Küçük Prens Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry tarafından kaleme alınmıştır. 1943'te yayımlanan Küçük Prens'in her ne kadar çocuklara hitap ettiği düşünülse de yetişkinlerinde okuması gereken bir eserdir. Dünyanın en çok satan ve okunan kitapları arasında yer alır. İçerdiği mesajlar ile okuyanlarda derin etki bırakır. Küçük Prens sözleri aradan uzun yıllar geçmesine rağmen hala sevilmektedir.
Küçük Prens Sözleri
- Kimse bulunduğu yerde mutlu değildir.
- İnsanların arasında da yalnızlık duyabilir insan.
- Ben üzgünüm, ama onlara yorgunum dedim.
- Ölene kadar sorumlusun, gönül bağı kurduğun her şeyden.
- Çölü güzelleştiren, bir yerlerde bir kuyu saklıyor olmasıdır.
- İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnız hissediyor insan kendini.” “İnsanların arasında da pekâlâ yalnız hissedebilirsin kendini.
- Bir insan; milyonlarca yıldızın yalnız bir tanesinde filizlenen bir çiçeği sevecek olursa, yıldızlara bakması onu mutlu etmeye yeter.
- İnsanların tanımaya ayıracak zamanları yok artık. Aldıklarını hazır alıyorlar dükkanlardan. Ama dost satan dükkanlar olmadığı için dostsuz kalıyorlar.
- “Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.” “Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.”
- Ta uzaktan Küçük Prens’i görür görmez bağırdı: “Ah! İşte bir hayranım beni ziyarete geliyor!” Çünkü kendini beğenmiş insanlara göre herkes onlara hayrandır.
- Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. “Kaç yaşında?” derler, “Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?” Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar. Deseniz ki, “Kırmızı kiremitli güzel bir ev gördüm. Pencerelerinde saksılar, çatısında kumrular vardı.” Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama, “Yüz bin liralık bir ev gördüm,” deyin, bakın nasıl “Aman ne güzel ev!” diye haykıracaklardır.
- Büyükler hiçbir şeyi asla kendi başlarına anlayamıyorlar; onlara her şeyi açıklayıp durmaksa, çocuklar için gerçekten çok yorucu…
- Küçük Prens’in gezegeninde de öteki gezegenlerde olduğu gibi iyi bitkilerin yanı sıra kötülerin bulunduğunu öğrendim. İyilerin iyi tohumları, kötülerin kötü tohumları vardı. Ama tohumları kolayca göremezsiniz. İçlerinden biri uyanma hevesine kapılana kadar toprağın derinliklerinde öylece uyurlar.
- “Biliyor musun, insan üzgün olunca günbatımının tadına daha iyi varıyor.”
- Sahipsiz bir elmas buldun diyelim, o senindir. Sahipsiz bir ada keşfettin, senindir. Aklına daha önce kimsenin aklına gelmeyen bir fikir geldi, hemen patentini alırsın, senin olur. İşte tıpkı bunun gibi, yıldızların sahibi de benim; çünkü onlara sahip çıkmayı ilk ben akıl ettim.
- Sevdiğiniz çiçek milyonlarca yıldızdan yalnız birinde bile bulunsa yıldızlara bakmak mutluluğumuz için yeterlidir. “Çiçeğim işte şunlardan birinde,” deriz kendi kendimize.
- Belki de gökyüzü insanlardan uzak olduğu için bu kadar güzel.
- Ben zaten gerçeği hiç kavrayamazdım! Onu sözlerine göre değil de davranışlarına göre değerlendirmem gerekirmiş.
- Bazılarının yüreğe iyi gelen bir yanı vardı, armağan gibiydiler.
- Eğer kelebeklerle tanışmak istiyorsam, iki üç tırtıla katlanmam gerek.
- Bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. Ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana… Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin…
- Sana ait olanı bu kadar önemli yapan, onun için harcadığın zamandır.
- Senin gezegenindeki insanlar,” dedi Küçük Prens, “aynı bahçede beş bin tane gül yetiştiriyorlar… ama yine de aradıklarını bulamıyorlar.
- Bulamıyorlar dedim. Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda bulunabilir.
- Ancak kendini beğenmiş adam onu duymamıştı bile. Çünkü kendini beğenmiş insanlar sadece övgüleri duyarlar.
- İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez.
- Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir…
- Hakikati en iyi kalp gözüyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.