15:20Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin adaylığının önüne Kıbrıs şartını koymasının ardından gözler "Yavru Vatan"a çevrildi. Gelişmelerle birlikte Türkiye'nin Kıbrıs konusunda yeni açılımlarda bulunup bulunmayacağı tartışılmaya başlandı. Rumlar, konu hakkında çeşitli senaryolar üretirken Denktaş, yeni açılım iddialarını yalanladı.
RUMLAR: AÇILIMLAR NETLEŞSİN Kıbrıslı Rumlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 20. kuruluş yıldönümü törenlerine katılmak üzere yarın KKTC'ye yapacağı ziyarette, Kıbrıs konusunda gündemle olan açılımları netleştirmesini bekliyor.
Ankete göre 2004'te AB ile müzakere ihtimali yüzde 30...
Annan, Kıbrıs raporunu tamamladı Fileleftheros gazetesi, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretiyle ilgili olarak ''üç senaryodan'' söz etti. Güven artırıcı önlemler, Maraş ve asker konularında açılım beklendiğini iddia eden gazete, bunların 14 Aralık seçimlerinden önce mi, sora mı yapılacağının net olmadığını yazdı.
Gazete, haberinde şu iddialarda bulundu:
''Tablonun, yarın 'sahte' devletin yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 'işgal' bölgelerine gidecek Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinde netleşmesi bekleniyor. Diplomatik kaynaklara göre, Türkiye'nin üzerinde değerlendirmeler yaptığı bir dizi senaryo var.
İlk olarak 'sahte' seçimlerden sonra, Evkaf'ın malların sahibi olarak takdim edilmesi bilinen formülüyle Maraş'ın BM Barış Gücü'ne (UNFICYP) devredilmesi; ikinci olarak adadaki Türk 'işgal' kuvvetlerinin zaman içerisinde azaltılacağı yönünde Türkiye'nin niyet belirtmesi; üçüncü olarak da 'sahte' seçimlerden sonra güven yaratıcı önlemler açıklanması.''
DENKTAŞ: YENİ BİR AÇILIM YOK KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, KKTC'nin ve Türkiye'nin Annan planıyla ilgili çalışma başlattığını, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın adaya yapacağı günübirlik ziyarette yeni bir açılımın gündemde olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Denktaş, bir heyeti kabulü sırasında, ''Başbakan Erdoğan'ın KKTC ziyareti sırasında Maraş'ın yerleşime açılacağına ilişkin açıklama yapılacağıyla'' ilgili iddiaların hatırlatılması üzerine, ''Yok öyle bir şey'' diyerek yalanladı.
Annan planıyla ilgili açılımların gündemde olduğuna ilişkin haberlerin anımsatılması üzerineyse Denktaş, şunları söyledi:
''Yarın için öyle bir şey yok. Plan üzerinde her iki taraf çalışıyor, taraflar biraraya gelecek, müşterek plan haline getirip ondan sonra açıklanacak. Şeker suya düştü diye bir durum yok.'' KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Başbakan Erdoğan'ın ziyareti sırasında açılım olup olmayacağı yönündeki ısrarlı sorulara da, ''Ben yeni bir şey beklemiyorum. Olursa da güzel olur inşallah'' karşılığını verdi
GÜL: ÇÖZÜM HAZIRLIKLARI YAPILIYOR Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye'nin Kıbrıs'la ilgili yeni açılımlar yapıp yapmayacağının sorulması üzerine kKTC'deki seçimlerin çok yakın olduğunu belirterek, ''
Seçim sonrası Türkiye ve KKTC, Kıbrıs'ta çözüm bulmak için her türlü samimi gayreti gösterecektir. Bununla ilgili hazırlıklar yapılıyor'' dedi. Gül, bu çerçevede Erdoğan'ın gezisinde buna dönük bir şey olmayacağını söyledi.
Abdullah Gül, seçimler öncesi Maraş'ın iskana açılacağı ve asker sayısının kademeli olarak azaltılacağı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine, ''Nereden çıkıyor bu haberler, bilmek mümkün değil'' yanıtını verdi.
