15.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Kovid-19 salgınının gölgesinde geçen 2020 yılı geride kalıyor. Yeni yıla, yeni umutlar ve bolca deneyim ile giriyoruz. 2020 büyük küçük tüm ekonomileri, tüm işletmeleri etkiledi. Ancak bu süreçte en fazla zorlananlar KOBİ’ler oldu. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ile salgında KOBİ’lerin öne çıkan ihtiyaçlarını, süreci daha kolay atlatanların bunu nasıl başardığını ve 2021 yılına ilişkin öngörüleri konuştuk.
TÜRKONFED’in çatısı altında 29 federasyon ve 235 dernek üzerinden 40 bini aşkın şirket bulunduğunu belirten Orhan Turan, KOBİ’lerin ekonominin en kırılgan yapıtaşı olduğunun, salgın sürecinde daha net görüldüğünü söyledi. Devlet desteklerinin, bu yapıtaşını ayakta tutmak için can suyu etkisi yarattığını vurgulayan Turan, bununla birlikte yeni ürün ve hizmetlere odaklanan, iş süreçlerini dijitalleştiren işletmelerin, bu dönemi daha hasarsız atlattığını anlattı.
Proje değil yolculuk
KOBİ’lerin, dijitalleşmenin bir lüks değil, bir zorunluluk ve zihniyet değişimi olduğunu net bir şekilde gördüğünü kaydeden Orhan Turan şunları söyledi:
“Dijital dönüşüm bir proje değil yolculuktur. Özellikle uzaktan çalışma ve çevrim içi toplantılar ile zamanı daha verimli kullanmanın önemi fark edildi. Gıda ve perakende sektörlerinde dijital kanallar üzerinden yapılan satışlar arttı. İşletmelerimiz dijitalleşmenin verimlilik artışı yarattığını görerek aksiyon almaya başladı. Dijitalleşme için zihinsel dönüşüm önemli. Yeni normalde gerek üretici gerekse tüketici tarafında oldukça radikal değişimler söz konusu. Dijitalleşmenin ve teknolojik yatırımların önümüzdeki dönemde daha fazla artacağı, e-ticaret, e-ihracat ve bölgesel ticaretin ivme kazanacağı görülüyor. KOBİ’lerimiz dijitalleşmeye uyum kapasitelerini artırıp, iş modellerini ve çalışma biçimlerini değiştirmeli. Finanstan üretime, satış-pazarlama ile operasyonel süreçlere ve destek birimlerini bütüncül bir anlayışla dijitalleştiren işletmeler rekabetçilikte bir adım öne geçecek. Yeni normalde, ‘müşteri velinimettir’ anlayışının yerini ‘müşteri veri nimettir’ aldı. Veriyi analiz ederek stratejisini belirleyen işletmelerin üretim ve satış kanallarında da verimlilikleri artıyor.”
Dijital ve yeşil dönüşüme hazırlık
KOBİ’lere çevrim içi çalıştaylar ve eğitim süreçleriyle taktik kararları nasıl almaları gerektiğini aktardıklarını anlatan Turan, TÜRKONFED’in, 2021’de KOBİ’ler için yürüteceği faaliyetleri şöyle anlattı:
“2021’in ana mottosunun dönüşüm, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik olacağını söyleyebilirim. Son üç yıldır devam ettiğimiz ve çevrim içi ortama taşıdığımız Dijital Anadolu ve İşimi Yönetebiliyorum projelerimiz ile üyelerimize, işletmelerimize ve Türk iş dünyasına değer yaratmaya çalışıyoruz. Dijital Dönüşüm Merkezi’miz (DDM) ile KOBİ’lerimize dijital koçluk, eğitim ve mentorluk destekleri veriyoruz. İstanbul merkezli KOBİ’lere hizmet vermek için kurulan DDM’yi pandemi ile Türkiye’ye açtık. 2021 yılında da ülkemizin her bölgesinden KOBİ’ye hizmetlerimizi ulaştıracağız. Kovid-19 sonrası hız kazanan dijital dönüşüm ile yeni iklim, sürdürülebilirlik, çevre standartlarıyla yeşil dönüşüm ve endüstriyel yeni ekosisteme yönelik faaliyetlerimizi de derinleştiriyoruz. Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı, ihracatımızın yarısını gerçekleştirdiğimiz bir ekosistemde KOBİ’lerimizin rekabetçiliğini belirleyecek etkiye sahip. Bugünden KOBİ’lerimizi dijital ve yeşil dönüşüme hazırlıyoruz.”
KOBİ’lere alacak sigortası
Pandeminin, likidite yönetiminin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini belirten Orhan Turan, şöyle devam etti: “Bu dönemde nakitte kalmak, ayakta kalmak için öncelikli hale geldi. KOBİ’lerimizin hem kapasite ve hem de ölçekleri göz önüne alındığında devlet destekli banka kredileri dışında finansmana erişim kaynakları maalesef çok sınırlı. TÜRKONFED olarak KOBİ’lerimizin finansmana erişim ve ödeme sorunlarında yaşadıkları sıkıntıyı aşmaları için önerdiğimiz alacak sigortasının devlet destekli hayata geçirilmesinin bu dönemde önemli olduğunu düşünüyoruz.”
‘Geri ödemesiz destek önemli’
Orhan Turan, salgın döneminde işletmelere verilen devlet desteklerini şöyle değerlendirdi:
“Salgın döneminde her ülkenin çıkış için gücü ve kapasitesi ölçüsünde bir takım destek ve teşvikleri devreye aldığını gördük. Ülkemiz bu dönemde, nispeten daha az bir kaynak ile doğrudan ve karşılıksız destekler ile geri ödemeli kredi destek paketlerini devreye aldı. Alınan kararların sahaya etkin bir şekilde yansımasında yaşanan sıkıntılar, özellikle Anadolu’daki işletmelerin kredi ve desteklere ulaşmasını zorlaştırdı. Vergi ve SGK borçlarının ötelenmesi gibi düzenlemeler işletmelerimiz üzerinde can suyu etkisi yaratsa da mikro ve küçük ölçekli firmalarımıza geri ödemesiz desteklerin sunulması önemli.”
‘2021 de çetin bir yıl olacak’
Orhan Turan, 2021 yılına ilişkin öngörülerini şöyle aktardı:
“Dünyada ve ülkemizde 2021 yılı da zor ve çetin bir yıl olacak. Küresel ölçekte finans piyasaları ve üretim süreçleri bir süredir büyük bir değişimin öncü sarsıntılarını yaşıyordu. Pandemi bu süreci tetikleyen bir şok dalgası yarattı. Teknolojinin daha çok öne çıkacağı yeni istihdam modellerinin yanında tedarik zinciri güvenliğinde farklı alternatiflerin de devreye alınacağı, yeni stratejik ortaklıklar ve arayışların da gündeme geleceği bir dönem başlıyor. Diğer taraftan kasım ayı öncü göstergeleri toparlanma sürecinin dördüncü çeyrekte de devam ettiğini gösteriyor ancak kurda yaşadığımız dalgalanmalar, ekonomi üzerindeki kırılganlıkları artırdı. Para politikasının öngörülebilirliği, etkinliğini ve istikrarının sağlanması Türkiye’nin toparlanma sürecinin sekteye uğramaması için önem taşıyor. Para politikasındaki olası belirsizlikler de büyüme üzerinde 2021 yılının ilk yarısı için aşağı yönlü riskleri artırıyor.”