Kültür SanatYa hep beraber ya hiçbirimiz

Ya hep beraber ya hiçbirimiz

17.12.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Tom Holland‘ın yeniden kırmızı kostümü kuşandığı “Spider-Man: No Way Home/Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok”, seriyi görkemli bir seviyeye taşırken nostalji hissiyle tüm seriler arasında duygusal bir bağ kuruyor

Ya hep beraber ya hiçbirimiz

MÜJDE IŞIL - Bazı filmleri spoiler vermeden anlatmak zordur. Baştan uyaralım, “Spider-Man: No Way Home/Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok” da onlardan biri… Eğer sosyal medyada, internette vs. filmle ilgili ayrıntılı arama yapmadıysanız ve şimdilik sadece resmî fragmanı izleyip merakınızı vizyona kadar korumayı başardıysanız, filmin sizde bırakacağı etki epey derin olacaktır. Film başlamadan önce oyuncuların seyirciye sürprizleri açıklamamaları için yaptıkları uyarıyı dikkate aldığımızda film üzerine yazmak epey zorlaşıyor. O yüzden filmi izledikten sonra eleştirileri okumanızı tavsiye ederek konuya girelim.

Haberin Devamı

Jon Watts’ın yönettiği ve Chris McKenna ile Erik Sommers’ın senaryosunu yazdığı “ev” serisinin üçüncü halkası “Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok”. “Spider-Man: Homecoming/Örümcek-Adam: Eve Dönüş” ve “Spider-Man: Far from Home/Örümcek-Adam: Evden Uzakta”da olduğu gibi yeni filmde de yine Tom Holland’ı izliyoruz meşhur kostümün altında. Hatırlanacağı gibi kahramanımızın kimliği ikinci filmin finalinde ifşa olmuştu. Kimliğinin açığa çıkması sadece Peter’ın değil, sevgilisi MJ’in ve kankası Ned’in de hayatını sekteye uğratır. O kadar ki, süper kahraman ile ilişkili olmaları, istedikleri üniversiteye seçilmelerini bile engeller. Bunun üzerine Peter, Doktor Strange’e giderek yardım ister. Doktor Strange’in, herkesin Peter’ın Örümcek-Adam olduğunu unutması için yaptığı büyü, Peter’ın “ama bu kişileri hariç tutalım” diyerek müdahale etmesiyle değişir. Farklı evrenlerde Örümcek-Adam’a karşı savaşan kötüler teker teker bu tarafa gelmeye başlar.

Haberin Devamı

Güç birliğinin önemi

“Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok”, Sam Raimi’nin ilk “Spider-Man”ini hariç tutarsak 20 yıldır yapılan Örümcek-Adam filmlerinin en iyisi. Her şeyi birbirine bağlayan öyle işlevsel bir senaryosu var ki sadece maceradan maceraya, efektten efekte değil, hüzünden mizaha, bilindikten sürprize sürükleniyorsunuz filmi izlerken. Sadece bu da yetmiyor… Filmin verdiği ahlaki mesajlar tam da bugünün sorunlarına cuk diye oturuyor.

“Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok” önceki maceraların kötüleri ile Peter’ı karşılaştırırken, bir anlamda o maceraların içerdiği şiddeti ve süper kahramanlar dünyasındaki yok etme ritüelini değiştirmeye çalışıyor. Diğer evrenlerden gelen düşmanların geri gönderildiğinde ölecek olmaları karşısında Peter’ın onları yaşatmaya çalışması ve bu uğurda bedel ödemesi, her ne kadar hiçbir iyilik cezasız kalmaz sözünü doğrulasa da iyiliğin herkesi kurtaracağına dair umutları da diri tutuyor. Ben Amca’nın “Büyük güç büyük sorumluluk getirir” mottosunun May Hala’ya transferi de filmin duygusal yoğunluğunu artırıyor. Elbette her süper kahraman filminde düşmanın kötülüğü ne kadar büyükse iyilerin de savaşı o kadar gösterişli oluyor ama bu filmin derdi, herkesin ikinci bir şansı hak etmesi ve her şeye rağmen öldürmekten kaçınmak üzerine. “G.O.R.A.” filminde Cem Yılmaz’ın Amerikan sinemasına söylediği “uzaylı da olsa insan insandır” sözü kulaklarda çınlamıyor değil.

