21.12.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı - Sanat dergisi ArtReview 20 yıldır sanat dünyasının en etkili ismini The Power 100 listesiyle açıklıyor. Ve zirvede ilk defa bir insan yok! Listenin tepesinde NFT eserler üretilirken kullanılan Etherum blok zincirlerinden ERC-721 yer alıyor. Listenin bir diğer dikkat çeken ismi ise 100. sırada kendine yer bulan Mark Zuckerberg... Peki, zirve neden NFT'nin? NFT'nin sanatçılara yeni ve yaratıcı yollar açması ve yepyeni bir koleksiyoner grubu yaratması bu teknolojiyi zirveye taşıyan nedenler arasında sunuluyor. Bu NFT'nin 2021'i zirvede tamamladığı tek yer de değil üstelik. İngiltere merkezli sözlük Collins Dictionary, NFT'nin yılın sözcüğü olduğunu açıklamıştı geçtiğimiz günlerde. Non-Fungible Token yani "Değiştirilemez Jeton" olan NFT'ler karantinadayken yılın sözcüğü olmayı sonuna kadar hak eden tüm gümbürtüsüyle girmişti hayatımıza... David Lynch'ten Nick Cave'e, Nurgül Yeşilçay'dan Can Bonomo'ya o kadar fazla isim NFT evrenine girmiş durumda ki ürettiği alternatif işlerle sanat piyasasında kendine yer bulamayanların özgürlük cenneti diye vadedilen alan, bir anda sanat piyasasının girişinde bekleyen "babaların" da ortama dalmasıyla bulanıklaşıverdi. Sanat dünyasında hiç soğuk savaş yaşandı mı diye soracak olursanız meydan muharebesinin konusunun NFT olacağını söylemek abartı olmaz. Bir yanda "Tüm gelecek burada hadi daha fazla gecikmeden trene atlayın" diyenler diğer yanda bu teknolojinin çevreye verdiği zararlardan tutun ortaya çıkarken vadedettiği eşitlikçi durumun mümkün olmadığını savunanlara taraflar epey keskinleşmiş durumda. Mavi ya da kırmızı köşede olun izlemesi epey zevkli bir maç. Ama önce oyunun ne olduğunu anlamakta fayda var. Bir şeyin gerçekliğinin dijital sertifikası olarak tanımlamak mümkün NFT'yi. NFT'ler sanat, ses, video ve diğer yaratıcı çalışmalar olarak karşımıza çıkarken dijital sertifika sayesinde o esere sahip olduğunuzu ve gerçekliğini ispatlayabiliyorsunuz.
Bir yatırım aracı
Kripto sanatçısı Seda Türeç, "Koleksiyonerleri bu alana çeken en önemli etken fiziksel bir sanat eserine göre çok daha kolay gösterime konulabilmesi. 300 bin dolara aldığınız bir tabloyu insanlara sergilemek isteseniz zarar gelmesinden çekinerek nemden uzak bir yerde izole etmek, korumak isteyebilirsiniz. NFT olarak aldığınız sanat eserinde durum böyle değil. Bunun dışında koleksiyonerler NFT’leri bir yatırım aracı olarak da görüyor" diyor. Yenilikler dünyasına yakın durmak için çaba sarf ettiğini belirten Tarık Tolunay da NFT dünyasına iyice ısınanlardan. Yaptığı çalışmalarla global dünyada var olma hayalinin hep olduğunu ifade eden Tolunay, "NFT'nin buna imkân tanıdığını ve bunu sağlayabileceğini fark ettiğimde bu alana dönük çalışmalarıma yoğunluk verdim. Bunun sonucu olarak NFT'de yüklediğim ilk eserim 36 bin dolara satıldı" diyor.
Sanatın üretildiği mecraların değişmesinin normalliğinden söz eden Birol Bayram ise bunu şu örnekle açıklıyor: "Önceki yıllarda dokunan bir halı ya da bir kilise duvarıyken, günümüzde bu mecranın dijital ortamlar olması normal geliyor. NFT bu mecranın kullanılması için sanatçıların kullandığı bir converter diyebiliriz. Sanatçılar yaptıkları işi maddi kazançtan çok beğenilme arzusuyla yaparlar bu yüzden ne kadar çok insana ulaşırlarsa o kadar tatmin duyarlar, dijital dünya bu imkânı sağlıyor ve sanatçıları yaşadıkları ülkelerin sınırlarından kurtararak dünyaya açılmalarını sağlıyor. Klasik sanat eserlerini toplayan koleksiyonerlerin motivasyonu neyse günümüz koleksiyoncularını bu alana çeken şey de aynı; Estetik ve değerli bir esere sahip olma arzusu."
Küçük balık yutuldu
Diğer yandan NFT'yi The Power 100'ün zirvesine yerleştiren ArtReview'de yayınlanan Tina Rivers Ryan imzalı makale oldukça dikkat çekici bir başlık taşıyor: "Sanat dünyasının NFT savaşları ütopyayla mı yoksa distopyayla mı sonuçlanacak?" Soru oldukça önemli. Bugünlerde yeniliklere bir parça temkinli yaklaştığınızda gerici ilan edilmeniz kaçınılmaz. Tıpkı yeninin içindeki marazları reddettiğiniz sürece o sistemin dışına çıkamamanızın kaçınılmaz olması gibi. Sanat dünyasının "kutsal" kapılarını tutanların NFT'de hızla söz sahibi olmaya başladığına bakılırsa yapıtlarının dünyanın geri kalanı tarafından özgürce keşfedilmesini bekleyen yetenekler için işler yine sarpa sarmış gibi görünüyor. Son olarak Nike’ın NFT ayakkabı üreticisi RTFKT Studios’u satın alması büyük balığın küçük balığı yuttuğu kuralının hâlâ geçerli olduğunu anımsattı. Walter De Maria'dan bir alıntıyla tamamlayalım o vakit biz de tıpkı Ryan gibi: "Sanat da yaşam da bir ölüm kalım meselesidir."