Gül, ABD'nin Eylül'de yapılan İKÖ toplantısında üye ülkelere KKTC'yi tanımamaları yönünde bir mektup gönderdiği ve bu mektuplardan birinin de kendisine ulaştığı yönündeki haberin hatırlatılması üzerine de, ''Böyle bir şey var, ama bu eski bir şey'' ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Avrupa Konseyi'nin Loizidu kararıyla ilgili bir soru üzerine, konunun çok boyutu olduğunu belirterek, bu çerçevede çalışıldığını kaydetti.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, uluslararası etik veya hukuku kimsenin düşünmediğini, bunun büyük güçlerin tercihleri çerçevesinde şekillendiğini belirterek, ''Maalesef tercihlerini Kıbrıs'ı bir Rum cumhuriyetine dönüştürmekten yana kullandılar'' dedi.
Denktaş, Girne'deki Merit Crystal Cove Otel'de, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılan konuk basın mensupları ve diğer konuk heyet temsilcileriyle biraraya gelerek Kıbrıs konusunu değerlendirdi.
''Rumların daha önce silahlarla, toplu mezarlarla, ambargolarla yapamadıklarını şimdi Avrupa Birliği yoluyla yapmaya çalıştıklarını'' ifade eden Denktaş, ''Kıbrıs sorunun bu olduğunu'' söyledi.
Konuklardan, ''Ülkenize döndüğünüzde, insanlarınıza 'kimsenin tanımak istemediği, ancak tanımaya değecek bir ülkeye gittik' dersiniz'' diye seslenen Denktaş, ''Kıbrıslı'' diye bir millet olmadığını, 1960 anlaşmaları yapıldığında Rum lider Makarios'un ''Anlaşmalar bir
devlet yarattı, bir millet değil. Biz Kıbrıs'ın Elenleriyiz' dediğini'' söyledi.
Bunun doğru olduğunu ifade eden Denktaş, ''Yüzyıllardır adada yaşayan Türkler ve Rumlar var, ama entegre olup da bir Kıbrıslı milleti yaratamadılar'' dedi.
Ortaklık anlaşmasının oluşturulmasını, anlaşmanın şartlarını ve garanti sistemini, ardından meydana gelen olayları ve Rumların Enosis çabalarını anlatan Denktaş, Rumların adayı Yunanistan'a bağlama çabalarına Kıbrıs Türkünün direndiğini vurguladı.
Kıbrıs Türklerine 40 yıldır uygulanan adaletsizliğin sürdüğünü ve 40 yıldır buna direndiklerini ifade eden Denktaş, günümüze kadar sorunu çözmek yönünde yapılan girişimleri ve Rumların takındıkları olumsuz tutumu anlattı.
Denktaş, Rum yönetimi eski lideri Glafkos Klerides'in, görevdeyken, ''Aramızda görüşülecek ortak hiçbir şey yok. AB üyeliği için başvuruda bulunduk. Eğer AB üyeliğimizi desteklersen o zaman seninle her şeyi görüşürüm'' dediğini belirterek şunları söyled:
''Bu başvuruyu desteklemeyeceğimi biliyordu. Çünkü başvuru 'Kıbrıs' tarafından değil, Kıbrıslı Rumlar tarafından yapılmıştı. Klerides'in sözleriyle 'garanti sisteminden kurtulmak ve tüm Rum göçmenleri geri göndermek' amacıyla yapılmıştı. Klerides'e göre bu gerçekleşirse, Elenizm zafer kazanmış olacaktı.'' AB'ye Rum başvurusunun politik nedenlerle yapıldığının altını çizen Denktaş, 1960 anlaşmalarına göre Kıbrıs'ın hem Türkiye, hem de Yunanistan'ın birlikte üye olmadığı herhangi bir organizasyona üye olamayacağını vurguladı. Denktaş, bu nedenle AB konusuna itiraz ettiklerini ve ''önceliğimiz Kıbrıs sorunun çözümüdür'' dediklerini kaydetti.
Denktaş, Rumların taktik gereği, ''Türkleri uzlaşmaz göstermek'' için görüşmeleri devam ettirdiklerini de itiraf ettiklerini anımsatarak, Rum yetkililerin ''Bu taktikte çok başarılı olduk niye taktiği değiştirelim ki'' dediklerine dikkati çekti.
