05.11.2020 - 09:46 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - milliyet.com.tr / ihsan.dindar@milliyet.com.tr
Zeytinburnu göçlerle bugünkü nüfusuna ulaşmış bir ilçe. Tarihi İstanbul'un da hemen yanında yer alıyor. Yakın zamanda ilçenin tarihini çok daha eskilere taşıyacak İstanbul için de büyük öneme sahip arkeolojik bir keşif yaşandı. Röportajı yapıtığımız Kazlıçeşme Sanat binasındaki restorasyonda Geç Roma dönemine ait mozaikler bulundu. Bu buluntunun tarihçesinden ve hikayesinde başlayalım isterseniz.
Zeytinburnu bölgesi sur içinde yaşayanlar tarafından surların öte yanı olarak adlandırılırmış. Eski İstanbul, bilindiği üzere surların içinden ibaretti. Burada tarihte bir altın kapının varlığnı biliyoruz. Yedikule surlarının hemen yanında yer alan bir yapıydı bu. Roma döneminde imparatorların şehre girdiği veya batıya doğru yola çıktığı yer burası. Sizinde söylediğiniz gibi üç yıl önce şu an içinde bulunduğumuz binanın restorasyonu sırasında bir odanın zemininde keşfedilen mozaik Zeytinburnu'nun ve hatta İstanbul'un tarihine yeni bir tanık yeni bir delil ekledi.
Bu arkeolojik keşif sanırım tesadüfi bir şekilde gerçekleşti? Varlığı binadaki restorasyon çalışması sırasında bilinmiyordu anladığım kadarıyla...
Binanın tarihçesiyle başlayalım o zaman. Burası ilk olarak 1827'de küçük bir askeri hastane olarak kuruluyor. Sonra yıkılıp yerine 75 yataklı daha büyük bir hastane yapılıyor. Sonrasında da 2. Abdülhamid tarafından 150 yataklı bir hastane olarak 1890'larda yeniden inşa ediliyor. Bir süre sonra bu yapı başka fonksiyonlarla kullanılmaya başlanıyor. İstanbul Üniversitesi'nde okuyan subay çocuklarının yurdu olarak kullanılıyor. Bir süre tanzim satış mağazası gibi fonksiyonlar ifa ettikten sonra ilçe belediyesinin kurulmasından itibaren Zeytinburnu Belediyesi Başkanlık binası olarak kullanıldı. Mozaiğin bulunduğu bu binada 15 yıl boyunca Zeytinburnu Belediye Başkan Yardımcısı olarak çalıştım. Hafta sonları dahil olmak üzere her gün bu binaya gelip gittik. Ama elbette binanın zemininde böyle bir hazinenin olduğunu bilmiyorduk. Zeytinburnu Belediyesi, ilçenin daha merkezi bir noktasında yeni binasına taşınınca burasını daha ben buradan ayrılamdan önce kültürel faaliyetlere tahsis etmeyi kararlaştırmıştık. Bu sebeple de restorasyon çalışmaları başlamıştı. Restorasyon sırasında gerçekleşen kazılarda ortaya çıkan buluntular üzerine İstanbul Arkeoloji Müzeleri haberdar ediliyor ve onların denetiminde burası sergilenmeye başlanıyor. Buraya belediye başkanı olarak döndükten sonra yaptığım incelemelerde zemindeki geometrik şekillerin bina dışında da devam etmesi gerektiği kanaatine vardım. Öyle bir fotoğraf veriyordu bize. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl yine İstanbul Arkeoloji Müzeleri denetiminde binaın dışında kazı çalışmalarımızı genişlettik ve orada da aradığımızı bulduk. Nitekim şimdi de kurul kararı geldi ve konservasyon çalışmasını yapacağız. Buraya bir mozaik müzesi kazandıracağız. Geçtiğimiz ay uzman ve akademisyenlerle Zeytinburnu mozaiklerinin anlamını, önemini bir sempozyum gerçekleştirdik. Çok önemli tebliğler sunuldu. Bu vesileyle katkı sunan bütün akademisyen ve uzmanlara teşekkür etmek istiyoruz. Bu tebliğleri de kitaplaştıracağız. Zeytinburnu mozaikleriyle ilgili yaptığımız son çalışma olmayacak. Velhasıl Zeytinburnu'nda milattan sonra 4. veya 5. yüzyıla tarihlendirilen sur dışında bulunan ilk mozaiğe ev sahipliği yapıyoruz. Sempozyumda bu mozaiklerin kendisine özgü bir yapıya sahip olduğu yönünde görüşler ifade edildi. Şimdi bina dışındaki konservasyon çalışmaları bitince bütün bir fotoğrafı görebilme imkânımız olacak.
