10.02.2021 - 14:46 | Son Güncellenme:
DHA
Antalya Muratpaşa ilçesinde yaşayan Aslı İlhan (42), geçen yıl 2 Kasım'da A.A.'ya ait güzellik salonuna giderek yüz toparlama işlemi yaptıracağını söyledi. Burada işlemleri başlayan Aslı İlhan'a ikinci seansta lazerli uygulama yapan işletme sahibi, iddiaya göre telefonda sevgilisiyle tartışmaya başladı. Bu sırada Aslı İlhan yüzünde yanıklar hissetti. Bu durumu A.A.'ya söyleyen Aslı İlhan, uygulamanın ardından evine gitti. Yanıklardan dolayı acı çeken İlhan, eczaneye giderek yüzü için kremler aldı.
İKİNCİ MERKEZDE DE YANIKLAR OLUŞTU
Bir süre yüzündeki yanıklardan dolayı işe de gidemeyen İlhan, 25 Şubat günü yanıkların tedavisi için bu kez A.G.'ye ait güzellik merkezine gitmeye karar verdi. Daha önce gittiği merkezde uygulanan işlem nedeniyle yüzünde yanıklar oluştuğunu anlatan İlhan, ikinci gittiği merkezde de uygulanan işlem sonrası benzer sorunlarla karşılaştı.
PARASINI İSTEYİNCE TEHDİT EDİLDİ
Yüzünün tamamında yanıklar oluşan Aslı İlhan, iki güzellik merkezinden de ödediği paranın iadesini talep etti. İki güzellik merkezinin sahibi de talebini reddederek, iddiaya göre kendisini tehdit etti. Aslı İlhan bunun üzerine polis merkezine giderek şikayetçi oldu.
'HAKKIMI İSTEYİNCE TEHDİT EDİP GÖNDERDİLER'
Biri 4 ay, diğeri ise yaklaşık 20 gün önce gittiği güzellik merkezlerinde yüzünün yandığını ifade eden Aslı İlhan, “Beni mağdur ettiler. İki güzellik salonunda yaptıkları işlemlerle yüzümü yaktılar. Sonrasında mağdur olduğum için taraflarla görüşme talebim oldu. Gittiğimde beklemem gerektiğini söyleyip beni gönderdiler. Tekrar görüşme talep ettiğimde beni tehdit ettiler. Paramı istediğimde beni tehdit ederek gönderdiler. Ben de karakola giderek hem yüzümü yaktıkları için hem de beni tehdit ettikleri için şikayetçi oldum" dedi.
'İŞLEME BAĞLI YANIKLAR'
Başkalarının da kendisi gibi mağdur olmasını istemediğini kaydeden İlhan, “Ben yüzüm yandıktan sonra ilk başta kendi bilgim ve eczaneden aldığım kremlerle, serumlarla bakımımı yapıyorum. Kadınlar bilir, leke tedavisi çabuk sonuç veren bir işlem değil. Sürekli korumasını da yapmamız gerekiyor. Doktora da gittim. Yüzümdeki yanıklar işleme bağlı yanıklar, sonradan oluşan yanıklar değil. Bunların hepsinin belgesi ve görüntüsü var" diye konuştu.
'YANIKLAR 7-8 AYDA İYİLEŞECEK'
Aslı İlhan, yüzündeki yanıkların 7-8 aylık sürede iyileşeceğini belirterek, “Leke izleri çok çabuk geçen bir tedavi değil. Şu süreçte bir başka güzellik merkezine gitmeyi düşünmüyorum. Güzellik merkezlerini de kötülemek niyetinde değilim. Çevremde güzellik uzmanı arkadaşım var, bana destek verdiler ve yardımcı olacaklarını söylediler. Yüzümdeki yanıklar yeni ve ağrılarım olduğu için işlem yaptıramıyorum. Herkes aynı değil, uzman olmayan insanlara gittim ne yazık ki. Sertifikası olmayan insanlara gittim ve mağdur oldum. Keşke kontrol etseydim de öyle gitseydim" dedi.
'SOSYAL MEDYADAKİ REKLAMLARDAN GÖRDÜM'
Sosyal medyadaki reklamlarını gördükten sonra bu güzellik merkezlerine gittiğini aktaran Aslı İlhan, “Reklam çok önemli, beğeni ve takipçi sayısına aldandım. Paylaşımlarda işlem sonrasına ait hiçbir fotoğraf yoktu. Sonrasına ait fotoğraflar da düzenlenmiş fotoğraflardı. Benim yüzümün yandığı fotoğrafı bile düzenledikten sonra paylaşmışlar. Bununla ilgili de yasal işlem başlattık. Sonuçta insanları kandırıyorlar. Yalanla nereye kadar götürecekler. İnsanlar en çok buna dikkat etsinler" ifadelerini kullandı.
Aslı İlhan, güzellik merkezlerine 6 bin TL, yüzünün yanmasının ardından eczaneden aldığı destekleyici krem ve serumlara da 2 bin TL harcadığını dile getirdi. İlhan, “En basiti benim yanık oluşmadan önceki videomu iki salon da paylaştı. Tabi sonrası yok ama onlara o kadar yeterli tabi ki. Bana 'Oh iyi olmuş, ya da Allah'ın verdiği ile oynarsan böyle olur' gibi yorumlarda bulunuyorlar. Canımın yanacağını bilsem ya da yüzümün şeklini değişeceğini bilsem zaten yaptırmazdım. Söylenilen sözlere inandım, tek suçum bu oldu" ifadelerini kullandı.
