Kültür SanatYolluk almadan fuara gitmeyin!

Yolluk almadan fuara gitmeyin!

16.11.2011 - 21:44 | Son Güncellenme:

Kitap fuarına gitmeyi düşünenlere altın bir tavsiyede bulunayım. Yola çıkarken yanınıza okumak için kitap alın. Yolluk almayı da unutmayın... Sandviç, poğaça, termosta çay da iyi olur...

Yolluk almadan fuara gitmeyin

Şehirden “kitap”a ulaşmak için İstanbul trafiğinde muhtelif belediye başkanları ve yetkililere selam yollayarak yarım gün geçireceksiniz. Evdekilere söyleyin arkanızdan su döksünler... Ben altı gazete, 31 sayfa kitap okudum. Twitter, facebook derken uyumuşum. Uyandım, kesmedi sıkıntıdan çocukluğumda yaptığım gibi yolda hangi arabadan kaç adet gördüm onları saymaya başladım (en fazla Renault var). Kendi aracım ve gazete aracı dahil 2 saat 46 dakikadır yoldayım. Acıktım, susadım. Küçükçekmece’ye kitap fuarına gelen ve dolduran halka lütfen kimse okumuyor demesin, sinirlenebilirim... 13 Kasım pazar gününe kadar açık olan Kitap Fuarı gözlemlerim şöyle efendim...

Öğle teneffüsü gibi
- Kitap fuarı değil otogar girişi mübarek. Her yanda okul servisleri ve otobüsler. Öğrenciler akın akın içeri giriyor. Çocuk yuvasıyla öğle teneffüsü arası bir ses coşkusu ve hareketlilik. Buraya kitap için gelen, yayınevleri neler yapıyor, Türkiye’de ne gibi konularda kimler neler yazmış merak eden biri için fazla gürültülü ve kaotik gelebilir. Evet kaotik. Ama hiç sorun değil. Çünkü bu yaşta kitap fuarına giden bir çocuk için gelecekte bir şeyler belki fark eder. Ellerinde poşetlerde geçen sevimli veletleri, sağa sola çakal bakışlar atan ergenleri görünce pek sevindim kendi adıma. Sevinçten poşetli ergenlerden birinin poşetini açtırdım, “ne aldın” diye, içinden kapağında meme olan bir LeManyak’ı çıktı.
- Kitap fuarında pek çok şey yapabilirsiniz. Kitaplara göz atabilir, yüzde 50’ye varan indirimlerle kitap alabilir (aldım), baskısını bulamadığınız kitapları bulabilir (buldum), sahaflar kısmında nadide kitaplara bakabilir (baktım) ya da Suudi stantına gidip tanıtımı yapılan üniversitelere kaydolabilirsiniz (olmadım). Yabancı ülkelerin kitap stantları enteresan. Yunanistan’ınkinde turistik birtakım yayınlar vardı. Türkçe’yi hali aksanlı ama düzgün konuşan görevli kadın ne gibi faaliyetlerde bulunuyorsunuz burada sorusuna “yarın Zaman gazetesinin sergisi var bekleriz” dedi. Yunanistan’ı tanıtmak için enteresan bir yöntem.

Yer gök GYS, SBS, LYS!
- Ders kitaplarına koca bir salon ayrılmış. Salon dediysem ev salonu değil dev gibi fuar salonu. Yüz metre yol gidiyorsunuz, yer gök KPSS, GYS, SBS, YGS, LYS... Ne olduklarını bile bilmiyorum. Polis olma sınavına hazırlanıyorsanız mesela, burada ihtiyacınız olan bütün sorular, açıklamalı, çözümlü falan filan... Açıp baktım. Cop nasıl sallanır, gazı tam gözüne nasıl sıkacaksınız, ya da onu iki hamlede kelepçeleyin gibi şeyler yok. Hep matematik. Sıkıcı sıkıcı şeyler... Ben polis adayı olsam sorardım bunlar gerçek hayatta ne işimize yarayacak diye. Zira gerçek hayatta nasıl oluyor hepimiz biliyoruz...
- Avukat, mühendis fark etmez. Her şeyin bir sınavı var. Ve hepsi aynı görünüyor. Sınavsız çay bile vermiyorlar artık. Geçen yüzyılda üniversite sınavına hazırlandığım zamanlar aklıma geldi. Stantları galerileri dolaşan gariban gençlere bakınca depresyona girdim. (Alternatif rock grubu ismi önerisi: Sınavsızlık Özlemi)

