19.04.2013 - 21:10 | Son Güncellenme:
Habertürk’ün ekran yüzlerinden Türkiye’nin Nabzı programının sunucusu Didem Arslan Yılmaz, önceki gün konuk ettiği Müjdat Gezen’in programı ile ilgili olarak bugün Sözcü gazetesinde yayınlanan iddialarını kanalının blog sitesinde yanıtladı.
MÜJDAT GEZEN NE DEMİŞTİ?
"Bunların amacı bir Türk, bir Kürt sanatçıyı karşı karşıya getirmekmiş, bunu sonradan anladım. Türk sanatçıyı köşeye sıkıştırmak, bana yapmaya çalıştıkları gibi verip veriştirmek, diğer taraftan da Kürt olanı pohpohlamak... Didem Yılmaz belli ki bana karşı programlanmıştı, bunu soru sorma tarzından anlamamak mümkün değildi. Müjdat Gezen’e kurulan bir tuzaktı bu."
TARTIŞMA BU SORU İLE BAŞLADI:
DİDEM ARSLAN NE YANIT VERDİ?
Sayın Gezen, "Amaçları bir Türk, bir de Kürt sanatçıyı karşı karşıya getirmekmiş" diyor, bunun "kendisine kurulmuş bir tuzak olduğunu" iddia ediyor. Elbette Türkiye’nin Nabzı, farklı konularda birbirinden farklı görüşlere yer veren, onlara kendilerini ifade etme imkânı sunan bir program. Bunda da yanlış yaptığımızı düşünmüyoruz. Ama "karşı karşıya getirmek" gibi bir amacımızın olmadığı programımızın formatından da rahatça anlaşılabilir. Sayın Gezen’i böyle bir konumda bırakmak gibi bir amacımız olsa, kendisiyle bire bir konuşmazdık.
Peki Türkiye’nin Nabzı’nda neden Müjdat Gezen’i ağırlamak istedik? Başta da belirttiğimiz gibi konumuz, çözüm süreci ve sanatçılardı. Sayın Gezen de Ocak ayında katıldığı bir programda çarpıcı açıklamalarda bulunmuş, "Barış aranmasını kötü bulmuyorum. Ülkede kan duracaksa, bana ’git dağda bunlarla konuş, bunlar seni seviyorlardır, ama vurulma ihtimalin var’ deseler ben giderim. 75 milyon insan bu durumda sükunete kavuşacak ve barış gelecekse giderim" demişti.
Amacımız o günden bugüne yaşanan gelişmeler çerçevesinde fikirlerinin değişip değişmediğini, çözüm süreci ve bu çerçevede yaşanan olaylarla ilgili ne düşündüğünü öğrenmekti.
Sayın Gezen, bu konudaki sorularımızı ve özellikle de "Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Milliyetçi mi, ulusalcı mı, Kemalist mi" şeklindeki sorumuzu bir tuzak olarak algılamış, "Didem Yılmaz belli ki bana karşı programlanmıştı" diyor.
Oysa biz sadece değişen süreçte fikrini öğrenmek ve şu anda kendisini nasıl konumlandırdığını anlamak istedik. Sorularımızı da bu doğrultuda ekipçe hazırladık.
Sayın Gezen, kendisine programda 1 saat konuşacağımızı söylediğimizi ama yarım saatte yayının kesildiğini söylüyor. Doğru. Programdan önce sayın Müjdat Gezen’le yaptığımız konuşmada, hem kendisine hem de sayın Doğan’a yaklaşık 1 saat süre vereceğimizi söyledik. Türkiye’nin Nabzı 21.00’de başlayıp, 22.45’te sona eriyor. Programın ilk diliminde yayınlanan reklam süresi ise yaklaşık 12 dakika. Müjdat Gezen’le saat 21.00’den itibaren 34 dakika kesintisiz konuştuk. 12 dakikalık reklam süresini de eklediğimizde 46 dakikayı sayın Gezen’e ayırmış olduk.
Sayın Müjdat Gezen, konuşacağımız konuyu bilmesine ve bir sanatçı olarak da yakından ilgilenmesine rağmen programın başından itibaren çözüm süreciyle ilgili sorduğumuz sorulara "Bilmiyorum, " "Nereden bileyim" şeklinde cevaplar verdi.
Müjdat Gezen gibi değerli ve usta bir tiyatro sanatçısının net 34 dakikalık bir yayında kendisini ifade edememesi gibi bir durum sözkonusu olamayacağına göre kendisinin ’sansür’ iddiasının dayanağı da bir vehimden ibaret kalıyor. Eğer kendisine birkaç dakika az zaman ayırdıysak sebebi bu kısır konuşmalardır. Sayın Gezen’in asılsız iddialarından dolayı duyduğumuz üzüntüyü ve bunu kendisine yakıştıramayacağımızı ifade etmek zorundayız.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.