24.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Aysel Bozan Yılmaz
Üniversite tercihleri 26 Temmuz’da sona eriyor. Son dakika tercih süresinde bir uzatma olmazsa, adayların önünde 3 gün gibi kısa bir süre kaldı. Adayların tercih süresi içinde ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr internet adresindeki açıklamalar doğrultusunda tercih işlemlerini tamamlamaları gerekiyor.
2017 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’ndan yararlanarak hazırlanan tercih listesinin ÖSYM’ye ulaştığından emin olmak için ekranda “2017-ÖSYS Tercihleriniz ÖSYM’ye bildirilmiştir.” ifadesi mutlaka görülmeli. Bu yazıyı gördükten sonra yani tercihler sisteme işlendikten sonra da adayların tercih süresi içinde yine aynı internet adresi üzerinden değişiklik yapma hakları bulunuyor.
Tercih süresi bittikten sonra, artık hiçbir değişiklik yapılamayacak. İşte bu nedenle adayların son 3 günde tercihlerini son kez gözden geçirmelerinde yarar var. Çünkü bazen küçük bir kodlama hatası ya da gözden kaçan bir bilgi nedeniyle adaylar ya üniversiteye yerleşemiyor ya da hiç istemedikleri bir programa yerleşebiliyor. Peki, tercih listelerinde nelere dikkat edilmeli?
İnternetten yapılacak
Öncelikle tercihlerle ilgili tüm işlemlerin ÖSYM’nin http://ais.osym.gov.tr adresinden elektronik ortamda yapılacağı, bunun dışında posta, fax, elektronik posta vs. gibi yollarla tercih işleminde bulunulmayacağının altını bir kez daha çizelim. Diğer dikkat edilmesi gerekenler ise şöyle:
Öncelikle listenizdeki programların sırasının, gerçekten istek sıranıza uygun olup olmadığını sorgulayın. Örneğin, beşinci tercihinize girdiğinizde, “Keşke altıncı tercihimi kazınmış olsaydım” demeyeceğinizden emin misiniz? Tüm tercihlerinizi bu şekilde tekrar gözden geçirin.
Puanınız yüksek diye, istemediğiniz bir programı yazmayın. Örneğin tıp fakültesini kazanacak bir puana sahip olabilirsiniz ama doktor olmak istemiyorsanız, sakın tıp fakültesini yazmayın. Çünkü bir ömür sevmediğiniz bir işi yapmak zorunda kalabilirsiniz.
Kazandığınızda kaydolmayı düşünmediğiniz programı kesinlikle tercih listenize almayın. Çünkü eğer kazanırsanız, kayıt yaptırmasanız dahi gelecek yıl sınava tekrar girdiğinizde OBP’niz yarıya düşecek. Yani 15 ile 30 puan aralığında bir puan kaybedeceksiniz.
Tercih listenizde yer verdiğiniz programların kodlarını tekrar kontrol edin. Bir rakamı yanlış yazdığınızda, hiç aklınızda olmayan bir programa yerleşebilirsiniz. Her yıl pek çok aday bu hatayı yapıyor.
Programların karşısında yer alan “Özel Koşul ve Açıklamalar” sütunundaki rakamların ne anlama geldiğini, yine kılavuzda yer alan açıklamalar kısmından mutlaka inceleyin. Tercih ettiğiniz programın özel koşullarını karşılayıp karşılamadığınızı kontrol edin ve bütün koşulları karşılamadığınız programları sakın tercih etmeyin. Çünkü koşulları karşılayıp karşılamadığınız ÖSYM tarafından kontrol edilemeyecek. Bir programı kazansanız dahi, koşulları karşılamıyorsanız kaydınız yapılmayacak ve bu konudaki tüm sorumluluk size ait olacak.
Barajlara dikkat!
Vakıf üniversitelerinde, eğitimin ücretli olduğunu unutmayın. Bu üniversiteler, yüzde 25 ile yüzde 100 aralığında farklı oranlarda burslu öğrenci de alıyor.
