01.02.2024 - 19:50 | Son Güncellenme:
İHA
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) tarafından 39 yıldır düzenlenen "Yılın Basın Fotoğrafları" organizasyonu Türkiye Büyük Meclisi (TBMM) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Yarışmada, 7 kategoride 21 fotoğraf ve 6 fotoğraf serisi ödüle layık görüldü. Organizasyonda 6 Şubat’ta meydana gelen 'asrın felaketinde' çekilen 10 fotoğraf ve 3 fotoğraf serisi toplam 13 ödül aldı. AFP Foto Muhabiri Adem Altan’ın çektiği, Kahramanmaraş’ta 109 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesinde enkaz altında kalan 15 yaşındaki kızı Irmak’ın elini tutan baba Mesut Hançer’in karesine 'Yılın Basın Fotoğrafı' ödülü verildi. Törende bir ödül de İhlas Haber Ajansı Londra Muhabiri Yunus Dalgıç’a verildi. Dalgıç'ın deprem bölgesinde yıkımı anlatan fotoğrafına "Mustafa Pekcan Özel Ödülü" verildi.
Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel, bu yılki yarışmada temanın deprem bölgesinde çekilen fotoğraflar olduğunu belirterek, 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde 29 gazetecinin de hayatını kaybettiğini, İsrail-Filistin çatışmaları esnasında ise 122 gazetecinin hayatını kaybettiğini ifade etti. Özel, hayatını kaybeden tüm meslektaşlarına rahmet dileyerek, yakınlarına başsağlığı diledi.
"Yıkıntılar arasında bile hayatın devam ettiğini fevkalade önemli bir kareyi ortaya koyuyor"
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, sergide bulunan deprem fotoğraflarına değinerek, "Yıkıntılar arasında çocuğunun elini tutan o babanın yüzündeki ifade, içinde kopan fırtınalar, bir taraftan hüzün, bir taraftan ayrılış hepsini, ya da enkazdan çıkarılmış, kurtarılmış bir yaralının yukarıya doğru zafer işareti yaparak gülümsemesi o yıkıntılar arasında bile hayatın devam ettiğini fevkalade önemli bir kareyi ortaya koyuyor. Bugün burada emeği olan tüm fotoğraf sanatçısı arkadaşları tebrik ediyorum. Oldukça güzel bir etkinliğe dernek olarak ev sahipliği yapıyorsunuz biz de mekansal olarak, TBMM olarak ev sahipliği yapıyoruz. Deprem bir doğal afetti, büyük bir yıkım oldu, büyük acılar yaşandı, basın mensuplarını da kaybettik. 1 yıl sonra insan eliyle gelen bir doğal afetten belki çok daha kuvvetli bir şekilde, daracık bir alanda insanları hayattan koparan bir saldırıyla karşı karşıya kaldık. Ortadoğu’da herkesi gözü önünde yok oluşa, bombalarla bir halkı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. 122 basın mensubu, Gazze’de 3 ayı biraz geçmiş bir süre içerisinde hayattan koparıldı. Saldırgan Siyonist rejim basın mensuplarını da ayırt etmeksizin öldürdü. Gazze’de yaşanan ve basın mensuplarına yapılan bu büyük saldırıları nefretle, lanetle kınadığımızı belirtmek isterim. Ölen 122 basın mensubunun hatırası önünde saygıyla eğiliyorum" diye konuştu.
"Yurt dışı ziyaretimin oturumla ilgili ya da mahkeme kararının okunmasıyla ilgili uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur"
Yurt dışı ziyaretleri gerçekleştirdiğini hatırlatan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bu süre içerisinde TBMM’de Can Atalay ile ilgili karar okundu ve bununla ilgili birçok tartışma yapıldı. Bu tartışmaların içerisine girmek için değil söylenen sözlerin bir kısmına açıklık getirmek için 4-5 temel noktanın altını çizmek isterim. 3 günlük Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretimin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki bu oturumla ilgili ya da mahkeme kararının okunmasıyla ilgili uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yaptığımız bu geziye diğer partilerden arkadaşlarımızla katıldı. Böylece bir parlamento heyeti olarak aylar öncesinden planlanmış ve tarihleri üzerinde o ülkenin yetkilileriyle mutabık kalınmış bir geziyi icra ettik ve çok şükür çok faydalı sonuçlar da elde ettik. Bunun yurt dışında bulunmamın Meclis’teki oturumla ilişkilendirilmesinin fevkalade yanlış fevkalade yersiz ve fevkalade haksız olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.
