20.11.2016 - 14:56 | Son Güncellenme:
AA
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, NATO Parlamenterler Asamblesinin 62. Genel Kurulu'ndaki Savunma ve Güvenlik Komitesi toplantısında konuştu. Türkiye'nin istikrarsızlık ekseninin tam merkezinde, bütün bu zorluklara rağmen bölgenin istikrarına elinden geldiğince katkıda bulunmaya çalıştığını söyleyen Akar, Suriye'deki krizin şiddetli bir çatışma olduğunu ifade ederek, "2. Dünya Savaşından sonra yaşanan en büyük bu insanı felakette yarım milyondan fazla kişinin yaşamını yitirdiğini anlattı" dedi.
Suriye'deki krizde ulusal camianın Türkiye'nin uyarılarını ilk başta ciddiye alması halinde sorunun çözülmüş olacağını dile getiren Akar, 5 milyondan fazla kişinin Suriye dışında yaşadığını, Türkiye'de ise 3 milyon Suriyeli olduğunu, bunun 9 Avrupa ülkesinin nüfusuna denk geldiğini söyledi.Irak'ın DEAŞ ya da PKK'ya karşı savaşacak güçte olmadığını ifade eden Akar, emniyet güçlerinin desteklenmesine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi istikrarının Türkiye'nin güvenliği açısından önem taşıdığını belirten Akar, DEAŞ ve PKK'ın Irak'ta faaliyet yürüttüğünü söyledi.
Akar, Musul operasyonu ve Musul'un yönetim yapısının Irak'ın geleceği için önemli olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin bu konuya özel bir önem atfettiğini belirtti. PKK ve yandaşlarının hiçbir şekilde bölgede söz sahibi olmalarına izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Akar, bunların Kürt halkının gerçek temsilcileri olmadığını ifade etti. Akar, terörizmin uluslararası istikrarın önündeki en büyük engel olduğunu, Türkiye'nin de uzun zamandır FETÖ, DEAŞ, PKK, PYD ve YPG ile mücadele ettiğini, bu örgütlerin Türkiye, NATO ve dünya için tehdit olduğunu söyledi.
DEAŞ SALDIRILARI
Orgeneral Hulusi Akar, 15 Temmuz darbe girişimine de değinerek kendilerine ziyaret eden, telefonda görüşen ve destek verenlere teşekkür etti. NATO'nun tavrının Türkiye için çok önemli olduğunu vurgulayan Akar, Türkiye'nin NATO ile iş birliğinin güçleneceğini söyledi. Akar, NATO'nun şu anda Türkiye'de güvenli ve emniyetli olduğunu belirterek, "İttifakımız zayıflamayacak, bilakis güçlenecek. Terörle mücadelemiz devam edecek. Bu süreç devam edecek. Daha önce ne kadar kararlıysak hala o kadar kararlıyız. Ortak düşmanlarımız bu trajik olaydan asla istifade edemeyecekler. Müttefik ülkelerin de önümüzdeki dönemde bizimle tam dayanışma göstermesini bekliyoruz. Çok ciddi bir tehdit bu. Bu süreçte bizi destekleyin, bu tehlikeyi hep birlikte elimine edelim. Hepimizin demokratik hayatını tehdit eden bir husus bu." diye konuştu.
DEAŞ'ın Türkiye'ye 500 saldırı gerçekleştirdiğini, bu saldırılarda 400 masum vatandaşın öldüğünü, binden fazla kişinin yaralandığını belirten Akar, "Fırat Kalkanı Operasyonu sayesinde bu saldırıların önüne geçmiş bulunuyoruz. Sınırdaki güvenliği temin etmek DEAŞ saldırılarını ve tehditlerini önlemek, terörizimden halkı korumak istiyoruz. Suriye'nin toprak ve siyasi bütünlüğünü destekliyoruz." dedi. Akar, Suriye'de 700 teröristin etkisiz hale getirildiğini, sivillerde yaşam kaybı olmadığını, bu konuda çok dikkatli davranıldığını belirterek, TSK'nın bölgedeki bütün terörist unsurlara operasyonlarının devam edeceğini söyledi.
ELİMİZDE GÜÇLÜ DELİLLER VAR
PKK'nın da en az DEAŞ kadar tehlikeli olduğunu belirten Akar, "Kuzey Irak'tan saldırılar gerçekleşti. Kuzey Suriye'de PYD'nin kontrol ettiği bölgelerden saldırı yapıldı. Toplamda 200 saldırı gerçekleştirildi. Suriye'den, Irak'tan PKK saldırı başlatıyor. Temmuzdan bu yana PKK 288 sivili öldürdü, 448 kişi de yaralandı." şeklinde konuştu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, PKK'nın bölgesel güvenlik için önemli bir tehdit olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "PYD'de tıpkı PKK gibi bir terör örgütü. Çeşitli silahlar, mühimmat ve teçhizatın PYD'ye verildikten sonra PKK'ya geçtiği konusunda elimizde güçlü deliller var. Bunlar daha sonra Türkiye'ye karşı kullanılıyor. Bu silahların seri numaraları bile elimizde var. PKK tanksavar ve uçaksavar füzeler de elde etmiş bulunuyor. Uluslararası işbirliği çok önemli. Ancak bu sayede bu terör faaliyetlerinin önüne geçebiliriz ve bu tür füzelere erişimini engelleyebiliriz. PYD'nin asıl amacı asla DEAŞ'ı elimine etmek değil kendine bir toprak alanı sağlamak. Terörist örgütler arasında bir ayrım gözetmiyoruz." PKK'nın narkotik madde kaçakçılığı da yaptığını ifade eden Akar, bundan yıllık 5,1 milyar dolar gelir elde ettiğini söyledi. Akar, Avrupa sokaklarındaki uyuşturucu madde ticaretini de PKK'nın yönettiğini, buna rağmen PYD ve PKK'nın 10'dan fazla ülkede temsilcilik açtığını anlattı. Akar, "Bütün ülkelerden ricamız bu terör örgütüne karşı gerekli adımların atılması." diye konuştu.