ANNAN PLANINA ELEŞTİRİ Adada iki halk, iki demokrasi, iki bölge bulunduğunu belirten Denktaş, bu çerçevede uluslararası alanda tek ses olan, ancak iki ayrı devletten oluşan yeni bir devlet, diğer bir ifadeyle bunun konfederasyon kurulması önerisinde bulunduklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Denktaş, herhangi iki ülke arasında kurulan konfederasyondan sonra güven sağlanırsa bunun federasyona dönüştürülebildiğini kaydetti.
Annan planına da değinen Denktaş, Klerides ile yüz yüze görüşmelerde bulunduğu ve ardından ameliyat için New York'a gittiği bir sırada planın masaya konulduğunu söyledi.
Plana bakınca Kıbrıs Türkünün yarısının tekrar mülteci durumuna geleceğini, kimsenin bilmediği bir yere yerleştirilmelerinin öngörüldüğünü, plana göre Kıbrıslı Türklerin topraklarının büyük bölümünün alındığını ve garantilerin sulandırıldığını gördüklerini kaydeden Denktaş, bunun kabul edilemez olduğunu açıkladıklarını belirtti.
Denktaş, Amerikalılar, İngilizler ve Rumların, şimdi de AB'nin, planı kabul etmediği için kendisine saldırdığını kaydetti.
14 ARALIK SEÇİMLERİ Seçimlere doğru gidildiğini ve böyle bir dönemde ABD koordinatörü Thomas Weston, İngiltere yüksek komiseri ve İngiliz üsleri komutanının, Annan planını kabul edeceğini bildikleri muhalefeti tuttuklarını ve yardım ettiklerini dile getiren Denktaş, ''14 Aralık'ta gerçekleştirilecek seçimlere doğru çok büyük bir mücadele veriyoruz'' dedi.
Kendilerine karşı yöneltilen en büyük suçlamanın, ''Anlaşmayı kabul etmezseniz Türkiye'nin AB'ye girme şansını yok edersiniz'' iddiası olduğunu belirten Denktaş, Türkiye'nin ''Bu Kopenhag kriterleri arasında yok, Kopenhag kriterlerini yerine getirmek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ve sizin insanlarınızdan takdir alıyorum, neden Kıbrıs'ı önüme koyuyorsunuz. Kıbrıs sorununu ben yaratmadım. Bunu 1963'de Yunanistan'ın yardımıyla Kıbrıslı Rumlar yarattı. Bunu onların önüne koyun ve halletmelerini isteyin'' dediğini, ancak yanıt alamadığını kaydetti.
Denktaş, kendisini ziyarete gelen Weston ve AB diplomatlarının tümüne yaşanan yasal süreçten bahsettiğini ve onların da kendisine, ''Sayın Denktaş, bu yasal bir sorun değil siyasi bir sorundur. Karar verilmiştir. Kıbrıs treni hareket ediyor. Trene atlayın yoksa kaçıracaksınız'' dediklerini kaydetti.
Rauf Denktaş, söz konusu trenin ''Kıbrıs treni'' değil ''Kıbrıs Rum treni'' olduğunu belirterek, ''Eğer Kıbrıs treni olmasını istiyorlarsa, bize görüşmelere devam etmek için zaman vermeleri lazım ve Rumlara da 'siz Kıbrıslı Türklerin hükümeti değilsiniz, biliyorsunuz ki sizi hiçbir zaman da böyle kabul etmediler, o zaman bunu kabul edin ve bulunduğunuz yerden inin' demeleri lazım. O zaman bu tren Kıbrıs treni olabilecek'' diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ''KKTC'nin 20. yaş gününü Anavatan'ın en etkili, en yetkili kişileriyle, misafirlerle bir arada kutlamanın sevincini, övüncünü, gururunu, hazzını doya doya yaşamanın halkın hakları olduğunu'' belirterek, halktan, ''KKTC'nin 20. yaşını sevinç, gurur ve haz alarak doya doya yaşamasını'' istedi.
KKTC'nin 20. kuruluş yıldönümünün resmi kutlamaları, Cumhurbaşkanı Denktaş'ın saat 12.00'de Bayrak Radyo Televizyonu'ndan yayınlanan konuşmasıyla başladı. Aynı sırada Lefkoşa'da 21 pare top atışı yapıldı.
