15.10.2020 - 14:43 | Son Güncellenme:
AA
Saraç, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2020-2021 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, bilim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmelerin toplumun beklentileri ve ihtiyaçlarını yeniden şekillendirdiğini, YÖK'ün bu değişim ve dönüşüme hayata geçirdikleri yeni ve yenilikçi proje ve icraatlerle ayak uydurduğunu belirtti.
Toplumsal beklenti ve taleplerdeki değişmelere bağlı olarak geçmişte oluşturulan bazı kurumların yapı ve fonksiyonlarında zaman içinde değişmelerin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Saraç, bu bağlamda son yıllarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da verdiği destekle YÖK'ün artık yeni bir yapıya dönüştüğünü dile getirdi.
Bir kurumun dıştan müdahalesiz kendisini dönüştürmesinin zor olduğu şeklinde yaygın kanaat bulunduğuna işaret eden Saraç, fakat bazen kurumların kurumsal değişim ihtiyacını hissederek dıştan müdahale gerekmeksizin bunu planlayıp gerçekleştirebildiğini söyledi.
Kamu yararını ve çıkarını, kurumsal ve bireysel çıkarların ötesinde ve önünde görenlerin kurumsal değişimi bizzat kendilerinin arzu ettiğine ve bunu gerçekleştirmek için çalıştığına dikkati çeken Saraç, "YÖK olarak son 5-6 yıl içindeki icraatımızla bu zoru başarmak üzere olduğumuzu rahatlıkla ifade edebiliriz. Geçmişte kalan müdahaleci YÖK'ten şikayetler, ortaya koyduğumuz uygulamalarımızla, yetki paylaşımı ve yetki devirleri sonrasında artık kalkmıştır." diye konuştu.
Saraç, son dönemde YÖK'ün dışında yapılan anketlerin öğrenci ve öğretim üyesi nezdinde YÖK'e duyulan güvenin gittikçe artarak yüksek oranlara ulaştığını gösterdiğini belirtti.
"ÖĞRETİM ÜYELERİ AÇIK ARA KADINLARDAN OLUŞACAK"
Kadın öğretim elemanı sayısının 2003'te toplam öğretim elemanınınyüzde 38'i iken bugün bu oranın yüzde 45'e yükseldiğini bildiren Saraç, şunları kaydetti:
"Bugünün araştırma görevlileri yarının öğretim üyeleridir. 2003'te 27 bin 380 araştırma görevlisinin yüzde 42'si kadın iken bugün bu oran, yüzde 51'nin üstüne çıktı. Araştırma görevlilerinin 26 bin küsuru kadın, 24 bini erkektir. Yani yarısından çoğu kadındır. Diğer bir ifadeyle son yıllardaki bu artış önümüzdeki bir iki yıl daha sürerse beş yıl içinde öğretim üyelerinin açık ara kadınlardan oluştuğu bir yükseköğretim sistemi söz konusu olacaktır. Hukuk alanından bir örnek verelim. Hukuk alanında 2003 yılında yüzde 24 olan kadın öğretim üyesi oranı, bugün yüzde 38'e yükseldi. Daha da dikkat çekici olanı ise hukuk fakültelerindeki araştırma görevlilerinin de şu an yarısından çoğunun, yüzde 52'sinin, kadın olması. Bu araştırma görevlileri öğretim üyesi olduklarında, yani dört beş yıl sonra bütün akademide olduğu gibi hukuk fakültelerinde de kadın akademisyen sayısının erkeklerden fazla olacağı açıktır."
Saraç, yakın bir gelecekte, yani 4-5 yıl içinde kız öğrencilerin ve kadın öğretim üyelerinin çoğunlukta bulunduğu bir yükseköğretim sistemi oluşacağının kesin göründüğünü ifade etti.
YÖK Gelecek Projesi ile Türkiye'de ilk defa başarılı bölümlerin, akademik kadro takviyesiyle ödüllendirilmeye başlandığını hatırlatan Saraç, şöyle devam etti:
"İnşallah bu ay sonuna doğru yine üniversite akademik personel istihdamına yeni bir vizyon kazandıracak olan YÖK Kariyer-Liyakat Projesi'ni hayata geçireceğiz. Liyakat sahibi nitelikli doktoralı gençlerimiz ile üniversitelerimizi ülkemizde ilk defa uygulanacak bir kurgu ile eşleştireceğiz. YÖK Gelecek Projesi de YÖK 100/2000 Projesi gibi aslında bir Türkiye projesidir. Ülkemizin bilim hayatına yön verecek bir projedir."
