06.04.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:
İSMAİL ŞAHİN
İSMAİL ŞAHİN- Kısa süreli yurt dışı seyahate çıkarken bavulunuzda boş yer mi var? Türk startup'ı Pabbler boş yerlere talip! Pabbler tüzel kişiliklerin, özellikle yurt dışına ürün göndermek isteyen tasarımcıların, numune gibi küçük adetlerde ürün gönderiminde bulunmak isteyen müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayan bir sistem kurmuş.
Yolcular, lojistik ihtiyacı olan firmaların ürününe valizlerinde yer ayırıyor ve ürün başına para kazanıyor. Güvenlik açısından sadece tüzel kişiliklerle anlaşarak, ürünlerin yasaya uygun ve orijinal olduğunun garantisini bu firmalardan aldıklarını dile getiren Pabbler kurucusu Ceren Süngü, "Yolcular ürün başına 10-15 dolar kazanabiliyorlar, taşıdıkları ürün sayısına ve değerine bağlı olarak uçak biletlerini bedavaya bile getirebiliyorlar" diyor. 5 yıl içinde 25 milyon paketi, 1.2 milyon yolcu ile taşıyarak yıllık 100 milyon dolarlık bir ciroya ulaşmayı planlayan Süngü ile girişimini konuştuk...
* Pabbler fikri nasıl çıktı? Yaptığınız işi kısaca anlatır mısınız?
Ben ürün eğitimleri vererek profesyonel iş hayatına atıldım. Bir yandan da Bahçeşehir Üniversitesi'nde İngilizce İşletme yüksek lisansı yapıyordum. 12 yıl geçirdiğim kurumsal hayattan ayrılıp yeni iş fikri aradığım dönemde, kurumsal bir şirkette danışmanlık yapma fırsatım oldu. Proje tamamlanır tamamlanmaz da hayallerimin peşinden gitmeye karar verdim ve Pabbler doğdu.
Ocak 2018'de San Francisco'daki 500 Startups Kadın Girişimci sunumlarına seçilince ABD'ye gittim. Uluslararası girişimcilerden 20 kadın olarak seçilmiştik. Jüriden bir yatırımcı, girişimci olarak beni desteklemek istediğini söyledi ve bana Nasdaq Entrepreneur Center'daki Guy Kawasaki sunumuna özel bir davetiye verdi.
Steve Jobs'un 5 önemli takım arkadaşından biri olan ve kitaplarını okuyarak ilham aldığım Kawasaki'yle tanışmak heyecan vericiydi. Organizasyona erkenden gidip önlerden yer tuttum ve sunum sonunda da kendimi sahneye attım. Girişimcilikte dünyanın vizyonunun ne olduğunu ve milyar dolarlık şirket fikri bulmanın temellerini sordum. Kawasaki şu cevabı verdi: "1990'larda olsaydı donanım, 2000'lerin başında olsaydı sosyal medya, şimdi ise yıkıcı inovasyon." Kawasaki'nin yıkıcı inovasyonla Uber, Airbnb gibi paylaşım ekonomisine dayanan girişimleri kastettiğini fark etmem, beni bu alanda düşünmeye yönlendirdi.
Mart 2018'de Founder Institute eğitimlerine başladım. Orada neredeyse hiç fikri olmayan kişileri bile 3.5 - 4 ay içinde şirket ve bir girişim sahibi yapacak eğitimler veriliyordu. Ben de süreç içinde gelişmekte olan bir pazarı, bilgi birikimimle uyumlu ve seveceğim işleri bir arada görmemi sağlayan bir matris çalıştım.
Pabbler fikri böyle ortaya çıktı. 4 ay boyunca günde yaklaşık 17 saat çalışarak fikrimin insanların hayatına değer katıp katmadığını ve enerji tüketimini önleme derecesini sorgulayan testler yaptım. Sonuçlar hem beni hem takım arkadaşlarımı heyecanlandırınca bu fikri hayata geçirmek üzere yola çıktık. 2019 Haziran'da Türk Telekom Ventures PİLOT'un sağladığı 25.000 dolar nakit desteğiyle kurulduk. Aynı yılın kasım ayında Kanadalı, Los Angeles'ta yaşayan bir Türk ve Türkiye'de bulunan bir melek yatırımcı grubundan 110.000 dolarlık bir yatırım daha aldık.
* Sistem nasıl işliyor, yolcuyu nasıl buluyorsunuz, ürünü nasıl eşleştiriyorsunuz? Ödeme depozito nasıl oluyor?
