Ekimde ne izleyeceğini biliyorum!

Nil Kural - İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 20. kez düzenlenen Filmekimi’nin programında yakın dönemde festivallerde kendilerinden söz ettiren 50’ye yakın filme yer veriyor. 8-17 Ekim tarihlerinde İstanbul’da, 15-19 Ekim’de Ankara’da, 22-26 Ekim’de İzmir’de düzenlenecek ve sloganı “Ne İzlediğim Önemli” olarak belirlenen Filmekimi’nden beş film seçtik.

“Petrov Grip Oldu / Petrov’s Flu”

Bu yılki Cannes yarışmasının en başarılı filmlerinden “Petrov Grip Oldu”, bir önceki filmi “Leto”ula da büyük ilgi çeken Kiril Serebrennikov’un imzasını taşıyor. Film, Aleksey Salnikov’un romanının uyarlaması. Sovyetler Birliği sonrası dönemde geçen film, çizgi romancı Petrov’un grip geçirmesi ve yüksek ateşi nedeniyle sanrılar ile gündelik hayatın birbirine karışması üzerine. Bir süredir Rusya’da hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle ev hapsinde olan yönetmenin yeni filmi Rus sinema geleceği ile yaratıcı bir anlatımın harika bir birleşimini sunuyor.

“6 Numaralı Kompartıman / Hytti No. 6”

Diğer bir Cannes yarışma filmi olan “6 Numaralı Kompartıman”, Jüri Büyük Ödülü’nü Asghar Farhadi’nin “Kahraman”ıyla paylaşmıştı. Bundan bir önceki filmi “Olli Mäki’nin En Mutlu Günü” (2016) ile tanınan Finlandiyalı yönetmen Juho Kuosmanen, ikinci filminde bir yol hikâyesi anlatıyor. Rusya’da yaşayan Finlandiyalı arkeoloji öğrencisi Laura bir arkeolojik bölgeyi görmek için tren yolculuğuna çıkıyor. Kompartımanı paylaştığı işçi Vadim ile başta anlaşamasa da zamanla ikili yakınlaşmaya başlıyor. Basit bir hikâyeyi etkileyici oyunculuklar ve saat gibi işleyen bir senaryoyla anlatan film, Cannes’ın en sevilen filmlerindendi ve birçok izleyiciye kendi yolculuklarından bir şeyler hatırlatarak ortak bir hisse dokunan bir film olarak yorumlandı.

“Buluşma / Mass”

Bu yılki Sundance Film Festivali’nde büyük beğeni toplayan bir yapım ve yönetmeni Fran Kranz’ın ilk filmi. Tek bir mekânda diyalog ağırlıklı bir film olan “Buluşma”, hikâyesinin gizem katmanlarını teker teker açan bir yapım ve yönetmeni Kranz’ı ilk filmiyle takip listelerine yerleştirdi. 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan Florida Parkland Katliamı’ndan yola çıkan film, odada bir araya gelen dört kişi üzerinde bu katliam ve benzerlerinin yarattığı travmayı diyaloglarla masaya yatırıyor.

“France”

Usta Fransız yönetmen Bruno Dumont’nun yeni filmi “France”, yönetmenin son yıllarda mizaha yaklaşan çizgisini takip ediyor. Filme adını veren France adlı bir medya yıldızının sansasyonları ve hayatını takip eden film, gazetecilik ve medyanın durumu hakkında bir yapım. Anderson’ın gazeteciliğe yazdığı aşk mektubunun tersine medyaya çok eleştirel bir yerden bakan filmde başroldeki Lea Seydoux da büyük övgü topladı.

“Fransız Postası / The French Dispatch”

Wes Anderson’ın pandemi döneminde izleyiciyle buluşması ertelenen yeni filmi “Fransız Postası/The French Dispatch”, bu yılki Cannes Film Festivali’nde yarıştı. En son 2018 tarihli animasyon “Isle of Dogs/Köpek Adası”nı çeken yönetmen, “Fransız Postası”nda aralarında Edward Norton, Willem Dafoe, Saoirse Ronan, Elisabeth Moss, Jason Schwartzman ve Anjelica Huston’un da olduğu güçlü bir oyuncu kadrosunu bir araya getiriyor. Anderson’ın “yurt dışındaki bürolarda çalışan muhabirlere yazılmış bir aşk mektubu” olarak tanımladığı film, New Yorker benzeri bir dergide yer alan üç geniş haber üzerinden gazeteciliğe ve yazım sanatına bir saygı duruşu sunuyor. Elbette, Wes Anderson’ın imzalaştırdığı oyuncu tavrıyla…