlenen karışımı çağdaş üslubuyla yorumlayan Hanif, "Bilinsinler ve uygulansınlar ki değerleri anlaşılsın, köhneleşip bir kenarda unutulup gitmeleri büyük kayıp olur" diyor. Dilek Hanif'le koleksiyonu ve modanın geleceğini konuştuk...
* Koleksiyonunuzu Paris Moda Haftası'nda tanıttınız, neler yaşandı, nasıl dönüşler aldınız?
Uzun zamandır ara vermiştik. Yani pandemiyle başlayan süreçte moda dünyası da daha sessizdi. Etkinliğin haute couture tarafına bir süredir katılmamıştık. Geçen yılki iyileşme bu yıl normale döndü. Tekrar couture koleksiyonu yapıp Paris'te göstermek çok keyifli geldi. Bizim aslında couture tarafında çok yoğun çalışmamız vardı ama müşteri odaklıydı. Koleksiyon çalışması Osmanlı çıkışlı ve Türk el sanatlarını kullandığım bir koleksiyon oldu, bu nedenle de ayrı bir değeri var.
* Türk el sanatlarını, motiflerini, dokuma ve işleme yöntemlerini kullandınız...
Evet daha önce sergileme imkanımız da olmuştu. Şimdi kitabı da çıktı. Başlı başına önemli bir çalışmaydı. Atatürk Kültür Merkezi'nde halka açtık ve bir ay sürede gelip görüldü. Orada kullandığım bazı materyalleri couture elbiselerde, gece kıyafetlerinde kullandım. Onlar içinde mesela tel kırma var, Maraş işi var. Kullanabildiğimi, adapte edebildiğimi aldım. Kendi kültürümüzden bir şeyleri yapabilmek, özellikle yurt dışına yaptığımız çalışmalarda bence çok daha değerli. Böyle şeylere özellikle kıymet veriyorum. Bunlar gün ışığına çıksın ki değeri de anlaşılsın. Geride kaldığı sürece köhneleşiyor. Bu büyük bir kayıp olur.
* Paris'te dikkatleri çekti mi?
Çok fazla soruldu ve takip edildi. Basından gelenlere bunu ayrıca anlattım. Gerçekten görülmesi ve görülürken anlatılması gerekiyor. O zaman işin değerini ve farklı işçiliğin kıymetini anlıyorlar. Geri dönüşleri de çok iyi oldu. Koleksiyonu biz daha sonra orada bıraktık. Çok fazla dergi çekim için geldi.
* Yerelin gücünden bahsetmişken; modanın sürdürülebilir kaynaklarla yeni bir hikaye yazması konusunda da çalışıyorsunuz...
Artık bu konuda konuşma değil harekete geçmenin zamanı geldi. Tekstil sektörünün dünyada kirlilik oranı çok yüksek. Bir hızlı tüketim söz konusu. Bu kadar hızlı bir tüketimin sonu yok. Ama olmalı. Couture bu açıdan çok iyidir. Az, öz parçadır. Size en uygun olandır ve yıllar sonra da o parçayı kullanırsınız. Ben bunun hazır giyime de adapte edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili farklı çalışmalarımız da var. Bunu destekleyen çalışmalar. Doğal kumaşlardan koleksiyon yapmaya başladık. Tabii hazır giyim için fiyat marjı çok önemli. Biz kâr marjlarımızı aşağı çekerek daha doğal kumaşlarla koleksiyonlar üretmeye başladık. Birçok marka ile mesela üniforma tasarlıyoruz; bunlar çok hacimli işler. Bunların hepsinde sürdürülebilir kumaşlar ve yapımında doğayı daha az kirleten kumaşları öneriyoruz. Bir bilinç uyandırmalıyız.
* Markanızla daha erişilebilir imkanlar oluşturmak için işbirlikleri de yapıyorsunuz...
Dönemlik olarak mesela Trendyol ile Koton ile yapmıştık. Fiyatlarımız elbette Dilek Hanif olarak yüksek. Ben istiyorum ki kendi tasarımlarımız, çizgilerimiz daha uygun fiyata alınabilsin. Bunun için kısa dönemli çalışmalar yapıyoruz.
Karşılıklı bir iş ama bunu değerlendiriyoruz mutlaka. İki ayrı grubumuz daha olacak. Dilek Hanif markasının daha erişilebilir, alıp gardırobunuza koyabileceğiniz güzel bir iş. Web sitemiz, Beymen ve Gizia gibi belli noktalardan satışı var.
'Başarı için sizi anlayan uzun soluklu bir ekip şart'
* Farklı gençlik kuşakları var, gençleri nabzını tutmak zorlaşıyor, biraz tekdüze bir giyim öne çıkıyor gibi. Bu sürece nasıl uyum sağlıyorsunuz?
Marka olarak buna uyum sağlamamak gerekiyor. Çünkü o zaman çok sıradanlaşıyorsunuz. Bizi tercih eden müşteriler, Dilek Hanif'in tarzını bilir. Zamansız olduğunu bilir. Bugünün başlıkları bunlar: Sessiz lüks, zamansız bir şıklık mesela. Gençlerde de bu bilincin oluşması çok önemli. Benim kızlarımın kuşağı, yani bir önceki jenerasyon, çok daha çevreye, ürüne, kaliteye duyarlılar. Gelecek elbette gençlerde. Kendilerini geliştirmeleri ve dünyaya sahip çıkmaları çok önemli. Ve mutlaka özgünlük olmalı.
Koleksiyon yaparken çok genç parçalar da çalıştık ama bu tasarımlar da çok uzun süre kullanılabilecek oluyor. Her tasarımcı zaten bu yorumu getirebilmeli.
* Kendi çizginizi nasıl tanımlarsınız, olmazsa olmazları nelerdir?
Trendleri birebir takip edip kullanmayı sevmem. Trendleri takip eder, yorumlarım. Feminenlik benim için çok önemli. Zarafet ve zamansızlık vazgeçilmezim. Ürünün kalitesinin başlıca belirleyicisi iyi dikiş ve kalıplardır. Kullanılan teknik tarafında da bunları sayabilirim.
* Bunun için de iyi bir ekip lazım. Nitelikli eleman açığı sizin de sorunlarınız arasında mı?
Şanslıyım iyi bir ekibim var. Bir başarıda sizi anlayan, uzun soluklu bir ekiple çalışmak çok önemli. Ama zaman içinde artık yetişmiş insan çok azalıyor. İlgi, alaka yok. Yapay zeka ile kalıp ve model çıkarılıyor. Dönüşü nasıl olur, göreceğiz ama yetişen kaliteli eleman ciddi bir sıkıntı olacak.