28.10.2021 - 13:38 | Son Güncellenme:
Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Ekolojik dengeyi alt üst eden orman yangınları, başta çam balı olmak üzere pek çok arı ürününün üretimine de büyük zarar verdi. Türkiye'de orman yangınlarında ortalama olarak kaybedilen araziden tam beş kat daha fazla ormanlık alanın kaybedildiği yangınların etkilediği sektörlerden birisi de arıcılık. Bu felaket nedeniyle çam balı üretiminin ciddi anlamda azaldığı belirtiliyor. Bunların başında da Muğla bölgesindeki bal üretiminin bu sene yüzde 95 civarında düşmesi geliyor. Şimdiden geçen yıla göre yüzde 100 fiyat artışı yaşayan çam balı yakında sofralardan kalkabilir mi?
'GLOBAL BİR FELAKET'
Bee’o Kurucusu ve Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, dünyada çam balının sadece Türkiye ve Yunanistan'da üretildiğini söyledi. Burada Türkiye, yüzde 95'lik üretim kapasitesine sahip. Dr. Samancı bu durumu, "Çam ormanlarının yanması, çam balı üretim alanlarının tamamen yok olması demek" ifadeleriyle açıkladı. Türkiye'ye özgü üretimin ciddi anlamda zarar gördüğünü belirten Dr. Samancı, "Bilim insanları bal için bilimsel verileri toplarken, tüm dünya ülkelerinin bal kodekslerini çam balına göre değiştiriyor. Çünkü çam balı o kadar özel, içeriği o kadar farklı bir bal ki dünyada eşi ve benzeri yok" dedi.
Dr. Samancı, Manuka balına kıyasla çam balının, yüksek biyolojik değeriyle birlikte eşsiz endemik bir ürün olduğuna da vurgu yaptı. Besin değerinin yanı sıra ekonomik değerinin de çok yüksek olduğunu vurgulayan Dr. Samancı, yaz aylarında yaşanan orman yangını felaketlerinde yaklaşık 100 milyon dolarlık maddi bir zararın olduğunun da altını çizdi. "Bu yaşanan kaybı tarif ederken sadece Türkiye özelinde düşünmek yanlış bir yaklaşım olur" diyen Dr. Samancı, yaşanan felakete 'global bir felaket' denilmesi görüşünde. Ancak Dr. Samancı, 'çam balı yok olacak' demenin oldukça karamsar bir bakış açısı olduğunu da belirtiyor.
YETERSİZ TOZLAŞMA CİDDİ ÜRÜN KAYIPLARINA SEBEP OLDU
Gıda Mühendisleri Derneği Başkanı Abdussamed Boyu ise çam balının yok olmasını arıların yok olması açısından değerlendirmesi gerektiği kanaatinde. Arıların doğadaki biyolojik çeşitliliği korunmasında çok önemli bir işlev gördüğünü belirten Boyu, "Bal arılarının tozlaşmadaki eksikliği, türlerin yeterince tohum üretememesi anlamına geliyor. Gıda üretimi açısından ele alındığında ise gıda olarak kullanılan tohum ya da meyvenin üretilememesi sonucunu doğuruyor" ifadelerini kullandı. Boyu, birçok tarımsal üründe, yetersiz tozlaşma nedeniyle ürün kaybının ciddi oranlara ulaştığının da altını çizdi.
'TIP DA FAYDALANIYOR'
Peki, çam balı neden bu kadar önemli? Çam balının yok olursa bizleri neler bekliyor? Dr. Samancı, çam balının kıvamı bozulmadan ve donmadan uzun süre saklanabildiğinin altını çizerek, uzun süre kristalize olmaması ve fonksiyonel gıda özelliği taşıması nedeniyle özellikle tıp ve gıda sektöründe faydalanıldığını da belirtti. Dr. Samancı, "Çam balını diğer çiçek ballarından ayıran özelliklere bakıldığında glukoz ve fruktoz içeriğinin daha düşük, elektrik iletkenliğinin daha fazla, enzim, aminoasit ve mineral içeriğinin daha yüksek olduğu görülüyor" dedi.
900 MİLYON KATKI SAĞLIYOR
Ülkemizde ihraç edilen balın tamamına yakınını çam balının oluşturduğunu söyleyen Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, toplam üretimin 25-40 bin ton olduğunu ve ülke ekonomisine yaklaşık 850-900 milyon katkı sağladığının da altını çizdi. Samancı, "Yeterli çam balı yapılamadığı yıllarda bal ihracatı da yapılamayacağından ülkemiz iç piyasasında bal arzında sorunlar oluşacak" ifadelerini kullandı.
Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Abdussamed Boyu ise bu konuda Dr. Elif Tanuğur Samancı ile aynı fikirde. "Bal arz talep dengesine baktığımız zaman bal arzı maalesef talebi karşılayabilecek miktarda değil" diyen Boyu, bu dengesizlikten dolayı gıda hilecilerinin, balda sahteciliğe yöneleceğini ve ortaya olumsuz bir tablo çıkacağının altını çizdi.