''1 Mayıs 2004'te Rum tarafının Avrupa Birliği'ne girmesi ve Kıbrıslı Türklerin bunun dışında kalması halinde, KKTC'nin 21. yaşının, daha sonra 22. yaşının kutlanacağını'' ifade eden Denktaş, Türkiye Avrupa Birliği'ne girinceye kadar Rum'un oyununa gelinmeyeceğini vurguladı.
''Efendim Amerika bastırıyor, İngiltere bastırıyor bu kadar. Avrupa Birliği bastırıyor. Bu baskılara karşı nasıl dayanacağız?'' denilebileceğini kaydeden Denktaş, şöyle konuştu:
''1963-1974 yıllarının yokluğu içinde, fecaati içinde, kan gölü içinde dayanmış olan siz halkımız, bana bunu sorabilir misiniz! Birlikte dayanacağız, vatan için dayanacağız, bayrağın gönderden düşmemesi için, şehitlerimizin kemikleri sızlamasın diye dayanacağız... Güle güle, oynaya oynaya ve ekonomimizi güzelleştire güzelleştire de dayanacağız. Göreceksiniz çok daha iyi olacaktır. Şimdiye kadar size 'daha iyi olacaktır' dediğim her konuda, daha iyi olduğuna inanıyorum.''
''HAKKIMIZDIR'' Denktaş, konuşmasına şöyle devam etti:
''Bir evladı 20 yıl yaşatan bir anne bir baba hangi duygular içerisinde onun 20. yaş gününü kutlarsa; biz de, bu Cumhuriyet doğuncaya kadar zulme karşı verdiğimiz mücadeleyi, yapılan baskıları, toplu mezarları, şehitleri, çektiğimiz acıları, yoklukları hatırlayarak, bugünü aynı duygularla gurur duyarak, övünerek, sevinerek kutlamaktayız. Bu bizim hakkımızdır. Çünkü bu yolu nasıl katettiğimizi, nelere katlandığımızı bilenler bizleriz ve Allah'tır.'' Cumhurbaşkanı Denktaş, 1974'ten sonra Rumlara çeşitli defalar barış önerilerinde, uzlaşma önerilerinde bulunanın kendileri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Önümüze birkaç kez konmuş olan planları kabul eden, 'geliniz imzalayın' diyen biziz. Nüfus mübadelesini yaparak, iç içe yaşamaktan kaynaklanan zorlukları, tehlikeleri, huzursuzlukları bertaraf eden biziz... 1977-1979 anlaşmalarıyla bu nüfus mübadelesinin bir temel olacağını ve insanlarımızın gelecekte Rumlarla iç içe değil, yan yana dostluk içinde, iyi komşular olarak, yeni ortaklar olarak yaşabileceklerinin temelini atmış olan biziz. Ama bugüne kadar bir sonuç alamamışsak ve bütün dünya ve içimizden bazı arkadaşlar bunun suçunu bize ve şahsen bana yüklemek istiyorlarsa, bunlara her gün ve her saat gereken cevapları vermek mümkündür. Zaten veriyoruz ve zaten siz gerçekleri biliyorsunuz.''
''KÖR DEĞİLLER. NEDENLERİ VAR'' KKTC'nin kuruluşunun 20. yılının kutlandığını, fakat hala dünyanın devletin varlığını görmek istemediğini kaydeden Denktaş, ''Kör değiller, herhalde bir nedenleri var. Zannediyorlar ki bizi görmezlikten gelmeye devam ederlerse, gün gele biz bundan sıkılacağız. Türkiye bize yardım etmekten yorulacak, bizi terk edecek ve biz bu yalnızlık içerisinde onların istediklerini yapacağız'' diye konuştu.
20 yaşına gelmiş bir çocuğu tanımamanın, onun köle olmasını, birilerine bağlı olmasını istemekten kaynaklandığını belirten Denktaş, ''Devleti tanımamak haksızlıktır. Bütün dünya literatürü bunu söyler. Bize doğumdan bu yana 20 yıldır haksızlık yapılmaktadır. Niye yapıyorlar bu haksızlığı, çünkü Kıbrıs meselesini halletmek yönünde kendilerine öz planları vardır da ondan. Bu planları bize kabul ettirmek için baskılar devam ediyor, belki daha da edecektir'' dedi.
Baskılara direnerek göğüs germeleri gerektiğini, boyun eğmenin, devletten vazgeçmek olduğunu ifade eden Denktaş, Annan planının bu maksatla hazırlandığını anlattı.
