22.05.2024 - 15:09 | Son Güncellenme:
Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY/ANKARA (DHA)
BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Destici, İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntü duyduklarını, İran halkına, hayatını kaybedenlerin aile yakınlarına ve akrabalarına da taziye dileklerini ilettiklerini söyledi. Destici, hayat pahalılığının ve yüksek enflasyonun devam ettiğini söyleyerek, “Temmuz ayı geliyor. Temmuz ayında 10 bin TL emekli alan emeklilerimize sadece enflasyon oranında yapılacak zam asla ve katta daha yeterli olmayacaktır. Yüzde 30 enflasyon olsa 10 bin TL emekli alan maaş alan bir emeklinin maaşı 13 bin TL'ye çıkacaktır.
Bu da yeterli değildir. Onun için mutlaka ama mutlaka o düşük maaş alan emeklilerimizle ilgili farklı bir düzenleme yapılmalı. En azından seyyanen 5 bin lira gibi bir fark verilerek şu andaki asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır. Daha önce de ifade ettik. Kurban Bayramı ikramiyesi de yine en azından küçükbaş bir en küçüğünden bir kurban kesebilecek kadar bir rakama tekabül eden 10 bin TL olarak verilmelidir. Bunlar mutlaka yapılmalıdır ki, düşük maaş alan, tek maaş alan emeklilerimiz bir nefes alabilsinler. Öte yandan hükümet tarafından yapılan açıklamalarda asgari ücrete temmuz ayında zam yapılmayacağı, artış yapılmayacağı ifade edildi.
Bu da büyük bir haksızlıktır. Yani siz temmuzda, memurunuza, kamu işçisine, emeklinize enflasyon oranında zam vereceksiniz. Ama asgari ücretliye diyeceksiniz ki, ‘sen 6 ay daha bekle’. Bu büyük bir haksızlıktır. Bunun için asgari ücret tespit komisyonu hemen haziran ayı başında toplanmalı ve enflasyon rakamının altında olmamak üzere asgari ücret yeniden tespit edilmelidir. Bugün 17 bin liraysa buna yüzde otuz koyduğunuzda ne yapar? Onu eklediğiniz zaman 22 bin 100 TL. Yani asgari ücret yeni asgari ücret net 22 bin 100 yüz TL olmalıdır. Bunu da Büyük Birlik Partisi olarak buradan açık yüreklilikle söylüyoruz. Asgari ücretlimiz enflasyona ezdirilmemelidir” diye konuştu.
‘MUTLAKA İDAM CEZASI GERİ GETİRİLMELİ’
İdam cezasının getirilmesini gerektiğini vurgulayan Destici, “Büyük Birlik Partisi olarak uzun zamandır özellikle 2011 yılından bu yana hatta rahmetli şehit liderimiz Muhsin Başkanımızın hayatta olduğu 2008 yılından bu yana biz açık ve net olarak üç suç için idam cezasının geri getirilmesini istiyoruz. Birincisi sonu ölümle biten terör eylemleri için ve onu gerçekleştiren teröristler ve emri verenler için. İkincisi çocuklarımızı, kadınlarımızı kaçırıp tecavüz ettikten sonra öldüren sapıklar için üçüncüsü de böyle keyfi örneğin İzmir'de taksici, en son kuryeyi öldüren katiller için mutlaka ama mutlaka idam cezası geri getirilmelidir. Bunun da başka yolu yoktur. Yine tahliyesiz müebbet hapis muhakkak ceza sistemimizde yer almalıdır. Biz toplumumuzu korumak zorundayız. Bu siyasetin de devletin de ilk ve öncelikli görevidir” dedi.
‘AŞIRI SALDIRGAN OLANLAR UYUTULACAK’
Destici, başıboş sokak köpekleri konusu ile ilgili, “Hiç kimse gündeme getirmediği zamanlarda bile ilk önce biz bu konuya dikkat çektik ve dedik ki bize teslim edilen belediyelerde biz 1 ay içerisinde en kısa zamanda bunlarla ilgili çalışmayı başlatacağız ve sokaklarımızı bu saldırgan ve hastalıklı sokak köpeklerinden temizliyoruz. İlk 1 ay içinde bu çalışmalar başlatıldı ve dolayısıyla bununla ilgili şu anda çalışmalar yürütülüyor. Tabii bazıları kasıtlı olarak sanki biz bütün sokaklardaki köpekleri toplayacağız, hepsini de öldüreceğiz, itlaf edeceğiz gibi bir algı operasyonu gerçekleştirdiler. Bizim söylediğimiz bu değildi. Biz temizlemekten bahsettik. Elbette ki uyutulacak olanlar da vardır. Aşırı saldırgan olanlar, hastalıklı olanlar elbette ki uyutulacak. Avrupa'da dünyanın başka ülkelerinde bu mesele nasıl çözülmüşse elbette ki Türkiye'de bu meselesini çözecektir ve çözmelidir. Kadınlar korkudan sokağa çıkamıyor. Yaşlılar sabah namaza gidemiyor. Çocuklar okula gidemiyor. Önceliğimiz insandır. Bu çok açık ve nettir. Şimdi hükümetin bu konuda bir çalışması olduğu kamuoyuna da yansıdı ve bakıyorsunuz çalışmanın sızan maddelerine tıpkı Büyük Birlik Partisi seçimden önce ne önermişse aynıları bu taslak metinde var. Bunu destekliyoruz ve süratli bir şekilde meclise gönderilmesini ve bu dönem meclis kapanmadan da mutlaka bu kanunun yasalaşarak çıkmasını ve artık sokaklarımızın bu saldırgan köpeklerden temizlenmesini bekliyoruz” dedi.