‘Biraz anlatır mısınız?’
- Bazı vatandaşlar görevlilere kitap anlattırıyor. Bu çok hoşuma gitti. Mesela:
- “Şu kitap nasıl iyi mi?”
-“Evet”
-“Biraz anlatır mısınız konusunu?”
- “Kız hoşlandığı adamla galaksiler arası bir savaşın ortasında kalıyor.”
- “Tamam alalım. Benzeri var mı?”
Görevli olmak hakikaten zor zanaat. Kitapları okudun mu okumadın mı halk her an test edebilir. Ben de fantastik kitap anlattırdım Pegasus Yayınları’nda. Heyecanlıydı bayağı...
- Halkımız kitap okumaz derler ya. Bence bu bilgi güncellenmeli. Halkımız okumayabilir ama okutur. Burada yakınlarına kitap hediye etmeye gelenler çok.
- “Ben eşime bir kitap alacaktım.”
- “Nasıl bir şey baktınız?”
- “Macera olsun.”
- “Eşiniz kaç yaşında?”
“42...”
“Şöyle bir şey vereyim. Bu ara bayanlar en çok bunu beğeniyor. Üstelik indirimde.”
“Öyle mi tamam o zaman.”
(Diyaloglar sallama değildir. Hepsi gerçektir.)
- Oğlak, İletişim, Metis, Ayrıntı, Everest, Pegasus, Doğan Kitap, Can, Yapı Kredi Yayınları, NTV yayınları en görkemli yerleri kapmışlar. Ancak Uykusuz, Leman ve Penguen’in stantları en kral yerde. Üçü arasında Penguen en kalabalık olan. Uykusuz daha sakin. Her iki derginin de ziyaretçileri çocuklar ve liseliler. Leman sessiz. Daha ziyade yaşlılar var.
- Kitap Fuarı’nda hafta sonları en yoğun ve şaşaalı zamanlardır. İmza günleri, buluşmalar o zaman olur. Çocuk sayısı azalır. Erzağınızı kitabınızı yanınıza alın, fuarın yolunu tutun. Her şeye rağmen değer. Kitap Küçükçekmede’de de olsa gidip ulaşınız efendiler. Dönüş yolunda Doğu Yücel’in “Varolmayanlar”ını okumaya başladım. Bir saat sonra uyumuşum. Gazetede uyandırdı arkadaşlar, hava kararmıştı...

Haberin Devamı

‘Abi Behzat Ç.’nin kitabı varmış’
- O kadar fazla çocuk var ki sürekli şöyle konuşmalar duyuluyor: “Hocam, alo hocam sesim geliyor mu? Evet hocam, biz B salonundayız. Öğrencileri kafenin oraya götürelim hocam.” Arkaya dönüyor: “Çocuklar sessiz olun!” Devam ediyor: “Evet hocam..” Bu arada tabii öğrenciler günü okula gitmeden çarçur etmenin coşkusuyla patlamış mısır gibi sağa sola saçılıyorlar. Öğrenci olmak her şeye rağmen güzel. Kitap Fuarı’nda da...
- Enteresandır elinde listeyle dolaşanlar var. Markete pazara alışverişe çıkmış gibi. Listeden bakıp “Bir tane ‘Amat’, bir tane ‘Kara Kitap’ alayım?” şeklinde takılıyorlar. Bazıları da “çocuğu” yollayıp listeyi eline tutuşturmuş: “Abi Behzat Ç.’nin kitabı varmış” “Var” “İki tane...” “Başka?”“Neslişah Sultan var mı?” “O bizde değil, ileriye soracaksın...”
Muhabbetler böyle...

KEŞFETYENİ
Dünyanın en güzel kadını seçildi! 'Gençken zaten herkes güzel olur'
Dünyanın en güzel kadını seçildi! 'Gençken zaten herkes güzel olur'

Cadde | 28.04.2025 - 07:01

62 yaşında Demi Moore, ‘Dünyanın En Güzel Kadını’ seçildi.

Yazarlar