25.06.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı - İlhan Berk’in “Çıplak Ayak” şiirinde dediği gibi onlar “Bir düş ülke” ya da bu “düş ülkeyi” arayan dansçılar... Çıplak Ayaklar Kumpanyası bundan 20 yıl önce İstanbul Beyoğlu’nda kuruldu. Çoğunlukla çağdaş dans temelli dansçılardan oluşan kumpanya 20 yılda çokça mesafe kat etse de “20 yıl geçti hâlâ bir elin parmağı kadarız ama iyi ki de varız” diyorlar. Evet, iyi ki varlar ve biz de bu varoluşu kumpanyanın dansçıları Mihran Tomasyan, Büşra Firidin, Maral Ceranoğlu ve Duygu Güngör ile konuştuk.
20 yıl geriye dönüp bakmak için yeterince uzun bir zaman. Hele de dansla yürünmüşse... Bu 20 yılda geldiğiniz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mihran Tomasyan: Biz ‘çağdaş dans’ alanında üreten bir topluluğuz. 2003’te kendi koreografilerimizi üretmeye başladığımızda etrafımızda dansla ilgilenen insan, oluşum veya grup/topluluk çok azdı. 2023’te İstanbul özelinde bundan bahsetmek epey üzücü ama 20 yıl geçti hâlâ bir elin parmağı kadarız ama iyi ki de varız. Biz bu 20 yılda topluluk olarak kendi yolumuzu yaratmaya çalışırken ihtiyaçlarımızın bizi çokça dönüştürdüğünü ve şu anda olduğumuz yere getirdiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Yıllar içinde prova mekânı ihtiyacımızdan bir araba tamirhanesi kiralayıp onu bir dans stüdyosuna dönüştürmemiz, stüdyonun kirasını ödeme ihtiyacımızdan stüdyoda dans dersleri vermeye başlamamız, kiralayacak sahne bulamadığımız için stüdyomuzu black box’a çevirip gösterilerimizi kendi mekânımızda seyirci ile buluşturmamız, şehrin nefes aldırmayan temposundan sıyrılmak için gezegenle uyumlu bir akış içinde dans temelli yeni ilişki modelleri oluşturmayı hayal ettiğimiz bir arazinin hayatımıza girişi bu başlığa verilebilecek sadece birkaç örnek. Bu varoluş şekli kaçınılmaz olarak bizi dansçılığın dışında pek çok alanda geliştirip beslese de gücümüzün ve enerjimizin yetmediği alanlar hâlâ baki. Türkiyeli dansçılar olarak gönül isterdi ki bu 20 yılda daha çok seyirciyle buluşabilelim. Kumpanyanın ilk yıllarında bunu denemedik değil ama sürdürülebilir kılamadık. Elbette burada belediyelere ve kültür yöneticilerinin desteğine ihtiyaç var. Bunu kendi gücümüzle yapmamız çok zor. Yıllar içerisinde 24 gösteri ve yanında daha pek çok irili ufaklı proje üretmişiz. Sanırız bu üretme istikrarı ve süreklilik bizi bu günlere getirdi.
Çıplak Ayaklar Kumpanyası 20 yaşında ama hâlâ birileri için duyulmamış ya da çok yeni... Kendinizi nasıl anlatırsınız?
Büşra Firidin: Çıplak Ayaklar Kumpanyası sonuçlar kadar, hatta daha da fazla, süreçlerle hemhâl olan bir topluluk. Süreç; sezilen ama nereye gideceği belli olmayan o büyülü anlar bütünü. Her zaman bir fikir-bir öneri bizi bir araya getirse de yaratım sürecinde oluşturduğumuz o özgür alan her zaman bizi besliyor. Her şeye rağmen gösteri devam etmeli yaklaşımını benimseyemeyen, her bir şeyin gösteri kadar değerli olduğunu bilen, her insan gibi hatalar yapmaya meyilli, bundan ders almaya gönüllü ama en temelinde dansa ve harekete tutkulu ve kendini hayatta bu yolla ifade etmeyi seçen insanlar bütünü Çıplak Ayaklar Kumpanyası. Bu yola çıkarken çoğalsak ne güzel olur demiştik, zaman bize güzel dostluklar katmaya devam ediyor. Eğer hâlâ sizinle tanışmadıysak, umarız bir gün yollarımız kesişir.
Bir düş ülke ifadesini kullanıyorsunuz kendinizden söz ederken. Düşünüzü biraz açmanızı istesem...
