12.05.2023 - 17:28 | Son Güncellenme:
DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçelievler Şirinevler Ulu Camii önünde düzenlenen Bahçelievler mitingine katıldı. Burada halkla buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahneye 'Duyanlara Duymayanlara' şarkısıyla çıkarak, Bahçelievler'i çok seviyoruz diye seslendi. Erdoğan Pazar günü için, "Ankara'dan balkondan sizlere sesleneceğim. Bak bir yarınımız var, durmak yok. Yarınımız inşallah bir başka olsun ama Pazar günü bambaşka olsun" ifadelerini kullandı.
"ATATÜRK HAVALİMANI MİTİNGİNDE İSTANBUL SEÇİMLERİNDEKİ TERCİHİNİ İLAN ETMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazar'a hazır mıyız? Gümbür gümbür sandıklara yürüyor muyuz? Sandıkları patlatıyor muyuz? İçeri girerken sordum, ne kadar katılım dedim. Alandaki katılım 40 bin dediler. Tabii, yol güzergahında olanları buna dahil etmiyoruz. Onlarla beraber 50 binden aşağı değil. Fakat tabi yetmez. Sandıklarda başka rakam bekliyoruz. Geçtiğimiz hafta sonu malum Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nde gerçekleştirdiğimiz o büyük mitinge katılarak bize güç verdiniz. Kılıçdaroğlu, şeref, namus sözü vermiş. Neden tutmadın diyorlar. Kardeşlerim, o bugüne kadar hangi sözü verip de tuttu? Onun kitabında böyle bir şey yok. Onun için Pazar günü çok önemli. Pazar günü, onlara haddini bildirmek benim milletimin en önemli görevi. Türk siyasi tarihinin en büyük mitingi olan bu toplantımız Atatürk Havalimanı'nı söylüyorum, İstanbul seçimlerindeki tercihini şimdiden ilan etmiştir. İstanbul ne dedi? Türkiye Yüzyılı dedi. İstanbul terör örgütlerinden medet umanlara karşılık birlik ve beraberlik demiştir" dedi.
"TEFECİ, TEFECİYE KURUŞ VERMEZ, KURUŞ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul koltuğuna, kasetle oturanların bu ülkenin yönetimini kasetle ele geçirme operasyonuna geçit vermemiştir. İstanbul, tefecilere ülkesini teslim etmek isteyenlere istiklal ve istikbal diyerek mukabelede bulunmuştur. Londra tefecilerinden 300 milyar dolar alacakmış. Buna inandınız mı? Bay Bay Kemal sen avucunu yalarsın. Tefeci, tefeciye kuruş vermez, kuruş. Esrar eroin kaçakçılarından götürdüğü paralarla Londra tefecilerinden para alacak. Bunun yanındaki akıl hocalarından da yoğurt olmaz. Onlar da ne, nedir haberleri yok. Tefeci böyle kalkıp da kül yutar mı? İstanbul evlatlarının geleceğini örgütlerin sapkın akımların eline bırakmak isteyenlere eyvallah etmemiştir. Aynı azmin aynı kararlılığın sürdüğünü görüyoruz. İstanbul'un bu güzel ilçesinden yükselen sesin Pazar gününe kadar hiç dinmeden süreceğine inanıyorum" diye konuştu.
"GÜNLERDİR TEHDİTLER, ŞANTAJLAR, KASETLER HAVADA UÇUŞUYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "4 yıl önce ne dediler, her şey güzel olacak. İstanbul'un başına çöreklendiler. Şu 4 yılda, İstanbul'un başına çöreklenenler, İstanbul'a ne kazandırdılar? Yaptıkları bir şey var mı? Yok. Bu kadar yılda, bırakınız taş üstüne taş koymayı teslim aldıklarına bile sahip çıkamadılar. Şimdi aynı felaketi ülkenin tamamına yaşatmak istiyorlar. Ekrem efendi İstanbul'da görevini çok iyi yaptı şimdi onu Van'a gönderiyorlar. Oralarda teröristlerin el işaretlerini yapıyorlar karı koca beraber. Sen önce İstanbul'daki görevini yap. İstanbul'u sel afeti alıp götürüyor, nerede İstanbul'un belediye başkanı Bodrum'da. Bunlar görev insanı değil. Bunlar sadece… Söylemeyeceğim. Bunlar kurdukları masanın etrafında dökülüyor. Öyle bir faşizm iklimi oluşturdular ki kendi içlerinde bile en küçük ayrılığa tahammül edemiyorlar. Masadaki hanımefendinin kumar masası diyerek oradan kalktığında başına gelenleri gördünüz değil mi? Bir önceki seçimde CHP'nin adayı olarak bizimle yarışan isme yapılanları gördünüz değil mi? Günlerdir, tehditler, şantajlar, hakaretler, kasetler havada uçuşuyor. Sonunda ne oldu? Adaylıktan çekilmek zorunda kaldı. Sonra ne oldu, tekrar gel dediler. Gel. Tekrar döndü geldi" ifadelerini kullandı.
