01.11.2017 - 06:54 | Son Güncellenme:
Burdur’un Ağlasun İlçesi’nde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde mühendis olarak görev yapan Hakan Ö., 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yapılan soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Hakan Ö., hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Yargılamada FETÖ’nün illegal yönünü bilmediğini ifade eden Hakan Ö., çocuğunu örgüte müzahir okullara gönderdiğini, sohbetlere katıldığını ve örgüt gazetesine abone olduğunu belirtip beraatını istedi.
6 YIL 3 AY CEZA ALDI
Mahkeme, yargılama sonunda Hakan Ö.’ye “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis verdi. Kararın temyiz istemine bakan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi de hükmü onadı. Ceza 5 yılın üzerinde olduğu için dosya Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne geldi. Tutuklu bulunan Hakan Ö. ise 25 Ağustos’ta yayımlanan son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamudan ihraç edildi.
YARGITAY BOZDU
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Hakan Ö. hakkında verilen mahkûmiyet kararını bozdu ve sanığın tahliyesine karar verdi. Kararda, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçu ve FETÖ soruşturmalarına emsal teşkil edecek önemli tespitlere yer verildi. Türkiye’nin önde gelen ceza hukukçularının kitaplarından alıntıların da yapıldığı karardaki tespitler özetle şöyle:
ORGANİK BAĞ: Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hâkim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve yapmasıdır.
SEMPATİ YETERLİ DEĞİL: Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir.
DEVLET NİZAMINI DEĞİŞTİRMEK: Nihai amacı, devletin anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun büyük bir kesimince böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği göze alındığında...
‘ÖRGÜTSEL FAALİYET DENEMEZ’
“Örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan katlarla irtibatlı olduğu anlaşılan fakat örgütün nihai amacını bildiği, örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde delil bulunmayan sanığın, hükme esas alınan ikrarı ve HTS (telefon trafiği) kayıt içeriğine göre ziraat mühendisi olarak görev yaptığı dönemde, örgütün ilçe imamı olduğu iddia edilen ve ilçe yapılanmasında görevli oldukları iddiasıyla haklarında soruşturma yürütülen şahıslarla telefonla görüşmek suretiyle irtibat içinde olmak, çoğunluğu kamuoyu nezdinde örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan, hukuki kılıflarla kamu görevlileri ve sivil şahıslara yönelik bir kısım operasyonlara başladığı 2013 yılı öncesinde olmak üzere birkaç kez de bu tarihten sonra örgütün dini sohbet toplantılarına katılmak, örgüt tarafından çıkarılan gazetelere gerçek ismiyle abone olmak ve çocuğunu örgüte müzahir olması nedeniyle kapatılan bir okula göndermekten ibaret eylemlerinin, sanığın konum ve kişisel özellikleri de nazara alındığında sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemez.”
Kaynak: Gazete Habertürk - Fevzi Çakır