26.08.2024 - 19:49 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM - Şirketler ve hükümetler plan ve bütçe yaparken birkaç şeye yakından bakar. Bunlardan biri enerji fiyatları, diğeri ise doların değeridir. Şu an her ikisini yakından ilgilendiren gelişmeler yaşanıyor. Bundan 50 yıl önce ABD ve Suudi Arabistan arasında bir anlaşma imzalanmış, Suudi Arabistan petrolünü dolar karşılığı satma kararı almıştı. Sadece bununla kalmamış petrolden kazandığı dolarları ABD Hazine tahvili piyasalarına yatırmaya, yani ABD hazinesine borç vermeye başlamıştı.
Geçen ay medyada 50 yıl önce yapılan anlaşmanın sona erdiği haberleri yer aldı. Ve haliyle “Doların krallığı sona mı eriyor?” sorusu sorulmaya başlandı. Yeni dönemde Suudi Arabistan, artık petrolünü sadece ABD dolarıyla satmayacak diğer paraları da kullanabilecek.
Rezerv para tartışması
Çok doğaldır ki; böyle bir karar uzun vadede doların durumunu etkileyebilir ama kısa vadede bir değişiklik olur mu? Emin değilim.
Küresel güç dengesinde bir şeylerin bir süredir değişmekte olduğu aşikâr ama çok hızlı bir değişim beklentisi gerçekçi olmaz. Suudi Arabistan için petrol ticaretinde ağırlıklı ödeme aracı dolar olmaya devam edecektir. Çünkü ABD ile yakın ekonomik ve askeri bağları devam ediyor. Ayrıca petrolün finansmanı, sigortalanması ve taşınması sürecinde ana araç dolar olmayı sürdürüyor.
Ve asıl önemli konu Suudilerin kazandıkları dolarları nerede değerlendireceği. Rezerv para olabilmek için bir paranın değerli olması değil, kullanımı ve derinliği önemli. Bunca petrol gelirinin park edebileceği en derin piyasa ABD tahvilleridir.
Suudi petro-dolar anlaşması önemli bir gelişme. Görünen o ki, önümüzdeki dönemde doların payı azalmaya devam edecek. Ama yukarıdaki faktörler nedeniyle çok hızlı bir düşüş beklememek lazım. Yakın gelecekte dolar uluslararası rezerv sistemindeki hakim para olmaya devam edecektir.
Bu gelişmeler yeni bir döneme mi işaret ediyor?
Petroldeki değişim sadece Suudi petrol fiyatlaması ile sınırlı değil. Eskiden petrol arzında sorun oldu mu fiyatlar hemen artardı. Ama şimdi tepki aynı şiddette olmuyor.
Küresel petrol piyasalarında yeni bir dönem mi başlıyor? Geçen ay Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol CNBC-e yayınında Emre Eser’in sorularını yanıtlarken bu konu tekrar gündeme geldi. Birol “Global petrol piyasalarında yeni bir döneme girmek üzereyiz. Bu yeni dönem, geçmişteki yıllara kıyasla oldukça farklı olacak” diyor. Aslında bu yaşadığımız ilk büyük değişim değil. Önceki en büyük değişim 1973 ambargo krizi ile yaşanmıştı. Sonra başka kriz ve şoklar da oldu. Ardından ABD’de kaya gazı ve kaya petrolü üretimiyle yeni bir kırılma daha yaşandı. Petrol piyasasına yön veren başka nedenler de var. Enerji uzmanı Philip Verleger, Energy Intelligence adlı sitede, değişimi 4 nedene bağlıyor: Stratejik amaçla tutulan rezervlerin 2022 yılında arz talebi dengelemek için kullanılmaya başlanması, emtia finansmanı ile ilgili düzenlemeler, faiz artırımları, vadeli işlem ve opsiyon araçlarının artık yeterli korumayı sağlayamamaları.
Fatih Birol ise üretim arzı açısından yeni aktörlerin boy göstermeye başlamasına dikkat çekiyor. Diyor ki: “Tüketim ve talep açısından ise bir zayıflama görüyoruz. Bu zayıflamanın nedeni, öncelikle elektrikli araçların, yani petrolün en fazla tüketildiği ulaştırma sektöründe hızla büyüdüğünü görüyoruz.”
Elektrikli araç satışı yaygınlaşıyor; yenilenebilir enerji kullanımı artıyor. Petrolün önemli bölümünü tek başına kullanan Çin geçmişte olduğu gibi yüzde 9-10 büyüyemiyor. Hem de daha çok elektrikli araç ve yenilenebilir enerji kullanıyor. Kısacası petrolde fiyatları belirleyen 3 ana faktör olan arz, talep ve rezervlerdeki gelişmeler küresel enerji piyasalarında yeni bir dönem başladığını söylüyor.