Bu noktada, biraz da tebliğlerin ışığında şunu sormak istiyorum. Zeytinburnu'nda bulunan bu mozaiklerin üzerinde nasıl bir yapı bulunuyordu? Bu konuda bir bilgi var mı?
Burada tahmin yürütmek zorundayız. Belki bu mozaikler vesilesiyle arkeologların, araştırmacıların, tarihçilerin bu civarda tarih bir yerleşime dair çalışmalar yapacakları kanaatindeyim. Sempozyuma katılan bir hocamızın değerlendirmesine göre böre burada sivil mimariye ait bir yapı, bir villa olabileceği düşünülüyor. Benzer mozaiklerin yapısında hareketle bir konut olduğunu tahmin ediyoruz.
Peki bu keşif bölgede benzeri villaların olabileceği ihtimalini de doğuruyor mu?
Şu an bulunduğumuz yerin avantajı, üzerinde bir tarihi yapının olması. Bu tarihi yapının restorasyonu sayesinde mozaiği keşfettik. Dolayısıyla Osmanlı döneminde inşa edilen hastanenin mozaiği koruduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Osmanlı kayıtlarında şu an bulunduğumuz binanın arka taraflarında geniş üzüm bağlarından bahseder. Bunun dışında bir bilgiye sahip değiliz. Konut yapılaşmasının olduğu bölgelerde bun tespit etmek de artık çok zor.
İçinde bulunduğumuz yapının bir müzeye olarak kullanılacağını ifade ettiniz. Bu konuda daha fazla bilgi almamız mümkün mü?
Öncelikle kazı raporu doğrultusunda kurulun verdiği karara uyarak bu mozaiğin sınırlarını netleştireceğiz. Sonrasında kurula konservasyon sonrası bir teşhir-tanzim kararı için başvuracağız. Sonrasında içinde bulunduğumuz tarihi yapıyla konuşan bir konstrüksiyonla kolaylıkla herkesin gelip görebileceği cam ve yürüyüş yolları olan bir tasarımı öngörüyoruz. Sonrasında da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurup müze için gerekli izinleri alacağız. Burada en önemli nokta şu; bulunan mozaikler genelde İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne götürülür. Çünkü çoğu zaman yerinde korumak mümkün olmuyor. Mülkiyet ve kamulaştırma gibi meseleler ortaya çıkıyor. Burası sur dışında bulunan ve aynı zamanda yerinde sergileyeceğimiz ilk mozaik. Bu bakımdan da çok mutluyuz. Çünkü Zeytinburnu tarihine yeni ve önemli bir unsur eklendi.
Yanılmıyorsam bu aynı zamanda bir belediyenin sahip olacağı ilk mozaik müzesi…
Öyle görünüyor. Türkiye mozaik bakımından hamdolsun çok zengin bir ülke. Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa’da çok güzel örnekler var. Gaziantep’teki Zeugma Antik Kenti’nde kazılar devam etmekte. Ama buluntular buradan merkezdeki müzeye taşınıyor. Hatay’da son dönemde bulunan mozaikler yerinde korunmaya çalışılıyor. Bakanlığımız da yerinde korumayı teşvik eden bir uygulamaya da imza atıyor. İstanbul, sur içinde de çok sayıda mozaik bulunuyor. Saray Mozaikleri Müzesi de var. Ama biz Zeytinburnu’ndaki bu mozaiği sur dışında ilk olması ve yerinde muhafaza edilebilmesini bir şans olarak görüyoruz.