''GİRİT DÜŞÜNÜLSÜN. KIBRIS'I DA TÜRKTEN ARINDIRACAKLAR'' Cumhurbaşkanı Denktaş, Akritas Planı'nın okunmasını, Makarios'un 'ben Kıbrıs mücadelesini Girit mücadelesine benzetiyorum, model Girit modelidir' dediğinin hatırlanmasını, Girit faciasının nasıl sonuçlandığının düşünülmesini istedi. Girit'te Türklerin önce topluca öldürüldüklerini, ardından kendilerine havuçlar uzatılıp güler yüz gösterildiğini, daha sonra da tehdit ve baskılarla adanın Türklerden arındırıldığını anlatan Denktaş, konuşmasına şöyle devam etti:
''Biliyorsunuz, biz de tehdit altındayız. Girit'te Türkler mallarını, mülklerini yok pahasına satarak Girit'i terk ederler... Bize uygulanan plan bu. Bunda benim hiç bir şüphem yok. Kıbrıs'ı Türk'ten arındıracaklar. İlk adım Annan Planı çerçevesinde Türkiye'nin bizi koruma hakkını ortadan kaldırmak. Kaldırmamış gibi görünüyorlar ama, bu planı iyi okuyunuz göreceksiniz, -Türkiye'yle Yunanistan henüz yeni bir garanti anlaşmasında anlaşmamış- Türk-Yunan dengesi nasıl korunacak. Böyle bir mutabakat yok... Egemenlikten vazgeçmemizi istiyorlar, devletimizden vazgeçmemizi istiyorlar.
Bir anaya '20 yaşına gelmiş senin oğlun, ama sen onun var olduğunu unut, sen onun hatta adını da unut, sen onun hangi okulları bitirdiğini unut, ne olabileceğini de düşünme, o oğlun yokmuş farz et, gel seninle bir ortaklık anlaşması yapalım' deseler; o ana çıldırmaz mı? O ana feryat etmez mi? Siz benden bunu nasıl istersiniz demez mi?'' Kıbrıs Türküne, 20 yaşına gelmiş devletin var olduğunu ''unutunuz'' dendiğini belirten Denktaş, ''(Egemenlik tektir) diyorlar. Devlet tek, egemenlik tek, halk tek. İki halk yokmuş. Kıbrıs'ta bir halk varmış.
Yüzde 80 Rumlardan oluşan. Dolayısıyla söz hakkı onlarda. Kaderimizi tayin etme hakkı, gün gele yeni bir anlaşmayı yırtıp atınca yine onlarda. Biz bu oyuna gelmiyoruz. Çünkü gelecek nesillere borcumuz var. Onların hür yaşamasını, bizim çektiklerimizi çekmemelerini istiyoruz ve bu da bizim hakkımızdır. Bu hakkımızı biz şehitler vererek kazandık. Bunları ne unuturuz, ne de unuttururuz'' dedi.
Ekonomi ve idaredeki sıkıntıları düzeltmenin yolunun devletten geçtiğini ifade eden Denktaş, devlete sıkı sıkı sarılarak korunmasını istedi. Neler yapılabileceği konusunda alternatifin çok olduğunun kaydeden Denktaş, şunları söyledi:
''Kıbrıs'ı serbest bölge ilan etmek büyük olanaklar sağlar. Yapalım mı yapmayalım mı? Bütün bunları, seçimlerden sonra bütün şikayetlerimizi büyük milli bir kongre çağırarak halletmek yollarını geliniz birlikte açalım.''
''HİÇBİR ÜLKE KENDİ KENDİNİ İFLAS ETTİRMEZ'' 1968'de de Rumlarla görüşmelere başlandığını ve ''derhal bitir, derhal bu işi hallet, artık halimiz kalmadı'' diyenler olduğunu anımsatan Denktaş, hakları korunarak yola devam edildiğini, yeni günlerin geldiğini, yeni fırsatlar doğduğunu, ardından da Barış Harekatı'nın gerçekleştiğini anlattı.
