Heybesinde ilim özünde barış

Efnan Atmaca 

“İnsan, gözden ibarettir. Geri kalanı bir deridir. Göz de, dostu gören göze derler” der Mevlânâ, “Mesnevi”de. Elbette Konya deyince akla Mevlânâ; Mevlânâ deyince de Konya gelir ama eğer gözünüzü biraz daha açıp daha dikkatli bakarsanız çok daha fazlası var Konya’da. Selçuklu’nun kadim başkenti Konya pek çok medeniyetten izler taşırken geleceğe de deneyimlerini kullanarak yatırım yapmasıyla öne çıkıyor. Elbette yolumuz Mevlânâ’ya er geç ulaşacak ama öncesinde Konya’da biraz turlayıp yaklaşan yaz tatilinde ‘kültür turu’ olarak mutlaka rotanıza almanız gereken yerleri biraz dolaşalım. Geçmişin ve geleceğin duraklarına uğrayıp nasıl aynı potada eridiğine şahit olalım. 

Kapsül’deki gençler 

İlk durağımız gelecek olsun! Tecrübelerle olgunlaşan bir şehrin tüm medeniyetlerden üzerine sinen ilmi heybesine alıp geleceğe yatırım yapıyor olması çok değerli. Konya Bilim Merkezi, Türkiye’nin en büyük merkezlerinden biri. Atölyeleri, laboratuvarları ve planetaryumu gözalıcı. Ancak en önemlisi buranın sürekli işliyor olması. Hafta içi okullar, hafta sonu ise aileler çocuklarını getirip onları geleceğe hazırlıyorlar. Burada her yıl Bilim Festivali yapılıyor. Alan, Konya’ya yaraşır şekilde çok büyük, dolayısıyla pek çok etkinlik aynı anda düzenlenebiliyor. Bu yılki 23-26 Haziran’da. Kaçırmayın. Ayrıca merkezde yaz kampları da oluyor. Takip etmenizi tavsiye ederim. 

Bilimden yola devam edersek Kapsül Teknoloji Platformu’na mutlaka düşmeli yolunuz. Konya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan ve Türkiye’nin ilk belediye destekli teknoloji platformu olan kapsül, farklı dünyalara açılan kapı. Bir yanda gençler yepyeni projeler üretirken bir yandan kazılarda bulunan şehrin dış surlarına bakıyorlar. Yapılan kazılarda ortaya çıkan dış surlar ve hendek etrafından şekillenen merkez ki buradaki yetkili gururla bu şekillenmede kadın elinin olduğunu gösterdi bize Kapsül’ün tarihe bakan yüzü oluyor. Kapsüldeki gençler ise geleceğe bırakılacak izler için hummalı bir şekilde çalışıyorlar. 

Mevlevilik’e giriş 

Konya’da nereye gitmek isterseniz isteyin yolunuz Alaaddin Tepesi’ne çıkıyor. Selçuklu’nun büyük hükümdarı, medeniyetinin tüm izlerini kadim şehre bırakıyor. Türklerin Anadolu’daki yolculuğuna şahitlik etmek için en doğru yer Konya. Özellikle de mimari olarak. Mimari olarak Anadolu’nun geçirdiği tüm evreler Konya’da sanatseverleri bekliyor. Şu anda restorasyon çalışmaları devam eden ve yaz sonunda açılması beklenen Mevlânâ Kentsel Dönüşüm Alanı şehrin görünüşünü baştan aşağı değiştirecek bir proje. Çünkü bölgedeki tüm yapılar aslına uygun olarak restore ediliyor ve görüş açısını açarak şehrin tüm görkemini ortaya çıkarıyor. Bu bölgenin bir ucunda Mevlânâ sizi çağırıyor elbette. Tüm bilgeliğiyle ziyaretçilerini beklerken tekrar tekrar barış mesajlarını hatırlatıyor: “Barış dalgaları kopar, gönüllerden kinleri giderir. Bunun aksine savaş dalgaları kopar, sevgileri alt üst eder.” Panaroma Müzesi, Mevlevilik tarihini anlatıyor gelenlere. Dünyanın önemli mevlevihanelerinin maketlerinin yer aldığı bahçe müzenin en ilgi çekici yeri.. Hemen bir müjde vereyim: Çok yakında burada bir karşılama merkezi kurulacak ve hızlı bir Mevlevilik’e giriş dersi verilecek. 

Burası bir gastronomi şehri. Gaziantep’ten sonra en fazla coğrafi tescilli yemeğe sahip. Gastrofest adlı şehrin yemek kültürünü dünyaya tanıtan bir festivalleri bile var. Etli ekmek dışındaki lezzetleri de mutlaka deneyin.

Geniş ve düz bir arazide kurulan Konya, bisiklet dostu olarak anılıyor. Bisikletinizle uzun bir şehir turu yapın. Yorulursanız da çaresi var. Çünkü burada bisiklet tramvayları yer alıyor. Sizi bisikletinizle birlikte istediğiniz yere götürebiliyor.

Selçuklu Kongre Merkezi, iki farklı kapasitede oditoryum salonları, 1400 metrekare Balo Salonu ve 11 adet farklı boyutlarda toplantı salonlarından oluşuyor. Şehir Tiyatroları da oyunlarını burada sergiliyor. Sezonu yakalarsınız Büyük Salon’da bir opera izlemeden dönmeyin.

Kelebekler Vadisi, Türkiye’deki ilk örnek. İçeride envai çeşit kelebek sizi bekliyor. Burada çalışanlar ise vadiyi evleri gibi benimsemişler. Kısacık bir turun ardından bile bir kelebek uzmanı olabiliyorsunuz.

Sille’den bugüne kalanlar

Konya aynı zaman tarihin başlangıç yerlerinden biri. Meşhur Çatalhöyük sınırları içinde mesala. Yaz sonuna kadar Çatalhöyük’te pek çok yenilik yapılacak. Ancak sürprizi saklayıp  başka bir tarihi başlangıç noktalarından birine geçiyorum. Burası Sille. Konya tam bir zaman yolculuğu kenti. Ben gelecekten başlayıp geçmişe doğru yol aldım. Sille de en önemli duraklardan biri oldu. Tarihi M.Ö 8-7. yüzyıla kadar uzanan Sille, 1071 yılından sonra Selçukluların Konya’yı ele geçirip, başkent yapmaları ile tamamıyla Gayrimüslimlerin yaşadığı bir yer hâline geliyor. Varlığını ve ticari önemini Osmanlı’da da sürdüren Sille’nin nüfusunun 20. yüzyılın başlarındaki kayıtlara göre yüzde 56’sı Müslüman, yüzde 44’ü ise Gayrimüslim. 1923’te yapılan mübadeleyle Sille’deki Hıristiyan halk Yunanistan’a göç ediyor. Bugün ise yapılan çalışmalarla Sille, ziyaretçilerini o yıllara götürüyor. Arkeoloji ve tarih meraklılarının özellikle görmesi gereken bölgenin kalbinde ise tüm ihtişamıyla Aya Elenia Kilisesi yer alıyor.