24.11.2014 - 10:25 | Son Güncellenme:
Emir Kusturica'nın yaptığı 1988 yapımı Yugoslav filmi. Kusturica'nın en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilen yapıt, aynı zamanda tamamı Çingenece çekilen ilk sinema filmidir.Film, telekinezik güçlere de sahip olan Perhan adında bir Çingene'nin, genç yaşta Yugoslavya'nın küçük bir köyünden çıkıp Milano'da bir suç şebekesine dahil oluşunu, Azra ile yaşadığı aşk ve kız kardeşi Danira'ya uzun süre sonra tekrar kavuşmak için gösterdiği çabalar etrafında anlatır.Film Cannes film festivalinde sanat çevrelerinde büyük bir sansasyon uyandırdı. Eleştirmenlerden tam not aldı. Filmin naif konusundan ziyade yönetmenin filmde kullandığı gerçeküstü sahneler ve hikayeye ustaca işlenmiş sembolik anlatım filmi farklı konuma taşıyarak Yönetmeni Emir KUSTURICA'ya dünya çapında ün kazandırdı.Filmi farklı kılan en önemli konulardan birisi de rol alan oyuncuların profesyonel olmamalarıdır. Baş rol oyuncusu Davor DUJMOVIC 1999 yılında intihar etmiştir. Davor'un oynadığı rolün metaforik etkilerinin naif kişiliği üzerinde baskı yaratarak kendisini intihara sürüklediği yönünde düşünceler bulunmaktadır.Filmin müziklerini Goran Bregoviç bestelemiştir.
Emir Kusturica'nın 1993 yılında David Atkins ile beraber senaryosunu yazdığı ve yönettiği ilk ingilizce filmi. Filmin birçok sahnesi Douglas, Arizona'da çekilmiştir. Filme damgasına vuran müzikler Arizona Dream Soundtrack albümünde toplanmıştır. In The Deathcar filmin unutulmaz müziklerindendir. Bu film senaryosunun bir kısmında Andrei Platonov'un Chevengur isimli romanından esinlenildiği düşünülmektedir. Filmde geçen "Fish doesn't think because fish knows everything" - "Balık düşünmez, çünkü o herşeyi bilir" sözünün, bu romanda balıkçının oğluna söylediği şu sözlerden geldiği sanılmakta: "İnsan anlamsızdır(nonsense). Şimdi balığı düşünelim. Balık yaşam ile ölüm arasında durur. Onun için suratı ifadesizdir. Balık herşeyi bilir." Filmde bazen rüyalar ve gerçekler iç içe geçer. Film 1991 yılında çekilmiş olmasına rağmen Avrupa'da 1993 yılında, ABD'de ise 9 Eylül 1994 yılında gösterime girmiştir. Film 142 dakika olmasına rağmen ABD'de VHS ve TV kayıtlarında 119 dakika gösterime sunulmuştur. Sinemalarda 142 dakikanın tamamı gösterime girmiştir.
Yıl 1941 Belgrad. Almanların başlattığı bombardıman komünist Marko'nun önlenemez yükselişi için gereken kaos ortamını yaratır. Marko, arkadaşı Blacky'i ve yoldaşlarını silah üretmeleri için yeraltındaki bir mahzene yerleştirir.Savaş bitince herkesin dısarıya çıkabileceğini garantilemekten de geri kalmaz. Günler geçer, ülkede barış tekrar sağlanır fakat mahzendeki yaşam olduğu gibi devam eder. Marko, yeraltındakileri faşist yönetimin iktidarda olduğuna ve savaşın devam ettiğine inandırmıstır.
Film, aşk ve mutluluk arayışındaki sıradan insanların, sıra dışı hayatlarını konu almaktadır. Montreal’li bir ailenin oğlu, kendi dünyasındaki bazı çelişkilerden ötürü benlik arayışı içinde savrulmaktadır. Bu süreç onu olgunlaşmaya taşırken ruhun farklı labirentlerine sürükleyecektir. Babasına hayranlık derecesinde bağlı olan Zach, onu hayal kırıklığına uğratmamak uğrunda kendi doğası ile daha derin çelişkilere de girer. Dahası bu durum onu yer yer çıldırmanın eşiğine kadar taşır. Çılgın, ruhsal bir yolculuğun, toplum baskısının ve insanın başkaldıran doğasının bir baba oğul ilişkisi dahilinde anlatıldığı harika bir film.
Bir Sırp mühendis olan Luka, 1992'de Bosna'ya gelir. Yanında opera şarkıcısı olma hayalleri taşıyan karısı Jadranka ve oğlu Milos vardır. Tanrı'nın unuttuğu bir yerdeki küçük bir köye yerleşen Luka kısa bir süre sonra patlayarak Balkanlar'ı cehenneme çevirecek olan savaştan habersiz hayal kurmakta, planlar yapmaktadır.İyimser mizacından aldığı şevkle, bölgeyi turistik olarak kalkındıracak olan tren yolu inşasına başlar. Giderek yaklaşan savaş söylentilerine kulağını tıkar. Gelin görün ki savaş çıkıp oğlu askere alınır, karısı da bir müzisyenin koynuna girip kaçıverir. Berikilerin bir gün döneceği umuduyla canla başla çalışmaya devam eden Luka'nın hayatı görmek istemediği savaş ve çatışmayla kaplanmaya başladığında hayat karşısına Müslüman bir kadın olan Sabaho'yu çıkarır. Ve herşey değişir!