Pabbler tüzel kişiliklerin, özellikle yurt dışına ürün göndermek isteyen tasarımcıların, akreditif mektuplarını hızlı göndermek isteyen bankaların, otomotiv yedek parçalarının, küçük ölçekli veya numune gibi küçük adetlerde ürün gönderiminde bulunmak isteyen müşterilerin ihtiyaçlarını karşılıyor.
Yolcular, lojistik ihtiyacı olan firmaların ürününe valizlerinde yer ayırıyorlar ve ürün başına para kazanıyorlar. Ürünler e-ticaret siteleri tarafından paketleniyor ve yolcuların Pabbler uygulaması üzerinden belirttikleri adrese gönderiliyor. Yolcular ürünü teslim aldıktan sonra varış ülkelerindeki teslimat noktasına bırakıyorlar ve kazançları 3 gün içinde hesaplarına yatıyor.
Ürünler ve yolcular, Pabbler platformu üzerinden gümrük mevzuatlarına uygun bir şekilde eşleştirme algoritması vasıtası ile otomatik olarak eşleşiyor.
Pabbler ile yolcular ürün başına 10-15 dolar kazanabiliyorlar, taşıdıkları ürün sayısına ve değerine bağlı olarak uçak biletlerini bedavaya bile getirebiliyorlar. Şu ana kadar uygulamadan tek seferde en çok para kazanan kişi 832 dolar aldı.
Yolcularımızı öncelikle anlaşma yaptığımız kurumsal firmalarda çalışan beyaz yakalı arkadaşlarımız ile başlattık ve referans sistemi ile 2500 kişiye ulaştık. Daha sonra çeşitli reklamlarda yer alarak 20.000 kişilik aktif yolcu sayımıza ulaştık.
* Güvenliği nasıl sağlıyorsunuz? Hangi ürünler taşınıyor, hangileri taşınmıyor?
Şirketimiz sadece tüzel kişiliklerle anlaştığı için ürünlerin yasaya uygun ve orijinal ürünler olduğunun garantisini yaptığımız anlaşmalar ile bu firmalardan alıyoruz. Gümrük mevzuatına uyan ürünler sistemimiz tarafından taşınabilirken, uygunluğu olmayan, yasaklı madde içeren ya da imitasyon ürünler firmamız tarafından kabul edilmemektedir.
* Pabbler kuruluşundan bu yana ne kadar gelişti?
Bir web sitesi ve excellerde tuttuğumuz örnekler ile yola çıktık. Amacımız pazar testlerini hızlıca yapıp nerelerde bize ihtiyaç var, nereler bizim için hedeflediğimiz nişin dışında görüp aksiyon planımızı çizmekti.
Bu bize ürünleşme aşamasında çok yardımcı oldu. Özellikle yolcularımızla sürekli iletişim halinde olmamız kendimizi ürünle anlatma konusunda bize çok yol gösterdi. İlk 2.000 yolcuya ulaşırken hedefimiz ürünümüzü en verimli kullanacak yolcu personasına ulaşmaktı. Şu anda hem mobil uygulamalarımız hem web sitemiz ile 20.000 yolcuya hizmet verdiğimiz, gümrük mevzuatına uygun bir eşleşme algoritmasına sahip, London Business School mentorluğunda hazırlanmış fiyatlama ve optimizasyona sahip bir ürünümüz var.
* Pabbler'ın yurt dışında rakipleri var mı?
Uluslararası pazarda artık rakibin olmadığı bir fikir bulmak pek kolay değil. Bizim de benzer pazarı hedeflediğimiz rakiplerimiz var. Rekabetin pazarı büyütürken çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Örneğin rakiplerimizden bir tanesi 16 milyon dolar yatırım alarak 450.000 yolcuya ulaştı ve aslında önümüzdeki 'valiz kiralama' konusunda şüphesi olan yolcu grubunun ilk güvenini kazanmış oldular.
Biz şu anda pazarda takip eden kategoride bulunuyoruz ve rakiplerin hatalarından da ders alarak ilerliyoruz. Sistemimizin rakiplerden en büyük farkı, genelde rakipler 'peer to peer' denilen alıcı ve satıcıyı bir araya getiren platformlar yaparken biz B2B2C çalışarak sadece tüzel kişiliklerin ürünlerini yolcu beraberi taşıyoruz.
* Yolda bir aksaklık olduğunda ne oluyor?