SORULARI YANITLADI
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, NATO Parlamenterler Asamblesinin 62. Genel Kurulu'ndaki Savunma ve Güvenlik Komitesi'ndeki konuşmasının ardından soruları yanıtladı. Ermeni Milletvekili Koryun Nahapetyan, sözde Ermeni soykırımını 26 ülkenin tanıdığını belirterek, bu konuda herhangi bir soruşturmaya yer olmadığını öne sürdü.Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki varlığını eleştiren Nahapetyan, Türk askerinin Suriye'den ne zaman çekileceğini sordu.
İFTİRA AHLAKSIZLIK...
Akar, milletvekilinin sözleri üzerine, şu açıklamalarda bulundu:
"Ermeni soykırımını bazı ülkelerin kabul etmiş olması hiçbir şeyi değiştirmez. Soykırımla ilgili her ülke kendi hakkını kullanarak kabul edebilir. 16 yüzyılda Galile dünya dönüyor dediğinde, bütün dünya, dönmüyor diyordu. Bu hiç bir zaman dünyanın döndüğü gerçeğini değiştirmedi. Dolayısıyla bütün ülkeler 'Soykırım var' dese dahi, soykırım olmadığı gerçeğini değiştiremez. Suriye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğüne müdahale ettiğimiz şeklindeki bir yorum, olaylar bilinmiyorsa, cahillik yoksa bir art niyet vardır. Bizim hiçbir şekilde Suriye'yle, Irak'la, toprak bütünlüğüyle ilgili hiçbir sorunumuz yok. Milletvekili yine bilmiyorsa son derece art niyetli ve yalan söylüyor. Ya son derce cahil, ya son derece art niyetli. Başka izahı yok çünkü Türk Silahlı Kuvvetlerinin Halep'le ilgili tek bir münasebeti yok. Attığı mermi yok. Böyle bir şey söz konusu değil. Bu anlaşılmaz bir şey. Mutlaka sayın milletvekilinin bugün hemen telefonla kendi askeri makamlarıyla konuşup, orada ne olup bittiğini öğrenmesi lazım. Halep'le ilgili Türkiye'nin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir tek mermi attığını söyleyen varsa ben istifa ederim. Bu terbiyesizliktir, iftiradır, yalandır, ahlaksızlıktır."
"TERÖR BİTTİĞİNDE ÇEKİLECEĞİZ"
Suriye'yle ilgili çalışmaların devam ettiğini, koalisyon olarak neler yapılacağını konuştuklarını, yaklaşımlarının askeri noktaları kapsadığını belirten Akar, "Emin olun sizlerin bütçelerinizden bize verdiği paranın bir dolarını, bir kuruşunu boşa harcamıyoruz." dedi. Orduların moral ve motivasyonunun önemini vurgulayan Akar, Özgür Suriye Ordusu'nun içinde El-Kaide, El-Nusra ve radikal İslam olmadığını, ılımlı muhaliflerin yer aldığını, bu kişilerin ülkelerini kaybetmemek için çalışan namuslu insanlar olduğunu söyledi.
Akar, şuları kaydetti:"Bunların geçmişte bazı kırgınlıkları, dargınlıkları vardı. Bunlarla çalışmaya başladığımızdan itibaren, birinci iş olarak bunları tamir etmek oldu, bunları gidermek oldu. Sizin hududunuzun hemen güneyinde yanı başında teröristler kamp kuruyorlar, roketlerle, havanlarla ateş edip, köyünüzdeki, kasabanızdaki masum insanları öldürüyorlar. Hiçbir hudut yüzde yüz korunamaz. 911 kilometrelik Suriye hududumuz var. Bütün tedbirlere rağmen ister istemez sızma oluyor. Bunlar minimize edilmiş olsa bile sızanlar da hem intihar bombacısı hem de çeşitli araçları bomba yüklü patlatmak suretiyle milletimize zarar veriyorlar. Bizim meşru müdafaa hakkımız var.
Irak'ın kuzeyi de aynı şekilde. Irak merkezi hükümetine söylüyoruz. PKK'yı yok edin, biz uğraşmayalım diyoruz. Bu yıllardan beri mümkün olmadı. Oradan sizin ülkenize zarar ziyan veren gruplara, odaklara tedbir almanız en doğal haktır. Meşru müdafaa hakkımızı kullanmak zorundayız. Ne zaman bitecek, ne zaman çekileceğiz? Terör bittiği zaman çekileceğiz. Kendimizi ülkemizde güvende hissettiğimiz zaman çekileceğiz. Halkımız korumamız lazım. Orada zarar ziyan meydana geldiğinde insanlar basınla, siyasilerle konuşuyor. Siyasi iktidarı etkiliyorlar. Siyasi iktidar bize güvenliği sağlayın, diye direktif veriyor. Bu döngü herhangi bir demokratik ülkeden farklı bir döngü değil. Bunun anlaşılması lazım, meşru müdafaa hakkı olduğunun bilinmesi ve buna saygı duyulması lazım. Kendi ülkenizin 10-20 kilometre ilerisinde terörist grupları olduğunu, bunların geldiğini ve zarar verme olasılığını düşünün. Bu durumda hareketsiz kalamaz kimse."