Tercihleriniz için Yerleştirme Puanları ve Başarı Sıraları bölümünde başında “Y” harfi olan örneğin Y-MF-1 gibi yazan puanınızı kullanacaksınız. Ancak tercihlerinizi aynı bölümde yer alan başarı sıranızı dikkate alarak belirlemenizde yarar var. Tercih aralığınızı da geniş tutun. Birbirine yakın başarı sırasına sahip programları tercih ederseniz yerleşememe ihtimaliniz var. O nedenle en azından son 5-6 tercih sırasına, istediğiniz ve yerleşme ihtimalinizin yüksek olduğu programları yazın.
Tıp, hukuk, mühendislik, mimarlık ve öğretmenlik programlarının başarı sırası barajını dikkate alın. Çünkü bu barajın altında başarı sırasına sahipseniz, bu programları tercih edemeyeceksiniz.
Kılavuzda (****) işaretiyle gösterilen, puan türü değişen programlara dikkat edin.
Tüm bu kriterlere göre listenizi son kez gözden geçirdikten sonra, tercih işlemlerinizi tamamlayın ve yazıcıdan listenizin bir çıkışını alarak saklayın.
REKTÖRLERDEN ÜNİVERSİTE ADAYLARINA ÖNERİLER
‘Nanoteknoloji alanları yükselişte’
SORULAR
1- Tercih yaparken adayların önünde üniversite, bölüm, burs… gibi pek çok kriter var. Adayların tercih yaparken öncelikleri neler olmalı? 2- Sizce, yakın geleceğin en önemli üç mesleği hangisi? Bu meslekler için adaylar hangi bölümleri tercih etmeli?
1- Üniversite tercih süreci, öğrencilerimizin anne babaları başta olmak üzere, yakın çevrelerinden gelen büyük bir bilgi bombardımanının altında kaldıkları zor bir süreç. Gençlerimiz tercih yaparken kendilerine ilk, ne olmak istediklerini ve bu yolda onlara en iyi imkânları sağlayacak üniversitenin hangisi olduğunu sormalılar.
Diğer taraftan üniversite sadece meslek edinmekle ilgili bir süreç olarak görülmemeli. Dünya hızla değişiyor ve dijitalleşiyor. Böyle bir ortamda tercihler de zamanla değişebilir. Bu yüzden öğrencilerimiz her şeyden önce kendilerini geleceğe donanımlı, değişimlere açık ve vizyon sahibi bir birey olarak nasıl hazırlayabilecekleri konusunda düşünmeliler. İşte bu sebeple onları geleceğe en iyi şekilde hazırlayacak, yeterli donanıma ve fiziksel altyapıya sahip üniversiteleri tercih etmeliler.
Üniversitenin yabancı dil eğitimine verdiği önem, fiziksel ve sosyal imkânlar, yurt dışı bağlantıları, staj imkânları, burs olanakları ve akademik kadrosu gibi birçok konu değerlendirilmeli. Üniversite öğrencilerimizin geleceği için sadece bir başlangıç. Köklü ve donanımlı bir üniversite, öğrencilerin gelecekte beklentilerini gerçekleştirebilmeleri için önemli bir araç.
2 - Günümüzde teknoloji alanında yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelerin hayatımızdaki üretkenliği artırması yeni alanları gelecekte yükselişe geçirecektir. Özellikle disiplinlerarası etkileşimlerle birlikte ortaya çıkan yeni çalışma alanları büyük önem taşımaktadır. Bu gelişmelerle gelecekte genetik çalışmalar, robotik çalışmalar, nano teknoloji, yenilenebilir enerji, uzay araştırmaları gibi konular öne çıkacak. Dijital İletişim, Moleküler Biyoloji ve Genetik ve Nano Teknoloji, geleceğin yükselen meslekleri arasında yer alacaktır.
Günümüzde hiçbir meslek teknolojiden ve dijital ortamdan ayrı düşünülemez. Teknolojik ve bilimsel gelişmelere ek olarak disiplinlerarası etkileşimi de göz önüne alacak olursak özellikle gelecekte yükselişe geçecek mesleklerin arasında “Dijital İletişim” yer alıyor. Sosyal medyanın her alanla iç içe bir disiplin olması ve hayatımızın her alanında kullanılması bu alandaki meslekleri cazip hale getiriyor.