"BU TABLO KASET KUMPASLARININ GERİSİNDEKİ SİLUETİ GÖSTERMEYE YETERLİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyorsunuz biz 2018 yılında bu kişiyle, yine bir cumhurbaşkanlığı yarışı yaptık. Ne oldu? Şimdi Muharrem Bey'e tekrar gel diyorlar, çağrı yapıyorlar. Muharrem Bey de elinin tersiyle bunları itti. Çünkü burada yapılan bazı kalleşlikler var. Onları tabi biz şimdi bilemiyoruz. Kalkıp maalesef çok sulu adeta şakalar yapar gibi masaya çağırıyorlar. Gerekli cevabı o da kendilerine verdi. Bu yarışta kendisiyle ilgili ne kaset, ne benzer başka bir iddia gündeme gelmedi. Ne zaman ki bu isim, Kemal Kılıçdaroğlu'na rakip oldu. İşte o zaman bunların hepsi yaşandı. Tek başına bu tablo bile. Ülkede kaset kumpaslarının gerisindeki silueti göstermeye yeterlidir. İlla kaset şart değil. Başka numaralar da dönüyor. Bu numaraların arkasında kim var? Pensilvanya var. FETÖ'cülerin oyunu bu. Bu oyunu da şimdi Muharrem Bey'e oynadılar. Bunlara dersi biz, bu oyunu oynayanlara Türk demokrasisinde bunların yeri yoktur diyerek Pazar günü vermeye hazır mıyız? Ben sizlerden bunu bekliyorum. Siyaseti böylesine çirkinleştirenlerin ülkeye temiz yönetim vaadi kadar gülünç bir şey olabilir mi? Bunların geçmişi de kirli, bugünü de kirli. Ellerini değdirdikleri her yerde kirlenir. Bunlar desteği nereden alıyor Kandil'den. Taktiği nereden alıyor FETÖ'den, aferini nereden bekliyor, batıdaki tefecilerden. Kader ortağı olarak kendilerine koalisyon masasında topladıkları partileri seçtiklerini sanıyor. Ancak Bay Bay Kemal, kendine kader ortağı olarak terör örgütlerini ve onların iplerini ellerinde tutanları seçmiş. Bunların yerli ve milli hassasiyetleri olmadıklarını zaten biliyorduk. Bu derece gözlerini karartmalarını beklemiyorduk. Maalesef artık bu kadarı da olmaz dediğimiz ne varsa hepsini yaptılar. Sürekli değiştiğini söyleyen, geçmişini inkar eden Bay Bay Kemal ve kader ortakları artık gerçek yüzlerini gizleyemiyorlar. Günlerdir bazı kasetlerin nasıl montaj, nasıl uydurma, nasıl yapay zeka ürünü olduğunu anlatıp duruyorlar. Biz de bunların derdi ne, neyi saklıyorlar diye merak ediyorduk. Meğer kendi arkadaşlarına kurdukları kumpası anlatıyorlarmış. Kendi ortakları bir hanımefendiyi üç günde canından bezdirenlerin, eski adaylarını şantajla çekilmek zorunda bırakmalarına niçin şaşırıyoruz ki? Terör örgütleriyle böyle gizli saklı da değil, alenen ortaklık kuranların insanların haysiyet cellatlığına soyunmalarının neyine şaşırıyoruz ki? Ülkelerinin tüm milli değerlerini yabancılara peşkeş çekme sözü verenlerin bunun için her yolu kullanmalarının neyine şaşırıyoruz ki? Eskiler otu çek, köküne bak derler. Bay Bay Kemal'in kökü ne ki, bugün yaptıkları farklı olsun" diye konuştu.