Saraç, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının dünyada yükseköğretimi, eğitim-öğretim sistemlerini derinden etkilediğini, öğrenme, öğretme ve iletişim yöntemlerini yeniden şekillendiğini dile getirdi.
Dünyada neredeyse bütün üniversitelerin, salgını takiben birkaç gün içinde yüz yüze eğitimden vazgeçip, dersleri çevirim içi ortama aktarmak zorunda kaldığını anımsatan Saraç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bugünlerde de yüz yüze eğitime dönen pek çok üniversite görülen vakalar dolayısıyla tekrar online eğitime dönüyorlar. Yükseköğretim Kurulu olarak, Mart 2020'den bu yana üniversite yönetimlerimiz ve diğer paydaşlarımızla birlikte aldığımız esnek kararlarla, Sağlık Bakanlığımızın tavsiyeleri çerçevesinde yükseköğretime ilişkin bütün süreçleri dinamik süreçler şeklinde yürütmekteyiz. YÖK olarak bu dönemde; sisteme kazandırdığımız hibrit/karma öğretim modelinin ve üniversitelerimizin bu dönemdeki olağanüstü çabalarının bugünün sorunlarını çözmekten daha da öte bir noktada yükseköğretimimize ve ülkemize kalıcı fayda sağlamasını hedefliyoruz. "
Yekta Saraç, küresel salgından önce, 2019'da başlattıkları "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi"ni bu dönemde daha da geliştirip genişlettiklerini söyledi.
"EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE ESAS OLAN ÖRGÜN, YANİ YÜZ YÜZE EĞİTİMDİR"
Çevirim içi eğitimi, zor zamanlara has bir konu olarak değil Kovid-19 salgını döneminden 1,5 yıl önce başlattıkları "Dijital Dönüşüm Projesi" kapsamında, eğitimde bir sistem ve yöntem farklılaşması, paradigma değişikliğinin temel bir unsuru olarak ele aldıklarına işaret eden Saraç, şu açıklamalarda bulundu:
"Hepimizin takip ettiği Türk yükseköğretimi, pandemi sürecinde dijitalleşmede önemli bir aşama katetti. Elbette ki gelişmeye açık noktaları var. Ama akademinin dijital dünyada elde ettiği birikim, yükseköğretimin geleceğini ve yönetimini ciddi olarak etkileyecek niteliktedir. Eğitim ve öğretimde esas olan örgün, yani yüz yüze eğitimdir. Fakat bütün dünya gibi Türkiye de; yükseköğretimin durmaması, öğrenme ve öğretme sürecinin kesintiye uğramaması için bu imkandan yararlanıyor."
Saraç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben, "Sizin liderliğinizde ülkemiz, diğer alanlarda olduğu gibi yükseköğretimde de bu zor süreci inşallah en az hasarla atlatacaktır." dedi.
YÖK Başkanı Saraç, yükseköğretimin dijital dünyasının bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdığını, bilgi kaynaklarını zenginleştirdiğini ve başkaca pek çok imkan sunduğunu belirtti.
Bununla birlikte online eğitimin, kendi içinde, toplumlardaki sınıfsal farklılıkları derinleştirme tehlikesini de barındırdığına dikkati çeken Saraç, şunları söyledi:
"Yeni YÖK olarak özellikle 2006'dan sonra kurulan üniversitelerimizi özel bir hassasiyetle kurumsal olarak destekliyoruz. Dijital Dönüşüm Projemizin merkezine bu üniversiteleri koyduk. Onlar için yeni ve yenilikçi programlar başlattık."
Saraç, Erdoğan'a hitaben "Sizin ülkemiz için koyduğunuz yüksek hedeflere ulaşmak için ülkemizin küresel bir güç olma yolundaki yürüyüşüne katkı sağlamak için bilim dünyasının tekellerini yıkmak, bu vatan ve toplum için bilimsel faaliyetler yapmak, bilim emperyalizmine yenilmemek, eğitimde sosyal adalet ve fırsat eşitliğini sağlamak için gayret göstermeye ve çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.