Sürekli gelişen bir bilim dalı Moleküler Biyoloji ve Genetik, birçok hastalığın anlaşılmasına, tedavi ve tanı süreçlerine önemli katkı sağlıyor. Üniversitelerin Fen Fakülteleri’nde eğitim veren “Moleküler Biyoloji ve Genetik” bölümleri öğrenciler için gelişmekte olan bir alan olarak büyük önem taşıyor.
Kendine “nano teknoloji” alanında kariyer çizen gençlerimiz ise sağlık, savunma, enerji, çevre, tekstil ve otomotiv gibi nano teknolojinin hizmet verdiği birçok alanda görev alabilirler. Ülkemizde gerek özel sektörde, gerekse kamuda araştırma-geliştirme birimlerinde görev alacak uzmanların yetişmesine ihtiyaç var.
Üniversitemizin Fen Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi’nde bu alana yönelik olarak çok önemli çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bu alanda yaşanan gelişmelerin bilinciyle üniversitemizde eğitim vermeye başlayacak olan “Nanobilim ve Nanomühendislik Yüksek Lisans Programı” da nanoteknoloji alanına ilgi duyan uzmanların yetişmesine hizmet edecek.
Tercihzede olmayın!
Üniversite tercihleri için sayılı saatler kaldı.
Adayların, üçte biri hâlâ tercih listesini hazırlamış değil.
Tercihleri, son güne, son saatlere bırakan sayısı yine çok fazla.
Son gün, son saatlerde, belli ki yine sıkıntılı saatler yaşanacak.
ÖSYM, muhtemelen tercih süresini uzatmayacak!
Bu yüzden, sakın ola son güne kalmayın!
Son dakika tercihleri, bilgisayarlardaki yoğunluk nedeniyle, hep sorunlu oluyor.
Bir yanda zaman baskısı, öte yanda da ÖSYM sisteminin kilitlenmesi, adayları paniğe sürüklüyor. Bu da hataları beraberinde getiriyor.
Böylesi bir ortamda, üzerinde çok fazla düşünülmeden listeye alınan sürpriz tercihler, her yıl oluyor ve maalesef, en çok yerleşme şansı da bu tercihlerde gerçekleşiyor. Çünkü ya en sona yazılıyorlar ya da ilk sıralara.
Puan iyiyse, son dakikada yazılan, fazla da istenmeyen bir bölüme yerleştiriliyor. Kötüyse de kazanma şansı zaten hiç yok diye düşünüldüğünden, kazanılsa da gidilen bir yer olmuyor.
Gelecek, sizin geleceğiniz
Daha önce de, defalarca hatırlattık ama bir kez daha vurgu yapmakta yarar var:
Kazandığınızda gidip öğrenim görmeyeceğiniz, sonuna kadar okuyup mezun olmayacağınız, mezun olduktan sonra gidip o mesleği yapmayacağınız bölümleri, kesinlikle tercih listesine almayın, aldıysanız da hemen çıkartın, gerekirse, tercih düzeltme yoluna gidin.
Yoksa tam anlamıyla kendinizi bir maceranın içinde bulursunuz ki, bu da boşa geçen yıllar, emek, para ve moral bozukluğu demektir.
Hemen her yıl, yüz binlerce adayın, daha önceki yıllarda, üniversiteyi kazanmalarına rağmen, yeniden sınava girmeleri bu yüzden.
Bu konuda adayları en fazla yanıltan da, maalesef en yakınları oluyor.
Tabii ki iyilik olsun diye...
Siz, siz olun, geleceğinize kendiniz yön verin, çünkü sizi sizden daha iyi kimse tanıyamaz, hayallerinizi sizden daha iyi bilemez!
En önemlisi de gelecek, sizin geleceğiniz.
Ve, tercih sıralaması bir oyunu değil! Nereyi yazarsanız, puanınız nereye yeterse oraya girersiniz...