04.03.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
1995 sonrası doğanlarda belirginleşen kaygı bozukluklarının cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla paralel bir seyir izlemesi yazarın temel argümanını oluşturuyor. Haidt, dijital çağın, çocukların sosyal gelişimini nasıl sekteye uğrattığını, gerçek dünya deneyimlerinden nasıl uzaklaştırdığını çarpıcı örneklerle ortaya koyuyor.
Haidt kitabında okul koridorlarındaki kahkahaların yerini sessiz ekran tıklamalarının aldığı, arkadaş oyunlarının sanal etkileşimlere dönüştüğü bir neslin hikâyesini aktarıyor. Pandemiyle deneyimlediğimiz sosyal izolasyonun, aslında akıllı telefonların çocukların hayatına girişiyle başladığını savunan Haidt, gençlerin ergenlik döneminde akranlarıyla yüz yüze etkileşimden uzaklaşmasının, ruhsal sağlıkları üzerinde yarattığı tahribatı detaylandırıyor.