13.12.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
HABER MERKEZİ - Vekilin iddiasına göre davacılar, davalı banka şubesinin hatırı sayılır ve işlem hacmi yüksek müşterileri arasında yer alıyordu. Bankacılık işlemleri bankada bizzat gerçekleştiriliyordu ancak bir süre bankaya mevduat yatırmak için bizzat gitmek yerine banka müdürünün talimatı ile bankanın bir çalışanına iş yerinde elden verildi. Son işlemlerde para şube müdürü tarafından imzalanan ve gönderilen “alındı” dekontuna istinaden bankaya teslim edildi. Ancak parayı çekme istekleri banka müdürü tarafından reddedildi. İddiaya göre, yapılan araştırmada banka müdürünün “zimmet” suçlamasıyla teftiş geçirdiği ve hakkında Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2004/721 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı öğrenildi. Davacılar, ödenmeyen paranın bankanın alacaklarına uyguladığı en yüksek orandaki temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesi talebiyle dava açıldı.
‘MÜDÜR KAŞESİ VAR’
Bankanın davadaki savunmasında, banka yönetim kurulu başkanı ve genel müdürünün davalı olarak gösterilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğu öne sürüldü. İlk derece mahkemesi de davacıların iddialarından bankanın bir sorumluluğundan söz edilemeyeceği gerekçesi ile reddine karar verdi. Davacıların istinaf başvurusu da Bölge Adliye Mahkemesi dava esastan reddedildi. Yargıtay 11. Daire’nin 2021’de temyiz edilen ve 20 Ekim 2022’de verilen kararında da ağır ceza mahkemesince kesinleşen maddi vaka olarak, davalı müdürün, bankada forward hesabı olduğunu belirterek davacılardan para alması, sonrasında bankaya ait dekont üzerine şube müdürü kaşesini imzalayarak belge vermesi hatırlattı. Yargıtay, davalı bankanın 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 100. maddesine göre çalışanının eyleminden sorumlu olduğu kabul edilerek, banka müdürünün davacılardan alınan para miktarı, davacıların çektiği tutarlar belirlenerek ve davacıların kusurlarının bulunup bulunmadığı da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğini kaydetti. Bursa Barosu avukatlarından Cüneyt Fidan, o davada verilen Yargıtay kararında bankanın da sorumlu tutulduğunu söyledi ve “Erzan dosyasına ışık tutabilir” dedi.
EMNİYETE 18 GÜN SONRA GİTMİŞ
HABER MERKEZİ - Futbol dünyasının ünlü isimlerini milyonlarca dolar dolandırdığı ileri sürülen eski banka müdürü Seçil Erzan’ın müdürlük yaptığı banka şubesinin güvenlik kamera görüntülerine ilişkin hazırlanan tespit tutanağında, birçok tarihte banka müdürünün odasını gören kamera görüntülerine kayıtlı video programının düzgün çalışmaması nedeniyle ulaşılamadığı ortaya çıkmıştı. Milliyet’in ilk kez yayınladığı bu görüntüleri banka yönetiminin 10 Nisan’da Levent şubesinden almasına rağmen 18 gün sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne teslim ettiği ortaya çıktı. Savcılığın kayıp görüntülerle ilgili soruşturma başlattığı ortaya çıktı. Olayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma kapsamında Erzan’ın çalıştığı şubenin kamera görüntü kayıtlarını talep etti. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla kamera görüntülerinde yapılan incelemede çarpıcı detaylar yer aldı.
Günlerde eksiklik var
Görüntü tutanaklarında, kamera görüntülerinin bazı gün ve saat aralıklarının eksik olduğu tespit edildi. Tutanaklarda, 4 Nisan 2023’te 12.34-12.46 saatleri arasında görüntü kaybı olduğuna ilişkin bilirkişi raporu hazırlandı. Ayrıca Erzan’ın çalıştığı şubenin kameralarının sökülerek bankanın genel müdürlük binasına taşındığı, savcılığa teslim edilmediği de belirlendi.
Uyuşmayan noktalar
Erzan’ın odasını gösteren 77 kameranın kayıtlarında yapılan incelemede, 14 materyalde Erzan’ın odasını gösterir kamera kayıtlarına video programının sağlıklı çalışmaması sebebiyle ulaşılamadığı, iki materyalde ise görüntü kaybı, iki materyalde herhangi bir kamera kaydı olmadığı, yedi materyalde ise CD üzerindeki kamera saatlerine ait bilgilerin içeriğindeki kamera kayıt görüntüleriyle uyuşmadığı ortaya çıkmıştı. Erzan’ın odasına görüntü kayıtlarında tespit edilen aynı kişilerin farklı günlerde giriş çıkış yaptığı tespit edildi. Banka yönetiminin görüntüleri 10 Nisan’da şubeden almasına rağmen 18 gün sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne teslim ettiği anlaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kayıp görüntülerle ilgili soruşturma yürüttüğü öğrenildi.