‘NEVŞİN HANIM SOKAKLARDA SOKAK KÖPEKLERİNİN SALDIRISINA UĞRAMIYOR’
Destici, Nevşin Mengü’nün sokak hayvanları ile ilgili paylaşımına ilişkin, “Nevşin Hanım rahat bir hayat yaşıyor. Yani gördüğümüz kadarıyla lüks diyebileceğimiz bir hayat yaşıyor. Tabii sokaklarda sokak köpeklerinin saldırısına da uğramıyor. Çünkü öyle bir ortamda oturmuyor. Dolayısıyla da kendisi bu konuda rahat. Ama kendisi rahat da peki Türkiye'nin geri kalanı önemli bir kısmı rahat mı? Maalesef rahat değil. Ve dolayısıyla her gün bir köpek saldırısı haberini görüyoruz. Çocuklar, insanlar hayatını kaybediyor. Ya yaralanıyor, parçalanıyor, aylarca tedavi görüyor. Dolayısıyla bu mesele biz bir siyasetçi olarak duyarsız kalamayız. Yani Nevşin Hanım ve onun gibi düşünenler duyarsız kalabilir. Çünkü onlar sadece kendi çevreleri ve kendi mahallelerini rahatsız eden meselelerle ilgileniyorlar. Ve onları Türkiye'nin kamuoyunda tutmaya çalışıyorlar. Ve kendileri gibi düşünenlerin iktidarda olması ve kendi hayatlarını daha da rahatlaştırmasını istiyor ama biz milletimizin tamamının hayatını rahatlaştırmak için güvenliğini sağlamak için siyaset yapıyoruz. Binaenaleyh bu saldırgan köpek meselesi vatandaşlarımızın önemli bir kısmının kahır ekseriyetinin gündeminde olan ve bir an önce çözülmesi gereken bir mesele. Yani bununla ilgili bugün bir kamuoyu anketi yapsanız en az yüzde 80-90 sokakların, bu saldırgan, köpeklerden temizlenmesini size söylenecektir. Çünkü gerçekten böyle bir problemimiz var” diye konuştu.
‘ROMA GEZİSİ HER YÖNÜYLE KABUL EDİLEBİLECEK BİR SEYAHAT DEĞİLDİR’
‘Türkiye'de şu anda 20 milyona yakın başıboş köpek olduğundan bahsediliyor’ diyen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bu 10 yıl sonra 50 milyon sayısına gelecektir. Peki bunla o zaman Türkiye nasıl baş edecek? Bunları kısırlaştırmak için bütçeyi nereden bulacak? Dolayısıyla da sahiplenmek isteyen sahiplensin. Ona hiçbirimizin itirazı yok. Sahiplensin ve sokağa çıkardığında da maskesini takarak gezdirsin. Buna hiçbirimizin itirazı yok. Ama sahipsiz olanlarla ilgili devlet, hükümet ve belediyeler mutlaka yasal düzenlemeleri yapmalı ve bu köpekler sokaktan toplanılmalı ve sokaklar saldırgan köpeklerden temizlenmelidir. Bu bir sağ, sol meselesi değildir. Bu İslamcı ya da laik meselesi değildir. Meseleyi de oraya getirmeye çalışıyorlar. Her oraya getiriyorsa o zaman açsın, baksın. 1932'deki Atatürk'ün talimnamesini okusun Nevşin Hanım. Bugüne kadar hep bu meseleler üzerinden gündem oluşturarak gündemde kaldılar. Ama artık burada çuvalladıklarını düşünüyorum. Bu doğru tespit değil. Nevşin Hanım görmüş mü acaba Roma'da böyle köpek görmüş mü? Yüzlerce, onlarca. Tabii onların gittiği mekanlarda olmaz. Çünkü onlar en lüksüne gidiyor. Dolayısıyla da orada söyleseydi İmamoğlu'na deseydi 100 binlerce köpek var İstanbul'da kısırlaştırma yapsınlar, niye yapmıyorlar? Niye sokaklarda köpekler? Niye toplamıyor? İstanbul Belediyesi, Ankara Belediyesi, İzmir Belediyesi niye barınaklar yapmıyor? Yeni gelmediler ki 5 yıldır iş başındalar. Niye yapmamışlar? Niye onlara sormuyor bunları? Bugüne kadar hükümeti ya da devlet kurumlarını eleştirenler israf yapıyor diyenler gerçekten o Roma gezisi, İtalya seyahati her tarafıyla, her yönüyle kabul edilebilecek bir seyahat değildir. Ve bugüne kadar Cumhurbaşkanı'nın uçağına binen gazetecileri ya da diğer meclis başkanının ya da diğer bakanların onlarla yurt dışına gidenleri eleştirenler toplu halde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın uçağıyla ya da onun belediye tarafından karşılanan masraflarla bir güzel Roma seyahati gerçekleştirmişlerdir. Mesela ne iş yapmışlardır orada? 70 tane, yani 7 tane gazeteciyle gitseydi Ekrem Bey bunu Türkiye'ye duyuramaz mıydı? Ya ne iş yapmıştır? 70 tane gazeteci ne iş yapmıştır. Bana göre ödüllendirilmişlerdir. Seçim öncesi verdikleri desteğe karşılık bir ödül olarak Roma gezisi düzenlenmiştir. Göreceğiz önümüzdeki günlerde bu geziye katılamayan diğer gazeteciler de farklı gezilerde Ekrem İmamoğlu'nun yanında yer alacaklardır.”