"Türkiye Büyük Millet Meclisi ne Anayasa Mahkemesini ne de Yargıtayı denetleyen bir kurum değildir"
"Meclis’te ben Türkiye'de bulunsaydım bile Türkiye Büyük Millet Meclisinin Meclisin hangi oturumlarına başkanlık yapacağı teamül gereği bellidir" diye konuşan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Teamül gereği Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı başkanlık eder. Ben burada olsaydım bile o hafta nöbetçi olan Meclis Başkan Vekilimiz Bekir Bozdağ, Meclis kürsüsüne çıkacak ve mahkeme kararını okutacaktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı olarak biz iki yüksek yargı arasındaki bu görüş farklılıklarının, görüş ihtilaflarının tarafı olmamak için özel bir gayret gösterdik. Bu süre içerisinde Anayasa Mahkemesinin muhatabı Türkiye Büyük Millet meclisi olmadığı gibi bu anlamda herhangi bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi ne Anayasa Mahkemesini ne Yargıtay'ı denetleyen bir kurum değildir. Anayasanın mevcut hükmüne göre tamamlanmış olan bir yargı süreci 84. madde çerçevesinde mahkemenin kararı yazıyla Meclise hitaben gelmiş ve Mecliste okutulmuştur."
"Türkiye Büyük Millet Meclisi gerektiğinde anayasayı ve yasaları dahi değiştirebilecek bir yer"
Kurtulmuş, "Niye daha önce okutmadığınızda şimdi okuttunuz diyenler. Meclis Başkanlık Divanının bu kararı okutup okutmayıp bu noktada bir şekilde kararın okutulmasının buraya kadar bekletilmesinin 2 temel nedeni vardı. Bunlardan birisi Can Atalay’ın bu süreçte hukuki süreçleri tamamlaması ikincisi ise olası bir şekilde 2 yüksek mahkeme arasındaki görüş farklılıklarının giderilebileceği bir zeminin oluşmasıydı. Sonuçta mahkeme kararı bir şekilde süreç bittiği için bu kararı Mecliste okutulmuştur. Bu tartışma ya da münferit başka tartışmalar bizi esnasında başka bir konuya odaklanmak mecburiyetinde olduğumuzu gösteriyor. Anayasayı defalarca okumuş birisi olarak 1982 darbe anayasasının kendi içerisinde bir takım mayınlı alanları barındırdığını, Türkiye demokrasinin bu alanlardan kurtulmak için bir gayret sarf etmesinin de şart olduğuna inananlardan. Bunun için başta yüksek yargı mahkemeleri arasındaki bu ve benzeri görüş farklılıklarını ortadan kaldırmak olmak üzere bu anlamda oturup çalışma yapmak, gerektiğinde anayasal ve yasal düzenlemeleri yapmaksa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin boynunun borcudur. Temel sorumluluklarından birisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi sorunların çözüleceği bir yerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu anlamda gerektiğinde anayasayı ve yasaları dahi değiştirebilecek bir yer" şeklinde konuştu.
Öte yandan Türkiye Büyük Meclisi Şeref Holü’nde sergilenen fotoğraflarda İHA muhabirlerinin deprem bölgesinde çektiği kareler de yer aldı. TBMM düzenlenen ödül törenine TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yanı sıra AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, TBMM Dijital Mecralar Komisyon Başkanı Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, partilerin milletvekilleri ve gazeteciler katıldı.