Kültür Sanat‘Biz kimiz?’

‘Biz kimiz?’

23.02.2025 - 02:02 | Son Güncellenme:

Müze Gazhane’de sanatseverlerle buluşan Cem Güventürk’ün “Ay, Güneş ve Ay” sergisi, insanın kadim arayışına özgün bir bakış sunuyor. “Ben kimim?” ve “Sanat nedir?” soruları ön plana çıkıyor.

‘Biz kimiz’

Melisa Vardal- “Ben kimim?”, insanlık tarihi kadar eski; her dönemin ve her coğrafyanın insanını meşgul etmiş, farklı disiplinlerde ve farklı anlatılarla yankı bulmuş bir soru. Peki “Sanat nedir?”. Bu soru da en az ilki kadar çetrefilli ve çok katmanlı. Sanat, bir ifade biçimi mi, bir iletişim aracı mı, yoksa bir anlam arayışı mı? Her sanatçı, kendi deneyimleri, kendi bakış açısı ve kendi iç dünyasıyla bu soruya farklı bir yanıt veriyor. İşte bu iki kadim soru, sanatçı Cem Güventürk’ün “Ay, Güneş ve Ay” başlıklı sergisinin temelini oluşturuyor. Müze Gazhane’de İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla açılan sergi, Güventürk’ün özgün sembolizmi ve karikatürist kimliğinden beslenen anlatımıyla bu sorulara yeni bir soluk getiriyor.

Haberin Devamı

‘Biz kimiz’

Sohbet eden tablolar

Sergide izleyiciyi ilk önce üç farklı ışık hüzmesiyle aydınlatılan cümleler karşılıyor: “Uyumak için uyku haplarınızı alın”, “Uyanmak için içinize dönün” ve “Rüya görmek için dışarı bakın”. İnsanın iç ve dış dünya arasındaki yolculuğuna, uyku ile uyanıklık arasındaki gelgitlerine ve rüya ile gerçeklik arasındaki ilişkiye dikkat çeken cümleler sergiyi gezerken ziyaretçilerin akıllarında onlara yoldaşlık ediyor. Serginin merkez noktasında duran ‘ay ve güneş’ figürleri insanın iç dünyasındaki çatışmaları, varoluşsal kaygıları ve anlam arayışının bir yansıması olarak eserlerde yer alıyor. Güventürk’ün eserlerinde dikkati çeken en önemli özelliklerden biri de mesajların sadece görsel olarak değil, yazılı olarak da ifade edilmesi. Karikatürist kimliğinin etkisiyle sanatçı, eserlerine iliştirdiği sözlerle izleyiciyle âdeta bir diyalog kuruyor; bu mesajlar, bazen bir uyarı, bazen bir sorgulama, bazen de bir umut ışığı oluyor... Güventürk’ün eserleri, sadece tuvallerle sınırlı kalmıyor; duvarlara taşan mesajlar, dönen tabloların altından çıkan ifadelerle sergi yaşayan bir organizmaya dönüşüyor. Sergide Güventürk’ün farklı tekniklerle ürettiği tuval üzerine 25, kâğıt üzerine 14 tablosu ve beş heykeli yer alıyor. Eserleriyle anlam, zaman ve varoluş üzerine derin bir düşünce yolculuğuna davet eden Güventürk, Albert Camus’nün “Sisifos Söylemi” ile “Yabancı” eserlerinden ilham alıyor; varoluşun uyumsuzluğunu sanatına yansıtarak sıradan yaşamı kutlayan ve umudu yücelten bir bakış açısı sunmayı hedefliyor. 13 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek “Ay, Güneş ve Ay” sergisi aynı zamanda bir varoluşsal yolculuk, bir anlam arayışı ve bir iç hesaplaşma olarak sanatseverlerin uğraması gereken duraklar arasında yer alıyor.