Haberin Devamı

Filmin vurguladığı bir diğer nokta da, tekil süper kahramanlık yerine çoğul yani ekip olmanın, güçlü olsan da güç birliği yapmanın önemi. Bunu yaparken filmin yaşattığı nostaljik tat, herhalde uzun süre unutulmayacak; özellikle de Örümcek-Adam hayranları tarafından. “Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok”, Sam Raimi’nin “Spider-Man” serisi ile Marc Webb’in “The Amazing Spider-Man” serisini alıp kendi hikâyesi içinde öyle işlevsel şekilde birleştiriyor ki yirmi yılın Örümcek-Adam özeti çıkıyor karşımıza. “Ev” serisi her ne kadar Örümcek-Adam efsanesini oyuncularından esprilerine kadar genç kuşaklar için cazip hâle getirmeye çalışsa da yeni film özellikle Sam Raimi’nin mirasıyla bağ kurmaya özen gösteriyor. Filmi başarılı yapan da bu çaba ve geçmişle kurduğu ilişki. Tobey Maguire’ı sinemada Örümcek-Adam kostümüyle izlemiş nesilleri özellikle etkileyecek (sonraki Örümcek-Adam Andrew Garfield için aynı şeyi söylemek zor) bir film bu. Aradan geçen yıllar bazı hikâyeleri ve oyuncuları hiç eskitmese de film hem zaman hem sinemasal yaş almanın hüznüyle yüzleştiriyor bizleri. Örümcek-Adam bazılarımız için hep Tobey Maguire imiş meğer. Tom Holland ve Zendaya yeni nesiller için ışıltılı oyuncular olarak görülse de geçmişle kıyaslanınca hayli “hafif” kaldıklarını daha net anlıyoruz.

Haberin Devamı

“Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok” adı gibi geri dönüşsüz bir noktada bırakıyor macerayı. Bir yandan yirmi senenin sinemadaki Peter Parker külliyatını önümüze koyarken bir yanda da yeni film için sıfırdan bir yol açıyor. Açıkçası sonraki filmin, buradan aldığı hikâyeyi daha yükseğe taşıması zor görünüyor.

Vizyonda öne çıkanlar

Sinemacı ailenin oyuncu kızı Maggie Gyllenhaal, “The Lost Daughter/Karanlık Kız” ile ilk kez yönetmen koltuğuna oturdu. Elena Ferrante’nin aynı adlı romanından yine Gyllenhaal’un senaryosunu yazdığı filmin başrolünde Olivia Colman yer alıyor. Film, bir edebiyat profesörünün tatildeyken kayıp bir çocuğu bulmasından sonra bir anne olarak verdiği kararlarla yüzleşmesini anlatıyor. Venedik Film Festivali’nde Gyllenhaal’a En İyi Senaryo Ödülü kazandıran yapım, Altın Küre’de En İyi Yönetmen ve Olivia Colman’a En İyi Kadın Oyuncu adaylığı getirdi.

Haberin Devamı

2020’deki Antalya Film Festivali’nde Behlül Dal En İyi İlk Film Ödülü’nü kazanan “Kumbara”, festival yolculuğundan neredeyse 1.5 sene sonra vizyona             giriyor. Film, orta sınıftan bir aile babasının üzerine kalan borç yüzünden bozulan düzenini anlatıyor. Ferit Karol bu ilk uzun metrajında maddi sorunlar yüzünden kavga ederek birbirini yiyip bitiren bir çifti göstermek yerine sakin bir üslupla gerilim yaratıyor. Başrolleri paylaşan Murat Kılıç ve Gülçin Kültür Şahin, performanslarıyla öne çıkıyor.

Yazarlar