Denktaş, kurtuluştan sonra barış için, uzlaşma için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, ''Olmadı sevgili kardeşlerim. Her ülkenin, her devletin komşusuyla ihtilafı olabilir. Hiçbir devlet, hiçbir ülke, kendi kendini iflas ettirmez, yok ettirmez, komşusunun hatırı olsun diye'' ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Bizim komşumuz, hala hayvanat bahçelerinde 'Türklere ve yılanlara güven olmaz' diyebilen bir komşu. Hala Türkiye'yi suçlayan, Kıbrıs Türklerini suçlayan, Kıbrıs Türklerinin Güney'de nesi varsa harap etmiş, yok etmiş bir komşu... Ve hala, 'ben bütün Kıbrıs'ın meşru hükümetiyim' diyerek, bizi azınlığı, bizi vatandaşı addetmek suretiyle dünyayı kandırmaya devam eden bir komşu.
Allah için olsun bunları düşünelim. Akritas Planı'nı düşünelim, Girit modelinin devam ettiğini bilelim. O zaman da bütün dünya Türkiye'nin karşısındaydı. Girit'i almak için o zaman zayıf Osmanlı İmparatorluğu oyuna getirildi, zafiyetinden istifade edildi, Girit gitti...
Şimdi Kıbrıs bizim elimizde, bizim vatanımız, bizim devletimizle yaşıyor. İki devlete dayalı bir barış mümkündür. Eğer biz devletimize, bütün dünyaya göğüs gererek dört elle sarıldığımızı gösterirsek...
Önümüzdeki günler bu imtihanı vereceğimiz günlerdir. Allah yardımcınız olsun. Sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Bayramınız kutlu olsun. 'Nice nice 20 yıllar' diyorum. Ve Anavatanımıza, Mehmetçik'e, Anadolu'nun kahraman insanlarına, şehitlerimize, şehit ailelerimize, şükranlarımı duyuruyorum. Sağ olunuz, var olunuz.''
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kıbrıs'ın önemli gelişmelerin arifesinde olduğunu belirterek, ''Kıbrıs'taki insanların tümünün barış ve işbirliği içinde yaşayabileceklerini göstermek için varolan engelleri aşma doğrultusunda adımlar atılmasına elbette ihtiyaç vardır'' diye konuştu.
20. kuruluş yıldönümü kutlamaları için KKTC'ye giden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Esenboğa Havalanı'ndan hareketinden önce gazetecilere açıklamalarda bulundu.
KKTC'nin ilanının 20. yıldönümü törenlerine CHP'yi temsilen bir heyetle katılacaklarını belirten Baykal, ''Kıbrıs önemli gelişmelerin arifesinde. Gelinen son noktada durumu, Sayın Denktaş'tan, KKTC yetkililerinden ve Kıbrıs halkından dinlemenin yararlı olacağını düşünüyorum'' dedi.
Baykal, bir gazetecinin ''Türkiye'nin Kıbrıs konusunda yeni bir açılım yapıp yapmayacağı tartışılıyor. Sizce yeni bir açılıma ihtiyaç var mı?'' şeklindeki sorusu üzerine, şunları söyledi:
''Daima var. Sayın Denktaş bir süreden beri yapıcı, iyi niyetli, Kıbrıs'ta iki toplumun birarada, iki ayrı siyasi yapılanmayı esas alarak yaşayabileceğini gösteren açılımlar gerçekleştirdi. Bu doğrultuda yeni girişimler yapılabilir. Önemli olan açılımların hangi temelde düşünüldüğü ve hangi amaca yönelik olduğudur.
Kıbrıs'taki insanların tümünün barış ve işbirliği içinde yaşayabileceklerini göstermek için varolan engelleri aşma doğrultusunda adımlar atılmasına elbette ihtiyaç vardır. Böyle girişimleri memnuniyetle karşılarız, destekleriz.'' Kıbrıs'ta iki ayrı toplumun ve iki ayrı bölgenin bulunduğu gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Baykal, ''Bu gerçeği bozmaya yönelik arayışlara meydanı bırakmadan ama iki ayrı toplumun işbirliği yapabileceğini kanıtlamaya dönük açılımlar yararlı olabilir'' Bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'de muhalefet partilerinin temsilcileriyle de görüşmeler yapacağını anımsatması üzerine, Baykal kendisinin resmi programa uyacağını ayrıca bir temas planlamadıklarını söyledi.
Baykal'la birlikte TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Bülent Tanla da KKTC'ye gitti.