09.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
ÖZGÜR YILGÜR
“Anatolian Sun”, Moğollar tarihine kazınmış şarkıları canlı ve doğrudan plağa kaydettiğiniz bir albüm. Kaydedeceğiniz şarkılara karar verirken kriterleriniz nelerdi?
Taner Öngür: Buna birkaç açıdan yaklaştık. Bu albüm bizim 50 küsur yıllık müzik maceramızı yansıtmalıydı. Canlı ve “direct to disc” yöntemiyle kaydedileceği için uzun yıllardır performansı yapılmış parçalardan oluşmasını tercih ettik. Çok çalındığı için şarkıların kendi doğallığını ve canını bulmuş olması bizim için önemliydi.
Cahit Berkay: Epeydir çalmadığımız bazı şarkılar da var albümde. Ayrıca her şarkının mevcut kaydından farklı olmasına özen gösterdik. Bazı şarkılara yeni versiyonlar yapalım derken, bir baktık yepyeni bir şarkıya dönüşmüş.
Emrah Karaca: Bu albüm biraz Moğollar diskografisinden seçkiler gibi oldu. Daha eklenecek çok şarkı vardı... Eleye eleye ilerledik ve sonuç iki albüm olarak karşınızda.
Kemal Küçükbaba: Ben neredeyse 10 yıldır gruptayım, beraber yüzlerce konser çaldık ancak hiç stüdyo kaydı yapmamıştım. Moğollarla ilk stüdyo kaydım böyle eşsiz bir deneyim olduğu için çok şanslıyım.
‘Hiç kesmeden çaldık’
Albüm doğrudan plağa kayıt yöntemiyle hazırlandı. Bu şekilde bir albüm kaydı yapmak için nasıl bir ön çalışmanız oldu?
Serhat Ersöz: Önce şarkıları belirledik. Ardından İstanbul’da yaptığımız provalarla şarkıların yeni düzenlemelerine karar verdik. Şarkıları çalıp süre tuttuk. Plakta her bir yüzün yakın uzunlukta olabilmesi için parçaları uzunluklarına göre dağıttık. Sonra o sırayla, hiç kesmeden, sürekli çalmaya çalıştık yüzleri. Şarkı araları, enstrüman değişimleri dahil her şeyi prova etmeye çalıştık. Tabii antrenman başka, maç başka.
Taner Ö.: Kayıtların doğrudan plağa yapılması sebebiyle kayıt sonrası edit, miks, mastering vb. müdahaleler olmadığı için her plağın bir yüzündeki parçaları peş peşe çalmamız gerekti. Diyelim ki plağın bir yüzünde dört parça var, son parçada bir hata olduğunda başa dönmek zorundaydık. O yüzden, o dört parçayı bir bütün olarak ele almak gerekiyordu. Sabahları bazı kayıt denemeleri ve ses ayarlarını yaptık. Öğle yemeğinden sonra gerçek kayıtlara geçtik. Bayağı disiplin gerektiren bir çalışmaydı.
Emrah K.: Tabiri caizse deli işiydi, ama hepimiz için muazzam bir deneyim oldu ve çok keyif aldık. Benim de Moğollarla beraber yaptığım ikinci stüdyo albümü oldu.
‘Anatolian Sun’ın kayıtlarında Murat Ertel ile çalıştınız. Onun albümün sound’unda nasıl bir etkisi oldu?
Cahit B.: BaBa ZuLa’yı ve Murat’ı tanır ve severdim. Birkaç projede birlikte müzik yapmışlığımız da vardı. Ancak bu albüm sayesinde onu yakından tanıma fırsatımız oldu. Son derece uyumlu ve keyifli bir süreçti benim açımdan. Ben amfi ve ton seçimlerimi Murat’a bıraktım. Sonuçtan da son derece memnunum. Albümün kartonet tasarımlarını da Murat ve eşi Esma yaptılar.
Emrah K.: Birlikte çalışmaya başlamadan önce Murat’ın prodüktör olması fikri kulağa çok hoş gelse de Moğollar’ın daha önce dışardan bir prodüktörle çalışmamış olmasından dolayı neler olabileceği ve nasıl bir iş çıkacağıyla ilgili bazı endişelerim vardı. Ancak Murat aramıza katıldıktan sonra endişelerimin yersiz olduğunu gördüm. Murat’ın yerinde dokunuşlarıyla çok iyi bir işe imza attık. Mesela albüme Murat Ertel’in ısrarıyla Cem Karaca şarkısı koyduk. “Gel Gel” fikrini ortaya attığında baştan çok itiraz ettim! O kadar şarkı içinden neden bu şarkı diye düşündüm durdum. Hatta neredeyse prova etmeden şarkıyı çıkartacaktık albümden. Sonra hadi bir deneyelim, öyle karar verelim dedik. Denedik ve oldu. Şimdi albümü dinleyince Murat’ın ne kadar haklı olduğunu görüyorum. Umarım dinleyiciler de bu şarkıyı çok severler.
‘Şu günler geçsin de bolca konser verelim’
‘Anatolian Sun’ 11 yıl sonra gelen ilk stüdyo kaydınız. Bundan sonrası için planlarınız nedir? Ufukta yeni Moğollar şarkıları için bir planınız var mı?
Cahit B.: Ben sekiz aydır evde oturuyorum. Pandemi ilk başladığında “Oh ne güzel bir sürü şarkı yaparım,” diyordum ama inanın elime gitar almak içimden gelmiyor. Üretmek için bir motivasyona ihtiyacım var. Tünelin ucundan ışık gözüksün mutlaka yeni şeyler de gelecektir. Ama ben asıl konserleri çok özledim. Şu günler bir geçsin önce bolca konser vermek istiyorum. Bu albüm umarım bir karşılık bulur da dünyanın dört bir köşesinde sürekli konser veririz.
Taner Ö.: Pandemiden kısa süre önce bu albümü yapabildiğimiz için şanslıyız diyorum. Bundan sonra ne olacağını hele bir insanlık çözsün de, biz de bakarız...