'SOSYAL MEDYAYI KÖTÜYE KULLANANLAR OLUYOR'
Antalya'da gittiği iki güzellik merkezinde yapılan lazer uygulaması sonrası, yüzünün tamamında yanıklar oluşan Aslı İlhan'ın, bu merkezlerin sosyal medyadaki reklamlarına kandığı yönündeki açıklaması, sosyal medyadaki işletmelerin tanıtımlarının güvenilirliğini gündeme getirdi. Sosyal medya uzmanı Sedat Volkan Ayhan, iletişim imkanlarının artmasıyla birlikte sosyal medyanın geleneksel medyanın önüne geçtiğini söyledi. Ayhan, “Sosyal medya cep telefonlarıyla hayatımıza girdi ve birçok alanda hayatımızın içerisinde. Telefonlarımızda, bilgisayarlarımızda, arabalarımızda, cep telefonlarımızda var. Oynadığımız oyun araçlarında, yani her yerde sosyal medya var" dedi.
Sosyal medyanın olumlu ve olumsuz tarafları olduğunu belirten Ayhan, insanların tanıdık ve akrabalarıyla iletişim kurmasına yardımcı olma ve işletmelerin kısa sürede çok sayıya kişiye ulaşabilmesinin bu sayede olduğunu ifade etti. Bunun yanı sıra sosyal medyada kötü niyetli kişilerin de bulunduğunu kaydeden Sedat Volkan Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sosyal medyada kötü niyetli kişiler de aynı şeyleri olumsuz yönde yapıyor. Kendilerine ait olmayan işletmelerin reklamlarını yapıyorlar veya profesyonel olmadığı bir konuda kendini profesyonel gösteriyorlar. Aslında her sektörde olduğu gibi sosyal medyada da iyi ve kötü davranışlar bir arada. Sosyal medyanın kötüye kullanımı ülkemizde yavaş yavaş ele alınıyor. Sosyal medya platformları için temsilciler atandı ve atanmaya devam ediyor. Bunlar biraz kontrolü ele alacak. Fakat şöyle bir sıkıntımız var. Sosyal medya herkesin elinde ve herkes bir şekilde bilgi sahibi olduğu için insanlar kendilerini çok iyi pazarlayabiliyor. Örneğin işletmesi olmayan bir kişi var gibi gösterip, belli meblağlar, paralar ödeyerek büyütüyor. Bunlar çok pahalı rakamlar değil. Ortalama 1-2 bin lira harcadığında kendini gerçek bir işletme gibi gösterip büyük takipçiler, büyük beğeniler, büyük yorum sayılarına ulaşabiliyor. Kullanıcılar da doğal olarak girip baktıklarında, sayfanın takipçileri var, beğenileri var, video paylaşımları var, fotoğraf paylaşımları var, gerçek bir işletmeyle iletişim kurduklarını zannediyorlar. Ama ne yazık ki, çoğu zaman o şekilde olmuyor. Her sektörde olduğu gibi sosyal medyayı da kötüye kullananlar oluyor."
'REKLAMLARA HEMEN İNANILMAMALI'
Sosyal medya kullanıcılarının, gördükleri reklamlara hemen inanmaması gerektiğini belirten Sedat Volkan Ayhan, “Takipçileri ya da kullanıcılar işletmeyle iletişime geçtiklerinde mümkünse yüz yüze görüşülmesi gerekir. Ya da bilinen kuruluşlar olduğuna dikkat etmeli. Sosyal medya üzerinden alışveriş tabii ki çok güzel. İşimizi hızlandırıyor. Ama kullanıcıların, bazı reklam verenlerde dikkat etmeleri gereken şeyler var. İşletmenin kaç yıldır faaliyet gösterdiği, sosyal medyada ne zamandan beri olduğu, yeterlilik belgelerinin olup olmadığı bilgileri istenmeli. Bu konuda sosyal medya kullanıcıları yavaş yavaş bilinçlenecek ve temsilci atamaları tamamlandığında bu biraz daha ön plana çıkacak diye düşünüyorum" diye konuştu.
'KİM İYİ KİM KÖTÜ BİLEMİYORSUNUZ'
Türkiye'de sosyal medya kullanıcılarının sayısının çok yüksek olduğunu vurgulayan Ayhan, şunları söyledi:
“Verilere baktığımızda 38 milyon Instagram, 37 milyon Facebook ve 12 milyon civarında da Twitter kullanıcımız var. Toplamda bu Türkiye nüfusunun yüzde 60'ına, 70'ine tekabül ediyor. Araştırmalara göre, insanlar günde ortalama 7- 7,5 saat cep telefonlarıyla birlikteler. Bunun yaklaşık 4 saati sosyal medyada geçiyor. Bu nedenle işletmeler sosyal medyaya çok fazla yöneliyor. Reklamlarla, kendi işletmelerinin sayfalarıyla, fotoğraflarıyla insanların karşısına çıkıyorlar. Pandemi sürecinde de insanlar alışverişe gidemediği için, sosyal medya üzerinden alışveriş yapmaya başladı. Bu durum bazı kötü niyetlilerin önünü açtı. Çünkü bir havuz var, havuzda kim iyi kim kötü bilemiyorsunuz. Bu sebeple dolandırılmalar veya kandırılmalar çok ön plana çıkmaya başladı. Şu anda ne yazık ki bunun önüne geçemiyoruz."