11.05.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, “Yargının saygınlığının zedelenmesi, ekonomik, sosyal, siyasi istikrarın, huzur ve barışın sağlanmasını zorlaştıracak yıkıcı etkilere yol açar. Bu konuda gerekli özenin gösterilmesi tüm yargı mensuplarının haklı beklentisidir” dedi.
Danıştay’ın kuruluşunun 151. yılı ve “Danıştay ve İdari Yargı Günü” dolayısıyla Danıştay Konferans Salonu’nda tören düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ve yüksek yargı üyeleri katıldı.
‘Hak arama kapısı’
Törende konuşan Danıştay Başkanı Güngör, mahkemelerin, ayrım gözetmeksizin herkesin ve her kesimin hakkını, hukukunu korumak için başvurulacak hak arama kapısı olduğunu ifade etti. Güngör, şöyle devam etti: “Yargı kararlarına eleştiri getirilirken, yargı ve yargıçlar, idarenin yandaşı ya da idarenin faaliyetlerine sürekli engel çıkaran bir güç gibi değerlendirilmemelidir. Yargı kararlarının, hukuki sınırlar içinde bilimsel yönden eleştirilmesi elbette mümkündür. Yargı kararlarının, taraf menfaatlerine göre değil, objektif bilimsel kriterlere göre değerlendirilmesinin, hukukun gelişmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bir ülkede yargının saygınlığının zedelenmesi, ekonomik, sosyal, siyasi istikrarın, huzur ve barışın sağlanmasını zorlaştıracak yıkıcı etkilere yol açar. Bu konuda gerekli özenin gösterilmesi tüm yargı mensuplarının haklı beklentisidir.”
‘Olumsuz etkileniyor’
Anayasada, “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” kuralının yer aldığını anımsatan Güngör, “Yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamaması yargıya olan güveni olumsuz etkilemektedir. Günümüzde gelişen ve değişen hukuki ilişkilerin ortaya çıkardığı, çok sayıda farklı ihtilaf, dava dosyalarında sayısal olduğu kadar nitelik olarak da artış meydana getirmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, “güçlü, hızlı ve istikrarlı” bir yönetim anlayışının hedeflendiğini kaydeden Güngör, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanının doğrudan yaptığı işlemlere karşı idari yargı yolunun açılmasıyla bu alandaki yargısal denetimin kapsamı önem kazanmıştır. Cumhurbaşkanı’nın yürütmenin başı sıfatıyla aldığı kararlardan hangisinin devletin yüksek yönetimine ilişkin olduğu, hangisinin de idari fonksiyon kapsamında olduğu, yargı içtihatları ile belirlenecektir. Hassas bir değerlendirmenin konusu olacak bu denetimde, her somut durumun niteliğine uygun olarak, takdir yetkisi, ölçülülük, üstün kamu yararı gibi kavramların yanında, devletin yüksek siyaseti, siyasi tasarruf, devletin hükümranlık hakkı gibi kriterlerin de göz önünde bulundurulmasının önemine ve gereğine özellikle işaret etmek isterim.”
Devletin bir yandan etnik bölücü, bir yandan da dini istismar eden terör örgütleri başta olmak üzere, terörizmin farklı biçimleriyle yıllardır mücadele ettiğini kaydeden Güngör, şunları söyledi:
FETÖ uyarısı
“Uzun süredir, sistematik olarak yargıya sızan ve stratejik makamları ele geçiren Fetullahçı Terör Örgütü mensupları, yargının en temel değerleri olan bağımsızlık ve tarafsızlığı ayaklar altına almıştır. Bu yaşananlar, korku ve çıkarlarının esiri olmayan, etik değerlere sahip, ülkesine, milletine, devletine sadakatle bağlı ve tarafsız hakimlerin önemini gözler önüne sermiştir. Bu tür yapıların oluşmasına fırsat verilmemesi için kamudaki görevlendirmelerde, ehliyet, liyakat ve hukuk devletine sadakat gibi kriterlerden ödün verilmemelidir. Devlet içinde her ne şekilde olursa olsun, menfaat grupları ve güç odakları oluşturacak yapılanma girişimlerine, asla müsamaha gösterilmemelidir.”