Yalnızlık sosyal medyaya bağlıyor
18.06.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Lise öğrencilerinin sosyal medya bağımlılıklarına dair yapılan bir araştırmaya göre, kız öğrenciler sosyal medyaya daha bağımlı çıkarken, en büyük sebep ise yalnızlık.
Meltem Günay - Üsküdar Üniversitesi, Üsküdar Kaymakamlığı ve Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ortaklığında yürütülen ‘Değişim Benden Başlar Sosyal Medya Farkındalığı’ Projesi kapsamında bölgedeki 8 okulda bin 453 öğrenciyle bir araştırma yapıldı.
Araştırmaya göre lise öğrencileri en çok yüzde 58,8 oranla Instagram kullanıyor. Bunu yüzde 25,9’la Youtube, yüzde 7,6’la TikTok, yüzde 3’le Twitter izliyor. Lise öğrencileri en çok video ve müzik içeriklerini, tekli ve çoklu fotoğraf çektirmeyi ve spor haberlerini severek takip ettiklerini söyledi. Gençler sosyal medyada laf sokan sözler, politika ve ilanlardan da hoşlanmadıklarını belirtti.
Araştırmada liseli gençlerin günlük sosyal medya kullanım saatleri de ortaya çıktı. Günde 1-3 saat arasında kullananların oranı yüzde 50,7, günde 4-6 saat geçirenlerin oranı yüzde 33, 7 saatten fazla sosyal medyada zaman geçirenlerin oranı yüzde 7,6 oldu.
‘Beğeneni beğenirim’
Araştırmada 1453 lise öğrencisine ne sıklıkta yalnız hissettikleri de soruldu. Devamlı yalnız hissedenlerin, çok sık yalnız hissedenlerin ve sık sık yalnız hissedenlerin sosyal medya bağımlılığı yüksek bulundu. Ayrıca “Beni beğeneni ben de beğenirim” tutumunda olan lise öğrencilerinin, diğer içeriğe göre bakıp, okuyup beğeni yapanlara göre sosyal medya bağımlılığının daha yüksek olduğu belirlendi. Bağımlılığı arttıran bir diğer sebep ise uyku düzeni bozukluğu sıklığının artması olduğu tespit edildi.
Kimlik krizi uyarısı
Proje yürütücülerinden olan psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, araştırma sonuçlarına göre artık gençlerin kimliklerinin önemli bir parçasını sosyal medyadan ödünç aldıklarını belirtti. Yektaş, “Bu nedenle çocukluktan itibaren sağlıklı sınırlar koymalıyız. Sosyal medyanın sağlıklı kullanımının ergenler için bir kimlik deneme aracı olabileceği gibi uygunsuz ve yoğun kullanımlarının bir kimlik krizine işaret ediyor olabileceği unutulmamalıdır” dedi.
