Kültür Sanat‘Şu zamanda popülarite tehlikeli geliyor bana’

‘Şu zamanda popülarite tehlikeli geliyor bana’

21.11.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Nergis Öztürk, kültürel erozyona incelikli bir dokunuş yapan “Düğün Şarkıcısı”yla seyirciyle buluştu. Öztürk’e göre insanlar her an yaşadıkları ya da yaşamadıkları hayatları gösterme isteği duyuyorlar: “Bu sonrasında hep daha fazlasını isteme gibi bir problem yaratıyor. Çok çabuk tüketiliyor popülerlik. Sosyal medyada hayat o kadar hızlı akıyor ki takip etmek çok zorlaşıyor”

‘Şu zamanda popülarite tehlikeli geliyor bana’

Seyhan Akıncı - Nergis Öztürk, “Hep korktuğum bir şeydi” diye anlattığı tek kişilik bir oyunla karşımızda. Toy İstanbul yapımcılığında Erdi Işık’ın yazıp, Kayhan Berkin’in yönettiği “Düğün Şarkıcısı”nda Nergis Öztürk’ü Şahnaz olarak izliyoruz. 19 Kasım’da Kadıköy Boa Sahne’de prömiyer yapan oyun Şahnaz’ın çalıştığı Urban Jazz Bar’ın önce bir masaj salonuna ardından düğün salonuna dönüşümüyle trajik bir değişim fotoğrafı çekiyor. Oyun bizi 02 Melih ve 11 Eray diye ikiye ayrıldığımız BBG dönemine götürürken Şahnaz üzerinden kültürel erozyona da incelikli bir dokunuş yapıyor. Ünlülük diye bir mesleğin türediği günlerde Öztürk, “Şu zamanda popülarite tehlikeli geliyor bana” diyor. Öztürk ile mayıs ayından bu yana seyirciyle buluşmayı bekleyen oyunu, dönüşümü ve eşiyle hayalini kurup koşullar gereği kapatmak zorunda kaldıkları Taşra Kabare’yi konuştuk.

Haberin Devamı

“Düğün Şarkıcısı”nda yolu BBG’den geçen Şahnaz olarak karşımıza çıkıyorsunuz. Bir dönem izleyici olarak birçoğumuzun yolu da oradan geçti… Şahnaz’ı yaratırken o dönemler yol gösterdi mi?

BBG yarışması o dönemde çok popülerdi. O dönem ben üniversitedeydim, tamamını olmasa da bir kısmını izlemiştik. Hatta biraz eğlence oluyordu bizim için. Evde oynuyorduk aramızda.

Popülerlik bazılarımızın tutkuyla peşinden koştuğu bir şey… Popülarite ne ifade ediyor sizin için?

Şu zamanda popülarite tehlikeli geliyor bana. İnsanlar her an yaşadıkları ya da yaşamadıkları hayatları gösterme isteği duyuyorlar. Ve bu sonrasında hep daha fazlasını isteme gibi bir problem yaratıyor. Çok çabuk tüketiliyor popülerlik. Sosyal medyada hayat o kadar hızlı akıyor ki takip etmek çok zorlaşıyor.

Haberin Devamı

Sahne arkasında büyük bir ekip var ama sahnede teksiniz… Tek kişilik oyunları zorlukları ve avantajlarıyla nasıl tarif edersiniz?

Benim için hep korktuğum bir şeydi tek kişilik oyun. Sahnede partnerinizle göz göze diz dize olmak büyük bir güven veriyor her zaman. Tek kişilik oyun bir taraftan da deneyimlemek istediğim bir şeydi. Bunun nasıl bir his olduğunu oynadıkça anlayabileceğim. Seyirciyle buluşmayı bekliyordum heyecanla. Her oyun, yeni bir oyun gibi heyecanımı artırıyor.

“Bazen sıkışmışlık hissi yaratıyor”

Hayatta da oyundaki gibi hızlı bir dönüşümün içerisindeyiz ve bunu çoğunlukla yozlaşma, kaybetme, eksilme olarak algılıyoruz… Bu dönüşüm sizde nasıl karşılık buluyor?

Her şey çok hızlı ve bazen yetişemiyorum. Dediğim gibi sosyal medyada hayat o kadar hızlı akıyor ki takip etmek çok zorlaşıyor. Bir haber, bir yenilik, bir olay olduğunda daha algılayamadan geçmiş oluyor ve bende bazen sıkışmışlık hissi yaratıyor. 

Tiyatrolar pandemiden ağır yaralı çıktı… Pandemi dönemi bir tiyatrocu olarak size neler düşündürttü? Neler yaptınız o dönemde?

Birçok tiyatro sahnesini kapamak zorunda kaldı. Bu Türk tiyatrosu için büyük bir kayıp. O dönemde Kadıköy Boa Sahne’de Türk yazarlar ve oyuncuların bir araya geldiği Boa Kısalar projesini yaptık. Oyunlar dijital ortamda yayınlandı ve seyirciden güzel dönüşler aldık. O süreç devam ederken Toy İstanbul “Düğün Şarkıcısı” oyununu yapmak istediğini iletti. Erdi Işık yazdı ve Kayhan Berkin yönetti. Pandeminin en sert dönemlerinde provalarına başladık. Keyifli bir süreç geçirdik. Özellikle pandemi döneminde tiyatro çalışmak nefes oldu hepimize. Aslında oyun mayıstan beri seyirci ile buluşmayı bekliyor.

Haberin Devamı

Ödüllü bir oyuncu olarak kariyeriniz süresince oyunculuk heyecanını yitirdiğiniz dönemler olmuş, özellikle kariyerinizin ilk dönemlerinde… Heyecan yitimi ya da motivasyon kaybı baskı oluşturur mu üzerinizde? Böylesi zamanlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Oyunculuğa dair heyecanım hiçbir zaman bitmedi. Ama yapılış sırasındaki ortam koşullar beni zorluyordu bazen. İdeal olanı arıyor insan. Ama bazen maalesef koşullar ve şartlar insanı zorluyor.

“Taşra Kabare projeleri devam edecek”

Eşinizle birlikte Taşra Kabare’yi hayata geçirmiştiniz. Yeniden kapılarını açacak mı?

Taşra Kabare, ikimizin ortak hayaliydi. Kabare fikri hep aklımızdaydı ve bu hayali gerçeğe dönüştürmek büyük bir keyifti. Gerçekleştirdik fakat zor koşullara dayanamadık. Mekân yönetmek birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Ama mekân olarak kapatmış olsak da Taşra Kabare projeleri bir süre sonra devam edecek.