Demir Demirkan evine dönüyor

Melisa Vardal - Geçtiğimiz hafta -bir zamanlar ortaokul sonda babamın bana aldığı mp3 çalar ile dinlediğim- Demir Demirkan’ın uzun yıllardan sonra Türkiye’ye turne yapmaya döneceğini öğrenince doğan söyleşi fırsatını kaçırmadım.

Burada işler daha yavaş

Demirkan üç yıllık bir aradan sonra vereceği ve küçük bir turne olarak nitelediği konserler için heyecanlı olduğunu söylerken pandemi döneminden dolayı takviminin bu kadar ertelendiğinin altını çiziyor. Dinleyicileri ile sosyal medyada aynı sayfada olduklarını ve her yorumu okuyup cevap vermeye çalıştığını söyleyen Demirkan, “Özlediğimiz anıları tekrar hayata geçireceğiz” sözleriyle hasretini dile getiriyor. Hayranlarına “Karşılarında onları çok özlemiş ve sevgiliye kavuşma mutluluğunu yaşayan bir Demir bekliyor” sözleriyle müjdeyi şimdiden veren Demirkan belli ki sahnede oynamadık taş bırakmayacak.

Altı yıldır ABD’de yaşayan Demirkan, salgın dönemine kadar iki İngilizce proje yapıp yayınlamış. “WAR III - Awakening” (EP) ve “Elysium In Ashes” adlı projelerinde farklı ülkelerden birçok müzisyenle çalışma fırsatı yakalayan Demirkan sistemin Türkiye’dekinden farklı ilerlediğini görünce biraz afallamış tabii. Müzik sektörlerindeki ayrımdan bahsederken orada işlerin daha yavaş olduğunu söylüyor. Buna alışmakta güçlük çektiğini söylese de aradaki farkı, “Biz çok tezcanlı ve biraz sabırsızız bu tür sistemli çalışmalar için” diyerek şakayla karışık açıklıyor. Turne programı ise şöyle: 2 Mart İzmir OUZE VENUE, 3 Mart İstanbul Dorock XL Kadıköy, 22 Mart Ankara 6:45 KK ve 29 Mart Eskişehir IF PERFORMANCE. 

‘Ne oldu bizim medeniyete?’

Demir Demirkan pandemi için yazdığı ‘Deli Hayaller’ şarkısını şöyle anlatıyor: “Pandemi başlayalı birkaç ay olmuştu. Instagram canlı bağlantılar, Zoom konferansları derken aklıma dinleyicilerim ile bir şey üretmek geldi. Bu şarkıyı yazdım ve klibini dinleyicilerimden gelen videolar ile yaptım. Şarkıda bahsettiğim saçmalık tabii ki dünyanın geldiği bu durum. Nereden ve neden çıktığı tam belli olmayan bir virüs peydah oluyor ve hayat yavaşlayıp, duruyor. Bir virüsün o çok da övünerek sahiplendiğimiz teknolojimizin, iletişim hızımızın, dünya medeniyetimizin bir anda atıl kılması kadar saçma bir şey olamaz. Ülkelerin ekonomileri çöktü. İnsanlar kendilerini öldürdüler. Ayaklanmalar, sokakta birbirine kıyan insanlar, maskeyi siyasi bir araç olarak kullanan sürüleşme politikaları ve politikacıları ve bütün bunların birleştiği tek nokta olan para... Ne oldu bizim medeniyete? Şimdi bunları anlatırken sanki bir ütopyaya kaçıştan bahseder olduğumu anladım ‘Deli Hayaller’de.”