"PAZAR GÜNÜ GÖREVİMİZİ YAPALIM, 2024'E HAZIRLANALIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gözden çıkartamayacakları değer yok. Dünyanın en kirli suç örgütü bile çıtayı bunların düşürdüğü seviyeye kadar indirmez. Şimdi buraya gelirken bir pankart gördüm. O pankartta şu yazıyor, 'İstanbul hakkını alacak' bu CHP'nin pankartı. Şu anda İstanbul'u CHP yönetiyor. Peki siz İstanbul'a verilmesi gerekenleri verdiniz mi? İstanbul'a yapılması gerekenleri yaptınız mı? Her yer çöp, çukur. Yağmur biraz şiddetli olduğu zaman sel afeti alıp götürüyor. Sen neredesin? Ya İsviçre'de kayaktasın veya Bodrum'da, malum… Şimdi sana görev veriyorlar Van'a gidiyorsun, Van'da teröristlerin işaretlerini yapıyorsun. Sen önce işini yap, işine bak. Şimdi 2024'e hazır mısınız? 2024'te buna da Bay Bay demek lazım. Çok iyi hazırlanmak gerekiyor, önce Pazar günü görevimizi yapalım ondan sonra da 2024'e hazırlanalım. Bu kardeşiniz İstanbul'u CHP'den nasıl aldığını biliyorsunuz değil mi? O zaman CHP belediyesi vardı. Çöp, çukur, çamur, susuzluk var mıydı? Bu kardeşinizle beraber çöp oradan kalktı mı, çukurlar kalktı mı? Çamur kalktı mı? Susuzluğa veda ettik mi? Biz aşıktık, İstanbul aşkımız vardı. Haliç çamur deryasıydı. Kokudan geçilmiyordu. Biz Haliç'i aldık, 9 buçuk kilometre ötedeki Alibeyköy'de taş ocağına o çamuru deplase ettik, pompaladık ve Haliç'i temizledik, balık avlanır hale geldi. Yüzülür hale geldi. Boğazdan Haliç'e yine aynı şekilde su tünelleri açarak Boğaz'ın suyunu Haliç'e aktardık, suyu temizledik. Biz bu işleri böyle başardık. Şimdi ise Haliç zaman zaman bazı yerlerde koku veriyor. Bununla da kalmadık bir de Haliç Kongre Merkezi'ni kurduk. Haliç Kongre Merkezi'nin olduğu yerde eskiden orada mezbahaneler vardı. İstanbul'u iyi tanıyanlar bilir. O mezbahaneler, onların kokusundan geçilmiyordu. Biz onu da hallettik. Şimdi Haliç Kongre Merkezi ulusal, uluslararası bütün toplantılara açık bir kongre merkezi haline geldi. Merak etmeyin, CHP'yi de kurdukları masayı da teslim almış olabilirler. Bazı belediyeleri bir şekilde teslim almış olabilirler ama milletimiz ülkenin yönetimini Allah'ın izniyle onlara bırakmaz" diye konuştu.