“Sanat İhtisas Kütüphanesi hayata geçiyor”
Bu kısımdan devam edip söyleşimizi geniş manada kültür-sanat konusuna taşımak istiyorum. Özellikle pandemi zamanlarında bu yeni normalde ne gibi çalışmalara imza atıyorsunuz?
Bu binanın yeni fonksiyonundan bahsederek başlamak istiyorum. Zamanında askeri hastane olarak inşa edilen bu bina şimdi Kazlıçeşme Sanat adıyla faaliyet gösteriyor. Bunun başlangıcını geçtiğimiz yılın Kasım ayında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifiyle açtığımız Selahattin Kaya Resim Sergisi ile bu bina yeni hayatına başladı. Kazlıçeşme Sanat’ın zemin katında sergi salonumuz var. Yaşadığımız salgından ötürü uzun bir süre sergi yapamamıştık. Bu sefer yeni normal çerçevesinde Ebüzziya Ailesi sergimizi gerçekleştiriyoruz. Ebüzziya Ailesi Türk matbuat hayatının son 150 yılına damgasını vurmuş bir aile. İlk olarak Ebüzziya Mehmet Tevfik’ten başlatıyoruz sergiyi. Kendisinin üç çocuğu var. Bu çocuklardan ikisinin nesli devam ediyor. Hatta torunlardan biri şu anda uluslar arası bir seramik sanatçımız. Bu üç nesil dededen torunu yayıncılık işleriyle uğramış. En önemlisi de Ebüzziya Takvimi adıyla yaklaşık 60 yıl süren bir takvim geleneği başlatmışlar. Ülkemiz bu takvimle beslenmiş diyebiliriz. Orada bir ansiklopedi gibi konular yayımlanmış. Ebüzziya Mehmet Tevfik’in kaleme aldığı bir Yeni Osmanlılar Tarihi kitabı da bulunuyor. Dönemin en geniş kapsamlı hatırat çalışmalarından biri. Oğlu Velid Ziya, Kurtuluş Savaşı sırasında büyük faydalar göstermiş. Zeytinburnu’ndaki Fişekhane’den Anadolu’ya sandıklarca mermi göndermiş bir isim. Dileyenler Aralık ayının sonuna kadar bu sergiyi görebilirler. Yine bulunduğumuz binanın orta katında Belediye Meclisi ve kabul salonları bulunuyor. Binanın son katında ise şimdi hazırlıklarını yaptığımız Sanat İhtisas Kütüphanesi yer alacak. Sergi salonu katıyla bir asansör bağlantısı kurup doğrudan buraya çıkabilmeyi sağlayacağız. İstanbul ilk defa kamu kullanımında bir Sanat İhtisas Kütüphanesi kazanacak. Özel sektöre ait bildiğimiz iki sanat-tasarım kütüphanesi mevcut. Biz gerçekten bu alanda iddialı bir kütüphane Zeytinburnu ve İstanbul’a ve hatta Türkiye’ye kazandıracağız.
Bunun dışında Zeytinburnu’daki yedi Bilgi Evi’nde yedi çocuk kütüphanesi bulunuyor. İlk uygulaması Zeytinburnu’nda yapılan ve Cumhurbaşkanımız tarafından tüm Türkiye’ye örnek gösterilen Millet Kıraathanesi modelimiz var. 24 saat açık, ikramları belediyemiz tarafından sağlanan bu şekilde dört tane kütüphanemiz var. Salgın sebebiyle şu anda 24 saat hizmet veremesek de bu kütüphaneler şu anda da açık. Beşincisini de şu anda yapımı devam eden Zeytinburnu Buz Pisti binasının içinde açacağız. İçinde bulunduğumuz Kazlıçeşme Sanat binasnın hemen yanında yine bu binaya ek bir yapıda Asitane Vakfı ile geleneksel kağıt üretim atölyesini açtık. Bu aydan itibaren öğrenci kabul edeceğiz. Hiçbir kimyasal madde kullanmadan geleneksel kağıt üretimini öğretmek istiyoruz. Bunun hemen yanında da sanat restorasyon atölyemizi açtık.