TOPLAM GELİR YAKLAŞIK 16 MİLYAR
Abdussamed Boyu, arıcılık ürünlerinin yanında arılı kovan ve ana arı gibi materyallerin sağladığı ekonomik değerler de hesaba katıldığında bu sektörden elde edilen toplam gelirin yaklaşık 16 milyar olduğunun altını çizdi. Bu gelirin, bal ve balmumu gibi arı ürünlerinden elde edilen gelirin en az 10-12 katı olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Boyu, "Arıcılığın Türkiye ekonomisine yaklaşık 160-190 milyar TL gibi önemli bir katkısı var" diye konuştu.
'3,5 MİLYON ARI KURTARILMALI'
Çam balı üretimindeki düşüşün, ekonomik olarak büyük bir kayba sebep olduğu ortada. Peki, bu durumun ekolojiye yansıması ne olacak? Çam balının merkezi olan Muğla’da, 10 bin dekar çam sahası yandı, 200 yıllık çam ormanları kül oldu. "Çam balı üretiminde elzem olan ve ağaçlarda yaşayan Basralı çam pamuklu koşnilini de kaybedildi. Arıcılığın yaşaması için acilen bölgeye arılar için yem tedarik edilmeli. Şu anda 1,2 milyon arı kovanı açlık tehlikesiyle karşı karşıya" diyen Dr. Samancı, "3,5 milyon arının kurtarılması gerekiyor" uyarısında bulundu.
YANGINLAR 15 GÜN SONRA BAŞLASAYDI
Dünyada çam balı üretiminde birinci olan ve çam balı üretiminin yüzde 95’ini karşılayan bu bölgenin yangınlarda büyük zarar gördüğünü belirten Dr. Samancı, "Bu bölgelere her yıl ağustos ayının 15’inden sonra toplam 3-3,5 milyon kovan arı, çam balı üretmek için geliyordu. Yangınlar 10-15 gün sonra başlamış olsaydı, mevsimlik arıcılık faaliyetleri için getirilen kovanlar ve arılar da yok olacaktı. Tek teselli ise yangınların bu tarihten önce gerçekleşmiş olması" ifadelerini kullanarak durumun ciddiyetine vurgu yaptı.
'YERİNE KONULACAK BİR BAŞKA ÜRÜN YOK'
Dr. Samancı, ekosistemi etkileyen ciddi bir felaket yaşandığını, çam balının endemik bir ürün olduğunu ve dünyada bu ürünün yerine konulabilecek bir başka ürünün olmadığının da altını çizdi.
'BESİN DESTEĞİ OLMADAN KIŞA GİRERLERSE...'
"Arılar çam balı bulamazsa ne olacak?", "Çam balı toplayan arılar üretime nasıl devam ediyorlar?" sorusuna Dr. Samancı, "Şu anda arılar bölgedeki diğer bitkilerden beslenmeye devam ediyor" cevabını verdi. Arıların kış mevsimini geçirmelerini sağlamak için arıcılara arı yemi desteği sağlanmasını söyleyen Dr. Samancı, "Arılar besin desteği olmadan kışa girerse büyük ölçüde arı kolonisi kayıpları meydana gelecektir" dedi.
'DOĞA KENDİNİ YİNELEYEBİLİR AMA...'
Uzmanların görüşleri ele alındığında da ortaya karanlık bir tablo çıkıyor gibi görünüyor. "Çam balı üretiminin geri dönüşü yok mu?" sorusuna Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, şu cevabı verdi: "Evet, doğa elbette kendini yenileyebilir ve bu bölgelerde ilk kez yangın felaketi yaşanmıyor. Doğanın kendini yenilemesi sürecine yardımcı olunması için devlet ve kurumları tarafından bazı eylem planlarının oluşturulması oldukça önemli."
'EKİM VEYA DİKİM ÇALIŞMASINA GEREK YOK'
"Yanan bölgenin restorasyonu açısından 30 yaşından daha yaşlı kızılçam ormanları, doğal gençleşme oranları farklı olsa da büyük oranda gençleşecektir" diyen Dr. Samancı, boşaltma kesimleri sonrasında bu alanlara herhangi bir ekim veya dikim çalışmasına gerek olmadığı görüşünde. Dr. Samancı bahsedilen uygulama için, "Diğer bölgelerden (tohum transfer sınırlarının dışından) getirilecek tohumların bu bölgelere serpilmesi uzun dönemde genetik bir bozulmaya neden olacağından bu uygulamadan kaçınılmalı" dedi.
BASRA BÖCEĞİ OLDUKÇA ÖNEMLİ'
Uzmanlar, aynı zamanda çam balı üretiminde kızılçam üzerinde yaşayan halk arasında Basra böceği denilen böceğin oldukça önemli olduğuna da vurgu yaptı. "Çam balı üretiminde arı kadar önemli olan kızılçam ormanlarının üzerinde yaşayan bu böceğe ihtiyaç var" diyen uzmanlar, alınacak olan tedbir ve eylem planları sayesinde arıcılığın nefes alacağını ve çam balının gelecek nesillere de taşınmış olacağının altını çiziyor.