Kültür Sanat‘Kadını inciten erkeğin hiçbir değeri yoktur’

‘Kadını inciten erkeğin hiçbir değeri yoktur’

05.03.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:

“La Traviata” toplumsal ikiyüzlülük, kadına biçilen rollerin ağırlığıyla önyargıların yıkıcılığının altını ısrarla çizerken en güzel mesajı “Kadını inciten erkeğin hiçbir değeri yoktur” sözüyle veriyor

‘Kadını inciten erkeğin hiçbir değeri yoktur’

Efnan Atmaca - Yayımlandığı dönem (19’uncu yüzyıl) büyük yankı uyandıran, Alexandre Dumas (oğul) imzalı “Kamelyalı Kadın” adlı romana dayanan, müziklerini efsanevi İtalyan müzisyen Giuseppe Verdi’nin bestelediği, librettosunu Francesco Maria Piave’nin yazdığı “La Traviata”, opera tarihin en zamansız ve en özel eserlerinden biri. Eser, Paris gece hayatının tanınan simalarından Violetta’nın amansız bir hastalığın pençesindeyken genç ve yakışıklı Alfredo Germont ile yaşadığı aşkı konu alıyor. Opera tarihi açısından önemi o dönemde yaygın olan mitolojik veya tarihi temalar yerine günlük hayattan, gerçekçi bir aşk ve fedakârlık hikâyesi anlatıyor olmasında yatıyor. Öte yandan toplumsal hayatın eleştirisi, kadınlara karşı önyargılar, ahlaki değerlerin ikiyüzlülüğü gibi konuları sorguluyor “La Traviata”. Bu zamansız eser İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından yeniden sahneleniyor.

Haberin Devamı

Recep Ayyılmaz’ın sahneye koyduğu ve dramaturjisini üstlendiği eserde İDOB Orkestrası’nı Zdravko Lazarov ile Alessandro de Marchi dönüşümlü olarak yönetiyor. Benim izlediğim gece orkestrayı Lazarov yönetti. Violetta Valery’yi Hale Soner, Alfredo Germont’u konuk İtalyan tenor Emanuele D’Aguanno ve Giorgio Germont’u Caner Akgün canlandırdı. “La Traviata”, opera tarihinin en kalabalık eserlerinden biri. Dolayısıyla sahnede bu üç ismin yanı sıra usta sanatçılar yer aldı. Sade bir rejinin tercih edildiği eserde özellikle solistler performanslarıyla takdir topladı. Verdi’nin bu eserde karakterlerin psikolojik derinliğini ortaya çıkaran müzikal anlatımını en etkili şekilde yansıttı sanatçılar. Soner özellikle yakarış niteliği taşıyan “Sempre libera” ve “Addio del passato” aryalarında büyüledi seyirciyi. Konuk tenor D’Aguanno ile Soner’un uyumu da temsilin başarılı yönlerinden oldu. Akgün, Giorgio Germont rolüyle eserin kilit isimlerinden birini canlandırdı. Performansıyla alkış toplarken “La Traviata”nın altını çizdiği toplumsal ikiyüzlülük, kadına biçilen rollerin ağırlığıyla önyargıların yıkıcılığı konusunda en önemli replikleri hakkıyla seyirciye geçirdi. “Kadını inciten erkeğin hiçbir değeri yoktur” cümlesi o yıllardan bugüne Akgün’ün sesiyle yankılandı, umarım bu kez hafızalarda yerini buldu.

Haberin Devamı

Sadeliğin görkemi

“La Traviata”, iki yüz yıl önceden toplumun nasıl da çıkarcı olduğunu; olayları, yaşananları o günkü konjonktüre ve yükleyebileceği günah keçisine göre yorumlayabileceğini haykırıyor. O günden bugüne çok fazla değişiklik olmadığı için de dünyanın en çok sahnelenen operalarından olma sıfatını asla bırakmıyor. Cesur bir burjuva sınıfı eleştirisi yapmasının yanı sıra melodik ve dramaturjik zenginliğiyle her daim ilgi çekiyor. İDOB’un bu sezonki “La Traviata”sı sadeliğin görkemini taşıyan rejisi, kalabalık sanatçı kadrosunun uyumu ve solistlerinin başarılı performanslarının yanı sıra teatral yetenekleriyle öne çıktığı bir eser olarak kapalı gişe oynamaya devam ediyor. Ve bu ilgiyi sonuna kadar hak ediyor. “La Traviata” bugün ve 8 Mart’ta AKM’de izlenebilir.