05.01.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
MÜJDE IŞIL - Golden Globe yani Altın Küre Ödülleri dendi mi, sinema ve televizyon sektörü dikkat kesilir, adaylık bile almak büyük prestij sayılırdı. Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin (HFPA) dağıttığı Altın Küre, Oscar’a bir kala demekti, saygınlığı arşa değerdi. Geçen seneden beri ise ödülleri iade edilen, kimsenin kariyerine değmesini istemediği bir lekeye dönüştü.
Ne oldu da Altın Küre devasa bir nefret objesi haline geldi? Bu haklı tepkinin nedenini iki başlık altında toplamak mümkün. Birincisi kayırmacılık. Önceki sene 78. Altın Küre Ödülleri’nin adayları açıklandığında özellikle televizyon sektörü büyük bir şok yaşadı. Çünkü eleştirmenlerin ve seyircinin hayran kaldığı “I May Destroy You” dizisi hiç adaylık kazanamazken, adaylık için bile “çok hafif” görünen Netflix dizisi “Emily in Paris” iki kategoride, Müzikal/Komedi dalında En İyi Dizi ve En İyi Kadın Oyuncu (Lily Collins) dalında aday gösterilmişti. “Emily in Paris” sonuçta ödül kazanmadı ama adaylık durumu herkese tuhaf gelmişti. Los Angeles Times ortaya çıkardı ki, adaylık sürecinin arkasında çıkar ilişkileri yatıyordu. Adaylıklar açıklanmadan yaklaşık bir sene önce “Emily in Paris”in yapımcıları, adayları belirleyen Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin 37 üyesini dizinin Paris’teki setine davet etmiş, onları lüks otel ve restoranlarda ağırlamıştı.
Irkçılığın berbat yüzü
Bu kayırmacılığın ortaya çıkması kıyamet koparacaktı ama daha büyük bir rezalet kendini gösterdi: Irkçılık. Yine Los Angeles Times, HFPA’in hiç siyah üyesi olmadığını ortaya çıkardı. Mayıs 2020’de George Floyd’un polis şiddeti yüzünden ölmesiyle “Black Lives Matter” hareketinin yoğunlaştığı o süreçte bu haber bomba etkisi yarattı doğal olarak. 2021’deki ödül töreninden önce Laura Dern ve Dakota Johnson’ın başı çektiği bir grup, protesto metni yayınladı. HFPA da eleştirilere hak verdiklerini ve eşit temsil için gerekli adımları atacaklarını açıkladı. Bütün bunlar kamuoyu önünde cereyan ederken tören günü geldi çattı ve NBC’nin istatistiklerine göre tören, Altın Küre’nin gördüğü en düşük oranda izlendi. Kirli çamaşırlar yine ortaya dökülmeye devam etti.
HFPA’in eski başkanı Philip Berk'in “Black Lives Matter” hareketini aşağılayan ve ırkçı bir nefret grubu olarak nitelendiren fikirleri gündeme geldi. Altın Küre’nin yayıncısı NBC tepki gösterince HFPA, Berk’i üyelikten kovdu. Sonradan Brendan Fraser’ın, Philip Berk tarafından geçmişte tacize uğradığı iddiaları da çıktı ortaya. HFPA’in “merak etmeyin, gerekli düzeltmeleri yapıyoruz” yaklaşımını gerçekçi ve samimi bulmayan sektör çalışanları protestonun düzeyini yükseltmeye başladı. Mark Ruffalo ve Scarlett Johansson’ın başını çektiği popüler oyuncular HFPA’nın aleyhine açıklamalar yaptı. En ciddi protesto ise Tom Cruise’dan geldi.
Yedi kere aday olup “Born on the Fourth of July”, “Jerry Maguire” ve “Magnolia” ile kazandığı üç Altın Küre Ödülü’nü iade etti. 1996’dan beri ödül törenlerini canlı yayınlayan NBC de 2022’deki 79. Altın Küre Ödül Töreni’ni yayınlamayacağını duyurdu. HFPA üyelerini Paris’te ağırlayarak adaylık kapan “Emily in Paris” dizinin yayıncısı Netflix de ortak faaliyetlerini dondurduklarını açıkladı. Şimdi ne olacak? Bu gelişmelerden sonra 13 Aralık 2021’de resmî siteden 79. Altın Küre adayları açıklanırken şu açıklama yapıldı: “Son sekiz ayda, HFPA tüzüklerini tamamen elden geçirerek etik ve davranış kuralları, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık, yönetim, üyelik ve daha fazlasını ele alan kapsamlı değişiklikler uyguladı. HFPA son zamanlarda, tümü ilk kez Altın Küre seçmeni olan 21 yeni üyeyi bünyesine katarak bugüne kadarki en geniş temsil çeşitliliğini oluşturdu.” NBC de HFPA’in hakiki reformlara imza atması hâlinde 2023’teki töreni yayınlayabilmeyi umduklarını açıklayarak açık kapı bırakmıştı.79. Altın Küre adayları ilk kez goldenglobes.com ve Golden Globes YouTube kanalındaki yayınla ilan edildi. Adayları HFPA’in yeni başkanı Alman kökenli gazeteci Helen Hoehne ile Snoop Dogg açıkladı. 9 Ocak’taki ödül töreni de muhtemelen Altın Küre’nin kendi sitesi ve sosyal medya hesaplarından yayınlanacak.
Ödül kazananların katılım durumu ve verecekleri tepkiler merak konusu. Bundan sonra HFPA’in atacağı adımlar da… Bu süreç bir kez daha gösterdi ki, gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu var ve ödülün tarihi kimliği yahut yüksek prestiji bile buna engel olamıyor.