Maral Ceranoğlu: “Bir düş ülke” bizim 2003’teki manifestomuzun sonundan geliyor. Manifestomuzla bu soruyu cevaplayalım. “Çıplak Ayaklar Kumpanyası, Saz çalan olmaktansa kopan tel olmayı tercih eder. Her türlü hayale açıktır. Çoğalsak ne güzel olur… Ama kopan tek bir tel bile anlaşılmaya yeter. Her türlü ayrım ve şiddete karşıdır. Düşünmeye, tartışmaya, konuşmaya iyi gelebilir. Çocukların da ulaşabileceği yerlerde saklanmasında bir sakınca yoktur. ‘Şarkı dinlemek yerine şarkı söylemeyi’ tercih eder. Kerameti kendinden menkuldür. Deneme aşamasındadır ve hep deneme aşamasında kalmayı tercih eder. ‘Dansçı-oyuncu-tiyatrocu-müzisyen-video…’ Çok amaçlı bir yapı oluşturmayı düşlemektedir. İlhan Berk’in ‘Çıplak Ayak’ şiirinde dediği gibi ‘bir düş ülke’dir, ya da bu ‘düş ülkeyi’ arar…”
Pandemiyle birlikte sahne sanatları alanında ciddi tecrübeler yaşandı. Üretim biçiminden maddi çıkmazlara kadar... ‘Long Covid’ etkileri sizde de sürüyor mu?
Mihran T.: Pandemi ve devam etmekte olan post pandemi hem yapısal hem de maddi pek çok alanda bizleri de etkiledi tabii. Kumpanya olarak hem birbirimizden uzak kaldık hem de bu süreçte stüdyomuzu açık tutmaya çalıştık. Pandemi sürecini Saha Derneği ve Goethe’nin inisiyatifiyle yapılan International Relief Fonu’ndan aldığımız destekler sayesinde geride bıraktık. Ayrıca bu sene CultureCIVIC’in Yapısal Destek hibesi sayesinde stüdyomuzun ısınma sorunlarını gidererek hem kendimizin hem de bağımsız dans sanatçılarının üretimlerine destek vermeye devam ediyor olacağız.
Atölyeler pek çok kurum gibi ÇAK’ın olmazsa olmazlarından. Biraz atölyelerden konuşalım...
Büşra F.: Atölyeler hızlı ve göz göze etkileşim sağlıyor. Deneyimimizi ve yaklaşımımızı paylaşmak için kıymetli bir olanak. çakStüdyo’da bu vesile ile ağırladığımız herkesle sürekli çoğaldığımızı deneyimlemek, beraber bir süreç yaşamak herkes açısından çok tatmin edici. Hareketle ve bedeniyle ilgilenenler için öğrenme, keşfetme, deneyim paylaşımı fırsatını sunuyor. Ve elbette ki katılımcıların arasında bir topluluk ve iş birliği duygusu oluştururken yaratıcılığın ve kişisel ifadenin keşfedilmesine de olanak sağlıyor.
20. yaşınız için neler planlıyorsunuz?
Maral C.: Arşivlerimizi düzenleme ve paylaşıma açma hayalimizi gerçekleştirmeye başladık. 20 yılda yaptıklarımıza bakıp neredeyiz görmek, işleyiş modellerimizi değiştirmek, içimizde ve dışımızda yaşanan değişim rüzgârlarına açık olmayı becermek gibi planlarımız var.
“Hsydmami, Hiçbir şey yerinde değil” 2021 - Mustafa Erdoğan
“İşler doğada farklı bir zamanla ilerliyor”
ÇAK’ın bir arazisi var. Arazide her şey yolunda mı? Neler yapıyorsunuz?
Duygu Güngör: çakARAZİ 2017’de alındı bugüne kadar elektrik, su, iki konaklama alanı ve hâlihazırda tadilat isteyen bir açık platform yapıldı. İşler doğada şehirde olduğundan daha farklı bir zamanla ilerliyor, biz de bu konuda meraklı öğrencileriz ancak çakARAZİ’nin işler hâle gelmesine daha henüz zaman var. Hem arazimizin yüksek rakımda olması hem iklim şartlarının sertliği yapılacak olan kapalı stüdyo ve konaklama alanlarının yapılmasıyla ancak aktif hâle gelebilecek. Buna da daha birkaç senemiz var. Ama bu sırada boş durmadık. Can Güngör şarkılarının canlı kaydı, Seren Yüce’nin “Nekropsi” video klibi, Çıplak Ayaklar Kumpanyası - Karma Lab - Heimatlos Films - British Council ve Aakash Odedra Company ile ortak VR projesi “Cosmoception”ın video çekimleri, Esme Madra’nın “Sarı, Siyam, Kanocular ve Ev Sahibi” kısa filmi gibi üretimler geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirildi ve bu gibi iç üretimler devam ediyor. Arazi ile ilgili gelişmeleri takip etmek isteyenler “ÇakArazi” Tumblr hesabımıza göz atabilirler.