21.05.2021 - 16:00 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - milliyet.com.tr / ihsan.dindar@milliyet.com.tr
Farklı ve bir o kadar da tarihi bir dönemden geçiyoruz. Bu pandemi sürecinde neler yapıyorsunuz? Günleriniz nasıl geçiyor?
Glutensiz bir hayata son birkaç yıldır kafayı takmıştım. Eşimde de şeker rahatsızlığı var. O yüzden evdeki hayatımızı ne kadar sağlık bir hale getirebiliriz onun peşine düştük. Ben onu sağlık bir hayata çekmeye çalışırken o “haydi börek yapalım” havasında. Orta yolu bulmaya çalışıyoruz. Bu süreçten en çok etkilenen oğlumuz oldu. Zaten üç yıllık bir hayatı var ve bunun bir buçuk yılı kısıtlamalarla geçiyor. “Anne korona var beni öpme” gibi şeyler söylüyor. Böyle bir çocukluk evresi yaşıyor. Yani bu süreci nasıl telafi edeceğiz bilmiyorum.
Bu süreçte çok sayıda röportaj gerçekleştirme fırsatım oldu. Bu konuda insanlar iki farklı fikre bölünmüş durumda. Bir kısmı zaten hayatı genellikle evde geçtiği için yaşantısında pek bir değişim olmamış. Ama bir kısmı da bu durumdan oldukça şikâyetçi. Siz hangi taraftasınız?
Ben de evde olmaktan hiç şikâyetçi değilim. Zaten evde olmayı çok seven biriyim. Ama tabii evde kendi iradenle olabiliyorsan güzel. Yani o anda ne yapmak istediğine kendin karar verebilme özgürlüğün varsa güzel. O “sıkıldım” diyenleri anlayamıyorum. Şu anda bu ne kadar büyük bir lüks onun farkında değiller. Ben koronavirüs atlattım o zaman bile dinlenemedim. Oğlum Ali ile sürekli ilgilenmek zorundaydım. Çok hareketli bir çocuk ve sürekli oyun oynamak istiyor haklı olarak. Çocuklarda dört yaşa kadar olan dönem zekâ gelişimi için çok önemli olduğu için sürekli ne yapabilirim diye düşünüyorum. Şu bir yılda kitap okudun mu diye sorsanız belki bir iki buna fırsatım olmuştur. Bu süreçte sıkılma lüksümün olmasını isterdim açıkçası.
Şimdi biraz işin tiyatro kısmına gelmek istiyorum. Birkaç yıl aradan sonra tiyatroya geri döndünüz. Çok da önemli bir ismin, Peter Shaffer’ın bir uyarlamasını sahneye taşıdınız. Karanlıkta Komedi ile yeniden bir tiyatro projesinde yer almak neler hissettirdi size?
Tiyatroda olmak benim için gerçekten muhteşem bir şey. Hayatımda yaşadığım en güzel ilk üç şeyden biri. O adrenalin, o mutluluk hiçbir şeyde yok. Doğum yapmakla birincilik için yarışır. İkisinin yaşattığı hislerin yeri çok farklı. O kadar kıymetli bir şey. Peter Shaffer’in bir eserinde bunu yaşatmak çok güzel bir duygu. Çünkü kendisi tam bir dâhi. Tekstleri inanılmaz bir matematikle yazmış. Yazdığı her oyun bir kült haline gelmiş bir yazar. Tolga ile ikimizin seçtiği bir oyun bu. Okurken bile eğleneyim, heyecanlanayım ve coşayım istemiştim. Bu süreçte başka oyunları da inceleyip okuduk. En sonunda Karanlıkta Komedi’yi okurken kendimi içinde buldum. Kadro da çok güzel oldu.
Kadroya da geleceğim elbette ama öncesinde dikkatimi çeken başka bir noktaya değinmek istiyorum. Oyunu izlerken çok güldüm. İngiliz mizahı denen şeyi seven biriyim. Sizi daha önce de komedi oyunları ve filmlerinde izlemiştik. Ancak diziler hep dram. Bu nasıl bir durum? İleride bu roller değişebilir mi?
Olur tabii ki. Televizyonda şöhret olduğum için yapımcılar da karşıma hep benzer rollerle geldi. Riske atmak istemiyorlar sanırım. Kötücül birini oynamayı çok istiyorum. Ama böyle bir teklif hiç gelmedi.
“Tiyatro benim için nefes aldığım bir yer”
Nasıl birini canlandırmak isterdiniz? Bir katil mi mesela?
