Kültür SanatSinemamızın tam kalbi: Ertem Eğilmez

Sinemamızın tam kalbi: Ertem Eğilmez

13.08.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:

Bugün hâlâ filmleri tekrar tekrar izlenen ve her izleyişte yüz güldürüp zamanı durduran Ertem Eğilmez’in hayatı, sinemaya bakışı ve eserleri “Ertem Eğilmez” kitabında ayrıntılarıyla anlatılıyor.

Sinemamızın tam kalbi: Ertem Eğilmez

MÜJDE IŞIL- Zaman karşısında sanat eserleri ya unutulur gider ya unutulmazsa bile eskir, ilk değerini yitirir ya da klasikleşir, değeri katmerlenir. Ertem Eğilmez ve Arzu Film ekolünün filmleri nesillerdir hep altın değerinde. Teknoloji değişiyor, zamanın hızı değişiyor, yaşam normları değişiyor, mizah anlayışı değişiyor ama onun filmlerine duyulan sevgi, sempati ve ilgi hiç değişmiyor. Kaç kuşağı aynı duygularla birbirine bağlayabilmek, ölümsüzlüğün tanımlarından biri olsa gerek.

Haberin Devamı

Sinemamızın tam kalbi: Ertem Eğilmez

İBB Yayınları’ndan çıkan “Ertem Eğilmez” kitabı; kendisiyle yapılan röportajlardan, hakkında yazılan yazılardan ve anılardan oluşan kapsamlı bir çalışma. Uzun zaman önce Eğilmez ile bir nevi nehir söyleşi olarak başlayan; “Arabesk” zamanı, önce rahatsızlığı sonrasında da vefatı nedeniyle tamamlanamamış Gökhan Akçura’nın çalışması, bu kitabın da temelini oluşturuyor. Akçura kitabın önsözünde Eğilmez’in başarısı hakkında üç konuya vurgu yapıyor. Eğilmez’in insancıllığı ve sıcaklığının seyirciyle nesilleri aşan bir bağ kurduğuna dikkat çekiyor. Oyuncusundan senaristine sinema tarihimize iz bırakmış çoğu sanatçının Eğilmez’in tedrisatından geçtiklerine de… Ama hem Akçura’nın hem de kitapta yer alan pek çok ismin altını çizdiği esas mevzu; Eğilmez’in senaryoya verdiği önem. Eugene Vale’in “The Technique of Screenplay Writing” kitabını satır satır ezberlemesi, dramatik yapıyı kurarken senaryo matematiğini çok iyi hesaplaması ve tabii ki içinde yaşadığı toplumu bir psikolog titizliğiyle tahlil etmesi, başarısının asıl kaynağı.

Haberin Devamı

REKOR ‘HABABAM SINIFI’NDA

1989’dan beri seyirci ve bilet sayılarının istatistiği tutuluyor. Dolayısıyla klasik Yeşilçam döneminde ve ‘90’ların başına kadar hangi filmlerin gişe rekoru kırdığını hesaplayabilmek çok zor. Altı bölümden oluşan kitabın Pek Yakında adlı ilk bölümünde Cem Pekman, sayısal dayanaktan yoksun olmakla birlikte “Hababam Sınıfı” serisinin, bugünün “Recep İvedik” serisini geçtiğini ve Türkiye’de en çok izlenmiş sinema yapımı olduğuna vurgu yapıyor. Kendisine hak vermemek elde değil. Üstelik şimdinin nüfusu ile o zamanın nüfusu, bilet alan seyirci ile orantılandığında arada bariz fark çıkacaktır muhtemelen.

Farklı isimlerin yorumuyla Eğilmez’in hayatını okumak, kitabın arşiv değerini artırıyor. Yakın zaman önce kaybettiğimiz Agah Özgüç de o isimlerden. “Babiali’den Yeşilçam’a Adanmış Bir Ömür” başlıklı yazısında Eğilmez’in müstehcen yayıncılıktan cep kitapları ve dergi yayıncılığına, sonrasında da sinemaya geçişini o babacan üslubuyla anlatıyor. Özgüç’ün bu yazıyı teslim ettikten kısa süre sonra vefat etmesi ise kitapla gönül bağımızı kuvvetlendiriyor doğrusu.

Sinemamızın tam kalbi: Ertem Eğilmez

Eğilmez’in yıllarca beraber çalıştığı efsane ekip bir arada.

Haberin Devamı

‘CANIM KARDEŞİM’ PİŞMANLIĞI

Kitabın Ertem Eğilmez Anlatıyor başlıklı bölümünde Engin Ayça, Hülya Bankoğlu Ekşigil, Ulvi Alacakaptan ve Yalçın Pekşen’in Eğilmez ile yaptıkları röportajlar yer alıyor. Bu röportajları da okudukça Eğilmez’in kendine güveni ne kadar yüksek olsa da doğruyu ve yanlışı saptama konusunda gayet net duruş sergilediğini, “Ben yaptım, oldu” kafasından tamamen uzakta, kendini ve toplumu iyisiyle kötüsüyle çok net değerlendirdiğini görüyoruz. Engin Ayça ile röportajında, gişede hezimete uğrayıp Arzu Film’i batma noktasına getiren “Canım Kardeşim” üzerine pişmanlığını dile getiriyor. Aslında basit bir melodram anlattıklarını ama sosyal gerçekçiliğe yakın durunca ortaya doku uyuşmazlığı çıktığını söylüyor. Festivallerde ödüller alsa da seyirci ile bağ kurmamış olmasını başarısızlık olarak nitelendiriyor. Keşke yıllar sonra “Canım Kardeşim”in de tıpkı “Hababam Sınıfı” gibi ne zaman televizyonda yayınlansa seyirciyi hayran bıraktığını görebilseydi.

Haberin Devamı

Kitabın en iddialı bölümü ise Ertem Eğilmez ile Biz de Çalıştık adını taşıyor. Bu bölümde onunla çalışmış sanatçılarla çeşitli tarihlerde yapılmış röportajlar ve onlardan alınmış görüşler var. Halit Akçatepe, Zeki Alasya ve yakın zaman önce yitirdiğimiz Cüneyt Arkın da var bu isimler arasında. Bu bölümde en ilgi çeken kısım Yavuz Turgul ile yapılmış yeni tarihli röportaj. Eğilmez ile birlikte çalışmasından başlayıp kişisel gözlemlerine, Eğilmez’in Frank Capra hayranlığına, senaryo konusundaki titizliğine kadar derin bir anlatım yapıyor Turgul. “Ana akım sinemada bugün yapılması gereken şeyler o dönemde yapılmıştı. Bu millet hâlâ ‘Tosun Paşa’nın, ‘Hababam Sınıfı’nın, ‘Şekerpare’nin peşinden koşuyorsa bir yerde büyük bir açlık var demektir” diyerek Eğilmez’in sinemamızın kalbi olduğunu vurguluyor.

Haberin Devamı

Kitabın en etkileyici kısımlardan biri ise Yalçın Pekşen’in 1986’da kendisiyle yaptığı röportajda “Sinemamızın hâli nedir?” sorusuna Eğilmez’in “Yetenekli, kültürlü, art niyetsiz ve sinemaya kendini adamış beyin yokluğu” cevabını vermesi. Ertem Eğilmez bize izlemekten hiç bıkmadığımız hikâyeler anlatmaya devam ederken ve yanlışlarımızı da yüzümüze vuruyor. Keşke kulak verebilsek…