"14 MAYIS TÜRKİYE YÜZYILI ŞÖLENİMİZ HAYIRLI OLSUN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, 2002'de iktidara gelirken, bu ülkede artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demiştik. Bugün de diyoruz ki muhalefet için 14 Mayıs'tan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Milletimiz, bu aktörlerin hepsini de tasfiye edecek, bunları emekliye ayıracak. Türkiye Yüzyılı'na layık yeni isimlerin, yeni yüzlerin önünü açacak. 14 Mayıs Demokrasi Şölenimiz, şimdiden hayırlı olsun. 14 Mayıs Türkiye Yüzyılı Şölenimiz şimdiden hayırlı olsun. Bunun için seçim gününe kadar daha çok çalışmalıyız. Sizlerden ricam buradan ayrıldıktan sonra çevrenizde Pazar günü için hala kafası karışık olan bir akrabanızı, komşunuzu, eşinizi dostunuzu bulacaksınız. Kendisine selamımı söyleyin, Pazar gününün Türkiye Yüzyılı için niçin önemli olduğunu anlatmanızı ve seçimde bize destek sözü almanızı istiyorum. Her akşam, telefonunuzu elinize alarak uzaktaki, yakındaki nazınızın geçeceği ahbaplarınızı arayıp Pazar günü için aynı sözü onlardan da almalısınız. Bunu yaparsak Pazar günü bu seçimi Allah'ın izniyle rekor bir oyla bitirmemizin önünde hiçbir mani kalmaz. Bunun için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Koalisyon masası varsın kendi çirkinlikleri içinde debelenip dursun, biz eser ve hizmet siyasetimizi kesintisiz sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
"SÜREKLİ ESER VE HİZMET ÇITASINI YÜKSELTİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'ye böyle çağ atlattık. Bunlarla kalmadık, devam eden çalışmalarla sürekli eser ve hizmet çıtasını yükseltiyoruz. Deprem bölgesini yeniden ayağa kaldıracak çalışmalar hızla devam ediyor. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü her gün yeni bir müjdeyle yerine getiriyoruz. Yılbaşında asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar tüm kesimlerin gelirlerinde tarihi artışlar yapmıştık. Kamu işçilerimizin en düşük ücretini 21 bin lira seviyesine yükselttik. Aynı şekilde temmuz ayında memurlarımızın en düşük ücretini 22 bin lira seviyesine getirme sözü verdik. Emeklilerimizin 7 bin 500 liraya çıkardığımız en düşük ücretlerine ilave olarak bu rakamın üzerindeki maaşları da tekrar düzenleyeceğiz. Yatırımcımızı, esnafımızı, sanatkarımızı, krediden vergi indirimine kadar pek çok yöntemle destekledik. Sosyal yardım rakamlarını güncelleyerek hiçbir vatandaşımızın mağdur olmamasını sağlıyoruz. Karadeniz doğal gazının sevincini ilk ay tamamen ücretsiz yaparak 1 yıl boyunca da mutfak ve sıcak su kullanımını faturadan düşerek milletimizle paylaştık. Gabar'da bulduğumuz petrolü yeni sondajla ve kuyularla daha da artıracağız. Nükleer Santralimize yakıt çubuklarını getirdik. Ülkemizin en büyük güneş enerjisi santralini en yüksek gövdeli hidroelektrik santralini devreye aldık. Savunma sanayi projelerimiz ülkemizin önemli gelir kaynakları arasına girmeye başladı. Kendi otomobilimizi üretmenin gururunu yolda gördüğümüz her Togg'la bir kez daha yaşıyoruz. Afetlere hazırlık kapsamında ülkemizin en büyük kentsel dönüşüm kampanyalarını yürütüyoruz. İstanbul'da her yıl 300 bin olmak üzere 5 yılda 1 buçuk milyon konutu yenileyerek şehrimizi bu sıkıntıdan kurtarmakta kararlıyız" dedi.
"ANKARA'DAN, BALKONDAN SİZLERE SESLENECEĞİM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "14 Mayıs'ı Türkiye Yüzyılı için milat yapmaya hazır mıyız? Bunların dışında daha yüzlerce binlerce başlıkta ülkemizin gelişmesine katkı sağlayacak projemiz var. İnşallah hepsini birer birer hayata geçireceğiz. Bay Bay Kemal'in böyle projeleri falan olabilir mi? Bunun herhangi bir referansı var mı? Bilhassa kadınlarımıza ve gençlerimize hayallerini hayata geçirebilecekleri bir Türkiye bırakmakta kararlıyız. Bunun için hepimize çok önemli sorumluluk düşüyor. Sandıkta yapılacak hatanın maliyetinin çok ağır olacağını herkese anlatmalıyız. Pazar günü tercihimizi doğrudan yana yapıyor muyuz? Pazar günü sandıkları patlatıyor muyuz? Pazar günü Türkiye Yüzyılı'na bismillah diyor muyuz? Şimdi öyle bir haykıralım ki İstanbul'un dört bir yanı duysun. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet... Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Biz Bahçelievler'i çok seviyoruz. Bu heyecan, bu aşk Pazar akşamı Bahçelievler'i daha fazla seveceğiz. Ankara'dan balkondan sizlere sesleneceğim. Bak bir yarınımız var, durmak yok. Yarınımız inşallah bir başka olsun ama Pazar günü bambaşka olsun" ifadelerini kullandı.