Her şey olabilir. Hepimizde yaradılış itibarıyla bu duygular var. Kötülerin bile kendilerince kötü olma sebepleri var. İyi bir senaryoyla inşa edişmiş kökleri olan bir karakter neden olmasın ki? Şimdi birçok işe baktığımızda ana karakterden ziyade yan rollerde içine farklı unsurlar katılmış isimlerin ön plana çıktığını görüyoruz. Bunlar fenomene dönüşüyor. O karakterlerin nasıl yazıldığı da çok önemli. Kimin oynadığı da çok önemli. Şimdi öyle bir dizi proje var. Hiç oynamadığım bir rol. Kadın gerçek bir zalim. Kendi ve ailesinin mutluluğu için her şeyi yok edebilecek bir kadın. Tiyatro maceramda hep komedi ile devam etti. Rahmetli Çolpan İlhan beni Güllü ile başlattı tiyatroya. Kerem Alışık ile başrolü paylaşmıştık. Tiyatro benim için nefes aldığım bir yer. Dram da oynarım tabii ki neden olmasın ama komediyi tercih ederim. Karanlıkta Komedi oyunda sahnelerken bile gülüyorum. Özellikle Bülent Alkış rolünü oynarken gülmekten ânı kaçırdığım zamanlar oldu. Prova süreci de çok güzeldi. Ancak biz oyuna doyamadık. Tam sahnelemeye başlamışken pandemi başladı.
Bu kötü bir şans gerçekten. Yanılmıyorsam ilk gösterim 27 Şubat 2020 tarihinde gerçekleşiyor. Sonrası da zaten malum pandemi süreci…
Sadece üç kez sahneleyebildik. 27 Şubat’ta Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda sahnelemiştik. Bizim aslında harika bir deneyim olmuştu. O gece çok yoğun bir yağmur yağışı vardı. Sonrasında da hepimizi çok üzen şehit haberleri gelmişti. Her şey normale dönse de oyunumuzu oynayabilsek.
Karanlıkta Komedi’nin oyuncu kadrosuna baktığımızda hepsi çok önemli isimler. Prova süreci ve sadece üç kez olsa dahi sahnelenme süreci nasıldı? Neler yaşandı?
İnsanlar kendileri adına çok iyi oyuncu olabilirler ama bir araya gelip o hamuru oluşturabilmek de önemli bir mesele. Kendi aranızdaki uyumu sağlayabilmek önemli bir konu. Sahnelemeye başlamadan önce Atilla Olgaç dışında kadrodaki herkes zaten eskiye dayanan bir arkadaşlığım vardı. Prova sürecimiz çok uzun sürdü. Çünkü herkesin başka işleri de vardı. Dizi çekimleri olan vardı, hayatında başka olaylar başından geçen arkadaşlar vardı. Ama neticede her şey çok güzel oldu. Şu an her şey normale dönse de oyunu yeniden sahnelesek diye bekliyoruz.
Bu pandemi süreci nedeniyle sanatsal etkinlikler durunca başka arayışlar ve çözümler ortaya çıktı. Bu değişik fikirlerden biri de Sahneport oldu. Siz de Karanlıkta Komedi’yi bu platformda sanatseverlerle buluşturdunuz. Bu çevrimiçi deneyime nasıl bakıyorsunuz?
Şahane bir şey tabii. Tiyatrolar ve tiyatro emekçiler pandemi boyunca çok zor durumdalar. Bu belirsizlik daha ne kadar sürecek onu da bilemiyoruz. Ama en azından işin seyirci tarafını bu şekilde kurtarabiliyoruz. Elbette seyirciyle karşı karşıya olmak paha biçilemez bir şey. Fakat bir yandan da bütün dünya dijitalleşmeye doğru gidiyor. Bu ortam için Sahneport gibi platformlar bir nimet ama ileride zaman ve mekân yetersizliği gibi durumlarda da bu gibi oluşumlar çok önemli olacak. Normalde de her oyuna gidebilecek imkânımız olmuyor. Örneğin herhangi bir Anadolu kentinde yaşadığınızı varsayın. Her oyun oraya gidemiyor. Sadece Anadolu da değil dünyanın herhangi bir noktasında bir oyunu online olarak izleyebilmek bence müthiş bir şey.
Peki son soru olarak Karanlıkta Komedi’nin yeniden ne zaman sahnelenebileceğine dair bir öngörü ya da bir hazırlık var mı? Örneğin yaz aylarında ya da sonbaharda açık hava bir mekânda sahnelemeyi düşünüyor musunuz?
Bu konuda bir umut ışığı bekliyoruz. Mesela eşimin Tolga Çevik ile birlikte yaptıkları gösterinin programı Ekim ayına kadar belli. Ama onların çok ciddi bir altyapısı, bir geçmişleri ve izleyici kitleleri var. Onlar bazı şeyleri göze alıp hareket edebiliyorlar. Biz herhangi bir destek de alamadığımız için şu aşamada planlayamıyoruz.