22.02.2020 - 14:22 | Son Güncellenme:
DHA ve AA
Son dakika - Ceren Damar Şenel davasının sanık avukatına disiplin soruşturması başlatıldı.
Akademisyen Ceren Damar Şenel'in öldürülmesine ilişkin davada sanık avukatı olan Vahit Bıçak hakkında kayıtlı olduğu Ankara Barosu tarafından disiplin soruşturması başlatıldı.
Edinilen bilgiye göre, baronun yönetim kurulu toplantısında, Bıçak'ın, dünkü celsede savunma sınırını aşan beyanlarda bulunduğu gerekçesiyle disipline sevk edilmesine karar verildi.
Sanık avukatı Vahit Bıçak'ın, esas hakkındaki mütalaaya karşı yaptığı savunmada kullandığı ifadeler tepki çekmişti. Bıçak, Şenel ile sanık Hikmet'in ilişki yaşadığı iddiasında bulunan Bıçak, "Maktule, danışmanlığını yürüttüğü öğrencisiyle ilişkiye girerek görevini istismar etmiştir. Maktule, ‘kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak cinsel saldırıda bulunma’ suçunu işlemiştir. Maktule, hayatta olsaydı bu suçtan yargılanabilirdi. Böylesine ağır bir suçun mağduru olmuş bir sanığın karşınızda olduğunu söylemek isterim. İlk cinsel saldırıdan sonra maktule baskılarını arttırmıştır. Sanığı okulda sıkıntıya sokacağını söyleyerek sanığı baskıya almıştır. Sanık, maktulenin tehditlerine boyun eğmek zorunda kalmıştır" diye konuşmuştu.
Öte yandan, Bıçak hakkında aynı davadaki bazı beyanları nedeniyle 7 Ekim 2019'da açılan bir disiplin soruşturması daha bulunduğu öğrenildi.
Bıçak'ın müvekkili Hasan İsmail Hikmet, dün Şenel cinayetine ilişkin olarak ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmıştı.
Ankara Baro Başkanı: Kabul edilemez
Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, akademisyen Ceren Damar'ı öldüren öğrencisi Hasan İsmail Hikmet'in 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldığı davada, sanık avukatı Vahit Bıçak'ın yaptığı savunmanın kabul edilemez olduğunu söyledi. Avukat Bıçak hakkında davanın daha önceki duruşmalarındaki tavır ve söylemleri nedeniyle 7 Ekim'de açılmış bir disiplin soruşturması olduğunu belirten Sağkan, "Savunma en kutsal hakların başında geliyor ve en geniş şekilde yorumlanması gerekiyor. Ancak bu kişi, bu geniş yorumları bile geçmiştir. Konuyu 15 Temmuz sürecine bağlayarak, vefat etmiş bir kadının, hiç ilgisi olmadığı halde iffeti üzerinden ve o kadını kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışarak bir savunma stratejisi yürütmüştür. Kabul edilemez" dedi.
Ankara'da Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde araştırma görevlisi Ceren Damar Şenel (27), 2 Ocak 2019 günü, üniversite yerleşkesindeki odasında, sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet (24) tarafından tabancayla vurulduktan sonra 17 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Tutuklanan Hikmet, Ankara 33'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamanın dünkü karar duruşmasında, 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Davada, sanık avukatı Vahit Bıçak'ın yaptığı savunma ise hem hukukçuların hem de kamuoyunun tepkisini çekti.
'O DOSYADA TARAF VEKİLLİĞİ SIFATIM VAR'
Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, savunmasıyla büyük tepki çeken avukat Vahit Bıçak ile ilgili açıklama yaptı. Sağkan, "O duruşmanın ilk celsesinde biz katılan tarafta yer almak istedik ve mahkemeye bu talebimizi sunduk. Ancak mahkeme bu talebimizi reddetti. Bu bir kadın cinayetidir ve baronun da insan haklarını savunmak gibi bir görevi vardır, bu görev yasadan kaynaklanır. Yaşam hakkı gibi en kutsal hakka yönelik böyle hunharca bir saldırıda görevimiz vardır, diye düşündük. Ancak mahkeme böyle düşünmeyince, ben ailenin avukatlığını yürüten arkadaşlardan aldığım yetki belgesiyle, bireysel olarak kendim de yürüttüm, yani o dosyada bir taraf vekilliği sıfatım var" dedi.
'BU ŞEKİLDE BİR SAVUNMA OLAMAZ'
Tartışma konusunun savunma hakkının sınırlarıyla ilgili olduğunu söyleyen Sağkan, "Şunu söyleyebilirim ki savunma hakkı en kutsal hakların başında gelmektedir. Bu anlamda savunma hakkının sınırlarının çok geniş yorumlanması gerektiğine inanmaktayız. Ancak bu geniş yorumun da bir sınırı olması gerekiyor. Bu dosyada sanık avukatının ölçüleri artık aştığının ve bir hak savunuculuğunun ötesine geçerek, konuyu 15 Temmuz sürecine bağlayarak, vefat etmiş bir kadının, hiç ilgisi olmadığı halde iffeti üzerinden ve o kadını kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışarak bir savunma stratejisi yürüttüğünü görüyoruz ki bu kabul edilemez. Bu şekilde bir savunma olamaz. Bu savunma makamına ve avukatlık mesleğine çok ciddi zarar veren bir tavırdır" diye konuştu.
'7 EKİM'DE DİSİPLİN SORUŞTURMASI BAŞLATMIŞTIK'
Avukatların savunma sınırlarının, Avukatlık Kanunu'nun 34'üncü maddesiyle yüzeysel de olsa çizildiğini belirten Sağkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sınırın dışına çıkan kişilere uygulanacak yaptırımlar da yine bu kanununda belirlenmiştir. Benim bir baro başkanı olarak disiplin soruşturması başlatılıp başlatılmadığına dair bir açıklama yapmam doğru olmaz, çünkü bunlar gizli yürütülmesi gerekmektedir. Ancak, o dosyanın sanığı, baro başkanı olan hem şahsım hem de yönetim kuruluyla ilgili hem Cumhuriyet Başsavcılığı'na hem de Ankara Barosu'na bizler hakkında disiplin soruşturması açılmasına ilişkin başvuruda bulundu. Biz zaten bu avukatla ilgili olarak 7 Ekim'de disiplin soruşturması başlattık. Bu nedenle sanık cezaevinden yazdığı bir yazıyla bizleri savcılığa ve baroya şikayet etti. Sanık diyor ki 'Avukatım hakkında disiplin soruşturması açıldığı için etkin savunma hakkımı kullanamıyorum.' Aynı zamanda mahkemeyi etkilemeyi teşebbüsten hakkımda bir de suç duyurusunda bulunuldu. 7 Ekim tarihinden sonraki duruşmalarda gösterdiği tavırlarla ilgili olarak da muhakkak Ankara Barosu bir çalışma başlatacaktır."