Toplam lojistik sektöründe mücbir sebep durumlar dahil risk oranı yüzde 8. Biz testlerimizi ve şimdiye kadar yaptığımız 10.000 paketin üstündeki sevkiyatlarımızda oranlarımızın bu risk marjininin çok altında olduğunu gördük. Yolda yaşanan aksaklık durumuna bağlı olarak aldığımız aksiyonlar değişiklik gösterebiliyor. Burada en büyük sorunlarda bile 24 saat içerisinde hatalı operasyonu çözüyoruz. Her aşamada yolcumuza eşlik ediyoruz ve açık iletişim ile kendilerini yapılması gerekenler konusunda yönlendiriyoruz.
* Şimdiye kadar ne kadar ürün teslim ettiniz? Ne gibi avantajlar sağlıyor?
Şimdiye kadar 10.000'in üzerinde ürün gönderdik. En büyük avantajımız hızlı ve makul fiyatlı teslimat sağlamamız. Yeni yeni değeri bilinen karbon emisyonu konusunda da firmamız çok önemli bir avantaj yaratıyor. Hali hazırda bir ülkeden diğer ülkeye gitmekte olan yolcunun valizindeki boş alanları kiraladığımız için uçak kargo ihtiyacını ve bu sebeple uçak kargonun salım yapacağı karbonu azaltabiliyoruz. Sistemimiz içinde her bir ürün ile ne kadarlık bir karbon salımı azalttığımızın bilgisini hem yolcularımızla hem müşterilerimizle paylaşıyoruz.
* Çevresel etkilerden de bahseder misiniz? Ne kadar karbon ayak izini düşünüyorsunuz?
Şimdiye kadar Amerika ve Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bulunan yıllık uçak kargo karbon salımının yüzde 1.31'ini azalttık.
* Türk Telekom Ventures Pilot programı ile nasıl tanıştınız?
Amerika'daki Founder Institute'dan mezun olurken San Francisco'daki mentorlarımdan biri PİLOT programından bahsetmişti. Türkiye'ye dönünce uluslararası standartta eğitimleri, speed networkingi ve nakit desteğini görünce bir girişimci olarak bu fırsatı kaçırmak istemedim ve hemen başvurdum. Şu anda verdiğim en iyi kararlardan olduğunu düşünüyorum, Türk Telekom Ventures PİLOT sayesinde çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.
* Kadın olarak girişimci olmanın ne gibi avantajları ve dezavantajları var?
Bulunduğunuz sektöre göre kadın girişimci olmanın hem avantaj, hem dezavantajları var. Özellikle bankalardan alınan teşviklerdeki kadın oranı, yatırımcıların şirket değerlemelerinde kadın kuruculu şirketlere verdikleri oranlar ve yatırım yapılan kadın kuruculu şirketlerin sayısı maalesef hâlâ çok düşük. Ancak farkındalığı artırmak için yapılan teşvik programları, yarışmalar, kadınların kurduğu fon şirketlerinin oranının büyümesi bir çeşit avantajları arasında görülebilir.
* Yapay zekadan faydalanıyor musunuz?
Orta vadede ürünümüzün ihtiyaç duyduğu bazı alanlarda yapay zeka kullanmayı planlıyoruz. Kısa vadedeki gelişim alanlarımız daha mekanik olduğundan ihtiyacımız öncelikli değil.
* Gelecek planlarınız neler? Önümüzdeki 5 yıl içinde Pabbler'ı nerede konumlandırıyorsunuz?
Şirketimiz Pabbler'ın önümüzdeki 5 yıl içindeki en önemli hedefi, uçak kargo ihtiyacının hedef pazarlarda toplam yüzde 25 karbon salınımını azaltması yönündedir. 3 farklı kıtada, 25 milyon paketi, 1.2 milyon yolcu ile taşıyarak yıllık 100 milyon dolarlık bir ciroya ulaşmayı planlıyoruz.
* Sizce teknoloji, kuryeciliği nasıl şekillendirecek?
Global pazarda herkes dron ile ürün taşımacılığını konuşurken Amazon, yatırımının bir kısmını paylaşım ekonomisine dayanan Uber Eats, Doordash gibi bireysel insanların kurye olduğu sisteme yatırım yaptı ve özellikle Amerika'nın batı yakasında bu ciddi bir talep gördü.
Dolayısıyla teknoloji hayatımızı kolaylaştırdığı sürece ve oranda yatırım alıyor diye düşünüyorum. Şirketimizin bulunduğu lojistik pazar 86 milyar dolarlık bir hacme sahip. Sadece kurye taşımacılığına baktığımızda 20 milyar dolarlık bir pazardan bahsediyoruz. Dolayısıyla teknolojinin mevcut pazarın ihtiyaçlarını adresleyecek birçok girişimci ile inovatif çözümler bulabileceğine inanıyorum.